2 Prens

Yedi - Erkekler Ağlamaz, Kavga Ederler

Off hiç rahat değilim.

Her yerimi çekiştire çekiştire spor salonundan çıktım. Rahat edememek bir yana, bir de adet sancım başlamıştı.

Ağrı kesicimi almak üzere sessizce sınıfa süzüldüm.

Yokluğumu kimsenin fark edeceğini zannetmiyorum. Ben olmanın tek güzel yanı da bu.

—

"Oğlum kalk artık!"

Yine korkunç bir okul sabahı, yine o korkunç sözler.

Kulaklarımda çınlıyor sanki: Oğlum, oğlum, oğlum...

Yarı uyur vaziyette yatağımdan çıktım, yüzümü yıkadım. Mavi pijamalarımın içinden çıkıp okul üniformasını üzerime geçirdim, basketbol topu şekilli çantamı sırtıma attım, kösele ayakkabıların ucuna çorap sokuşturup ayağıma giydim.

Merhaba yeni gün.

—

Durağa gelince sıkış tıkış otobüsten kolumu bacağımı zor kurtararak indim. Kendimi etten duvarın içinden dışarı atarken ayakkabılarımdan teki ayağımdan fırlayıp içindeki çorapla beraber havada süzüldü. Otobüs kapısını kapayıp içeride bana garip garip bakan insanlarla beraber hareket ederken, ben panikle çorabı ayakkabının önüne sokuşturup ayakkabıyı da ayağıma giydim. Okula doğru yürümeye başladım. Her sabah ben bahçeden okul binasına yürürken bankta arkadaşlarıyla oturan Ali bu sefer tek başına okulun girişindeki demirlere yaslanmış, gözünü okulun girişine dikmiş bakıyordu.

Göz göze geldik.

Hafifçe gülümsedim.

Ali'nin surat ifadesi değişmedi.

Bakışlarıyla beni delmek ister gibi bakıyordu. Bir süre yerimden kıpırdayamadım.

Bakmaya devam etti.

Sonra aniden sırtını döndü, yavaş adımlarla okula doğru yürüdü.

—

Eren'in dürtüşüyle kafamı sıradan kaldırdım. Ağzımın kenarı ıslaktı. Eren güldü.

"Bu nasıl uyumak böyle?"

Gözlerim kocaman açıldı. Uyudum mu ben?

Ama not alıyordum en son!

Panik oldum.

"Nasıl olur, nasıl uyumuş olabilirim?"

Eren cüzdanından 20 lira alıp cebine koyarken sordu. "Çok yorgunsun kaç gündür. Geceleri uyuyamıyor musun?"

Kaç gündür uyku problemi çektiğim doğruydu, Eren'in gözünden asla kaçmaz bu tip şeyler.

Cevap vermedim, Eren zaten cevabı bildiği için umursamadı. "Yiyecek bir şeyler alacağım. Sana da kahve almamı ister misin? Tost da alabilirim istersen."

Gözlerimi kırpıştırdım. "Ben de seninle geleyim. Uykum açılsın."

Eren 'tamam' der gibi başını salladı, birlikte bahçeye çıktık. Yüzüme vuran soğuk beni kendime getirdi. Bir masa bulup oturduk. Uzakta Ali ve arkadaşları cam kenarında konuşup sohbet ediyordu. Beni görünce Ali'nin suratında sabahki o rahatsız edici ifade belirdi. Beni görmemesi, daha da mühimi benim onu görmemem için sırtım ona dönük şekilde oturdum. Eren elinde tost ve kahveyle geldi. Kahveyi önüme koydu. Şekeri açtı, kahveye attı. Kahveden kaynar bir damla elime sıçradı, gayrıihtiyari "Ah" dedim.