2.9

3.3K 340 133
                                    

"Size iyi acı çekişler!" sonra bir şey aklına gelmiş gibi devam etti. "Ha bu arada, güzel oğluma ve patronunuza selamlarımı iletmeyi unutmayın!" çalışma masasının arkasında duran koltuktaki asılı ceketini tek parmağı ile kavradıktan sonra sırtına atarken neşeli bir ses tonu ile konuştu. Ardından yerdeki, artık hiçbir yaşam belirtisi göstermeyen, bedenin üzerinden atlayarak kapıdan çıktı ve gözden kayboldu.

Delicesine, yerde yatan yaşayıp yaşamadığından emin olmadıkları gencin yanına gitmek isteseler de dışarıya sürüklenmeleri ile bu isteklerini sineye çekmek zorunda kalmışlardı ve Taehyung'u da.

**********

Üzerinden yaklaşık bir saatin geçtiğini tahmin ettiği olayı hala idrak edememişliğin getirdiği boş gözlerle karşısında duran duvara gözlerini dikmişti genç adam. Arada kurumaktan dolayı batan gözlerini eski haline getirmek için kırpmak dışında hiçbir yaşam belirtisi vermiyor, sadece karşısındaki duvara bakıyordu. Getirildiği odanın duvarları üzerine geliyor, yaslanıp yere çöktüğü duvar sırtına batıyordu.

Odada tekti. Malum olayın yaşanmasından sonra Yoongi ile yollarını ayırmışlardı. Onu birbirlerini öldürmesinler diye farklı odaya aldıklarını biliyordu. Bunun yanında yalnız kalmalarının da ölüm kapısına çıktığını ve bunu da bilerek yaptıklarını biliyordu. Sonuçta ölmek sadece nefes almayı kesmek değildi, bir insan nefes alırken de ölebilirdi ve Hoseok bunu şu an çok daha rahat anlayabiliyordu.

Aldığı her nefes, yuttuğu her tükürük, her gözlerini kırpışı kalbine batıyordu. Taehyung'un vurulduktan sonraki yüzünde oluşan ifade her gözlerini kapattığında beliriyordu ve sırf bu yüzden Hoseok şu bir saat içerisinde toplasan dört yüz kez falan göz kırpmıştı. Ki bunun normal bir insanda dokuz yüz olduğunu hesaba katarsak oldukça ciddi bir sayıydı.

Şu an hiçbir şey düşünemiyordu. Normalde mantığını kullanan birisi olarak ilk defa bugün kalbini dinlemediği için pişman olmuştu. "Ona düzgünce nasıl hissettiğimi söylemeliydim, ters psikolojiyi yanlış insanda kullanmamalı ve anlaşma yapmaya çalışmalıydım. Tanrım, onu kurtarabilirdim ama yapmadım, yapmalıydım!".

Dolan gözlerini sımsıkı kapatarak yumruk yaptığı ellerini başına götürdü ve şiddetli bir şekilde vurmaya başladı. Bir yandan da saçlarını çekiştiriyordu. Bir süre buna devam ettikten sonra ellerini yavaş yavaş yüzüne indirdi ve sessiz döktüğü gözyaşlarının bıraktığı ıslaklığı yüzünü sıvazlayarak sildi. O an aklına bir şey geldi.

Taehyung ölmemiş olabilirdi. Bu yine Ji Seok'un gayet iyi planlanmış, ultra gerçekçi blöflerinden birisi olabilirdi.
Bu doğru olmasa bile en kısa sürede buradan çıkması gerektiğinin farkındalığına bürünmesi gerekiyordu yoksa bir saat önceki senaryo kendisi üzerinde de uygulanabilirdi.

Hala yüzünü kavrayan ellerini çekerek karanlık odaya bir göz gezdirdi. Orada uzun süredir bulunduğundan dolayı gözleri karanlığı benimsemişti ve cisimleri seçmesinde yardımcı oluyordu.

Artık kendisinin pek umursandığını sanmıyordu. Ji Seok onunla yeteri kadar eğlenmişti ve büyük ihtimalle de şu an buralarda bile değildi. Bu yüzden odada kamera arayışına girmedi çünkü biliyordu, yoktu. Zaten Ji Seok odaya kamera yerleştirse bile sadece formaliteden yapar, monitöre bir an bile olsa bakmazdı.

Etrafa daha rahat bakabilmek için yerden kolları yardımı ile kalktı ve odanın içerisinde gezinmeye başladı. Görüşünü kuvvetlendirebilecek herhangi bir ışık kaynağı arıyordu. Bulamayacağını fark edince bu sefer dikkatini kaçması için kullanabileceği materyallere yöneltti.

Oda aslına bakarsak oldukça konforluydu. İçerisinde bir tane çift kişilik yatak, yatağın tam karşısında büyük bir gardırop, yatağın yanlarında ise birer tane komodin vardı. Sadece cisimleri seçebilse de şık ve sade bir tasarım olduğunu anlayabilmişti.

Justice◾pjm+jjkWhere stories live. Discover now