1.6

4.7K 472 127
                                    

"Ji Seok denen piç oğlunun çıkagelme ihtimaline karşılık böyle bir şey planlamış olabilir." Namjoon gözlerini yoldan ayırmadan biraz sesini yükselterek diğerlerinin dikkatini üzerine çekti.

"Eğer öyle bir şey olsaydı oradan elinde sadece paralar ile çıkmaya yelteneceğini sanmıyorum, daha farklı bir şey olmalı." Seokjin gözlerini kısarak düşünüyormuş gibi duruyordu.

"O lanet orospu çocuğu yasal yollardan bahsederken eğer bunu kastediyorsa onu yaşatmayacağım!" Jungkook sinirle bağırdı.

İşte şimdi Jimin, Jungkook'un gazabından kurtulamayacaktı.

**********

Jimin kilitli olduğu odadan cebindeki maymuncuk yardımı ile çıkmıştı. Bunu yapalı uzun zaman olmasına rağmen Jungkook ve diğerlerinin peşine düşmenin kendisi açısından pek de iyi sonuçlar doğurmayacağını düşündüğü için salonda yayılmış, televizyon izliyordu. Artık fazlasıyla sıkılmasından dolayı kapanan gözleri çalan telefonu ile fal taşı gibi açılmıştı.

"Hm?" Hoseok'un aramasındansa Jungkook'un arayıp lanetler yağdırmasını ve "Bekle beni orada orospu çocuğu!" diyerek tehdit etmesini bekliyordu.

"Samsung Tıp Merkezi." ve hat kesildi.

"Neden bir sağlık merkezinin adını verdi bu şimdi?" telefonun ekranına boş boş bakarken kaşları çatık bir şekilde kendi kendine konuştu.

Aklına gelen, kalp ritimlerini hızlandıran düşünce ile evden nasıl fırladığını bilmiyordu.
Yaptığı üniversite planı sayesinde ellerinde olası bir yaralanmada devreye girebilecek nitelikte birisi vardı, ki o kişi de en yakın arkadaşıydı. Buna rağmen bir sağlık merkezine gitmeleri akıl karı değildi, tabi Taehyung'a bir şey olduysa işler değişirdi. Bu Jimin'in kalbini ağzına getiriyor ve içten içe suçluluk duygusu ile boğuyordu. Tabi bunun yanına biraz da kaybetme korkusu da ekleniyordu.

Yaklaşık bir saatlik yolculuğun ardından çağırıldığı tıp merkezine vardı. Derin düşünceler eşliğinde ilerlerken hastanenin bahçesinde duraksadı ve acil kapısından içerideki karmaşaya bir göz attı. Gördüğü manzara pozitif kalmaya çalışma çabasını öldürüyordu.
Belliydi, bir kaza veya benzeri bir şeyler olmuştu ve bu etrafta büyük bir kargaşa oluşturmuştu. Bu görüntü arkadaşına bir şey olabilme ihtimalini istemsizce daha çok kuvvetlendiriyor ve içindeki panik duygusunu harekete geçiriyordu.

İçeri girmeden önce kendini sakinleştirmeyi denedi. Bunu başarması için de elindeki yanan tütünden derince bir nefes alması yetmişti.
Sigara içen birisi sayılmazdı. Sadece çok bunaldığında bir kaçış kapısı aralamasında kendisine en çok yardımcı olan şu sigara denen meretti.

Sonunda amacına ulaştığına karar kıldıktan sonra sağ elindeki neredeyse bitmek üzere olan sigarayı hışımla bir köşeye fırlattı ve normalden biraz daha hızlı bir tempo ile giriş kapısından içeriye girdi.

Resepsiyonun başının dolu olduğunu görmesiyle oraya gitmekten vazgeçmişti. Çünkü giderse elde ettiği tek şey zaman kaybı ve bir adet sinir krizi olurdu.
Adımlarını hızlandırarak dolu olduğu için asansörü es geçti ve merdivenlere yöneldi. Beş katlı binanın ilk iki katını rahatlıkla geçtikten sonra nefes nefese kalmaya yeni yeni başlamıştı.

Dördüncü katın merdivenlerini çıkarken bir süreliğine duraksadı ve ellerini dizlerine koyarak derin nefesler almaya başladı. Bacakları ağrımaya başlamıştı fakat yine de aklına doluşan Taehyung'a bir şey olma düşüncesi ile her şeyi bir kenara koymuş ve hızını şaşırtıcı bir şekilde bir öncekinden bir tık ilerisinde bir seviyeye çıkarmıştı.
Beşinci kata vardığında ilk önce sağına sonra soluna bir göz attı. Kendisinden yaklaşık beş metre uzağında duran tanıdık omuzlar ile istemsiz bir saklanma içgüdüsüne bürünmüştü ve tekrardan çıktığı merdivene inmişti.
Sırtını duvara yaslayarak kulaklarını konuşulanları daha rahat duyabilmek için kabartmıştı.
Duyduğu tını ile Namjoon'un konuştuğunu anlayabilmişti.

Justice◾pjm+jjkDonde viven las historias. Descúbrelo ahora