3.3

2.8K 290 51
                                    

"Pekala...," elinin tersiyle alnına birikmiş terleri sildikten sonra ceketinin cebindeki küçük feneri çıkartarak telin çekildiği kaynağın başına eğildi ve feneri dişleri arasına sıkıştırarak mekanizmayı etkisiz hale getirme çabalarına girişmeden önce yüzüne güzel bir sırıtış yerleştirerek başında dikilen arkadaşı ile göz göze geldi.

"İşte başlıyoruz."

**********

"Sinyali aldık." bacağının titremesi ile cebindeki telefonu çıkarıp gelen mesajdaki kodlara baktı.

"Şimdiye kadar bir patlama sesi duymadığımıza göre yolun başındaki tuzağı etkisiz hale getirdiklerini varsayıyorum." sevdiği adamın elindeki telefonu alıp gelen konum koduna bakarken konuştu Jimin.

"Yolun başında tuzak mı vardı?" gözünü yoldan ayırmadan dehşete düşmüş bir şekilde sordu Namjoon.

"O yolu korumak için sadece insan gücünün yeteceğini sandığını söyleme bana." dalga geçtiğini varsayarak konuştu küçük olan.

"Sen bunun çocuk oyuncağı olduğunu mu sanıyorsun amına koyayım?" şehirden çıkmış olmanın getirdiği rahatlıkla ani bir manevra ile arabayı sağa çekerken bağırdı. "Ya tuzağı fark etmeselerdi? O zaman ne yapacaktık aptal herif?"

"Eğer fark etmeselerdi zaten planın başarılı olmayacağını başlamadan önce anlardık." umursamaz bir şekilde omuz silktikten sonra nerede olduklarını anlamak için etrafına bakabilmek için oturduğu koltuktan sırtını ayırdı.

"Onları öldürtebilirdin!" arka koltukta oturan genç adam sevgilisinden pek farkı olmayacak şekilde bağırdı.

"Oraya bunu göze alarak gidiyoruz zaten." istifini bozmadan etrafını incelemeye devam etti kısa boylu genç.

"Seni öldüren şey bütün bu yaşadıklarımız değil, umursamazlığının getirileri olacak aptal çocuk!" aynı şiddetle konuşmasına rağmen ses tonunu azaltmış ve arabayı geri çalıştırmıştı genç adam.

"Şu durumda en son önemsediğim şey bile değil bu." cebindeki telefonu çıkarıp saati kontrol etti.

Şu an sergilediği vurdumduymaz davranışlar alışılmışın biraz dışındaydı ve bunu üyeler de fark etmişti.

"Yah, Park Jimin!" sonunda bu haline katlanamayan Jungkook sesini yükseltti.

"Ne yaşarsan yaşa tek sorunu olan sen değilsin ve artık yalnız da çalışmıyorsun. Sadece kendinden sorumlu değilsin artık!" elinden bir kaza çıkmasını istemediği için elini yumruk yaparak tırnaklarını avuç içine bastırdı. "Birlikte çalışıyorsak eğer takım arkadaşlarından da sorumlusun demektir. Bu yüzden adamı delirtme ve bencil bir piç olmaktan vazgeç!"

Dikiz aynasından, konuşması bittikten sonra bile delici bakışlarını kesmeyen adam ile göz göze geldi küçük olan. İlk defa eski günlere dönmüş gibi hissediyordu.
Aynı şiddet ve hiddeti hissetmek tebessüm etmesini sağlamıştı.

"Gülüyor musun?" bir yandan yola bakarken bir yandan da kaçamak bakışlar atan Namjoon ne gördüğüne inanamaz bir sinirle sordu. "Bir de gülüyor musun?"

"Tamam, kabul ediyorum. Hata yaptım falan." pes etmiş bir şekilde itiraf etti Jimin. Bu öyle düşündüğü için dile getirdiği bir cümle değildi. Eğer yine böyle bir şey yaşayacak olsalardı aynı tercihi yapacağından adı kadar emindi.

"Yolda başka tuzak yok değil mi?" küçüğünün hatasını kabul etmesinin getirdiği memnuniyet ile sordu Seokjin.

"Hayır fakat koruma alanına girdikleri gibi sinyal kesiciler devreye girecek. Yani bağlantımız kopacak. Bundan sonrasında tek başınalar." sakince açıkladı.

Justice◾pjm+jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin