Ondokuz - Erkek Güzeli

7.6K 610 91
                                    

Herkes burada mı?


Gözlerim korkuyla açıldı.

Ben ona 'SİKTİR' diyeli yaklaşık 7 saniye olmuştu ve Ali'nin yüzündeki tek bir çizgi bile oynamıyordu.

8,9,10,11...

Sonra dudaklarının kenarında hafif bir kıpırtı oldu. Çenesi gerildi, ağzı yavaşça yanlara doğru açıldı.

Buna insanlar 'gülmek' diyordu.

Kaşlarını kaldırıp soru soran bir ifadeyle bana baktı.

"Sen az önce bana küfür mü ettin?"

Evet gülmesi beni öldürmeye kalkmasından daha iyiydi. Ama bilmediğim bir sebeple bu rahat gülüşü sinirime dokunmuştu.

Ben bu adamı İrem'le öpüşürken görmüştüm. Kız olduğunu yeni yeni hissetmeye başlayan kalbim dakika bir gol bir şeklinde kırılmıştı. Sonra beni dersten çıkarıp öpmüştü. Hem de dalga geçer gibi 'Seni kız gibi hissetirmemi ister misin' diyerek.

Dudaklarıma dokundum. Dudaklarının sıcaklığını tekrar hissettim. O his benim sinirimi daha da körükledi.

Çünkü aynı adam beni öptükten sonra ortadan kaybolup okula bile gelmemişti. Sinir bütün bedenimi kapladı. Birden kim olduğumu, daha doğrusu kim olmam gerektiğini, dikkat çekmemeye verdiğim önemi, kısacası her şeyi unuttup bağırmaya başladım.

"Evet küfür ettim! Ben sana küfür ettim!" Hızımı alamayıp üstüne doğru iki adım attım. "Sümsük Yankı zorba Ali'ye küfür etti!"

Etrafta bulunan üç beş kişi şaşkınlıkla bana bakıyordu. Ali'ye böylesi kafa tutmak her babayiğidin harcı değildi. Bastıbacak Yankı'nınsa hiç değildi.

Etrafa aldırmayan Ali'nin yüzündeki gülümseme büyürken ben meydan okur gibi gözlerimi kaçırmadan gözlerinin içine baktım.

Ancak bu meydan okuyuşum 10 saniye kadar sürdü.

11. saniyede ayaklarım kıçıma vurarak sınıfa koşuyordum.

-

Sınıfa nefes nefese girerken Eren'le burun buruna geldim. Düşmeyeyim diye omuzlarımdan tutup bana baktı.

"Hişt, n'oluyor? Sabah ağzını bıçak açmıyordu şimdi nefes nefese birinden kaçıyor gibisin. Ne iş?"

Ona cevap verebilmek için nefesimin düzene girmesi gerekiyordu. Derin derin nefes alırken sırama doğru yürüdüm o da peşimden gelip ön sıraya oturdu, bana döndü.

"Anlat bakalım."

Nefesimi tutarak ona baktım, baklayı ağzımdan çıkardım.

"Ali'ye küfrettim."

Anlamaz gibi kaşlarını çatarak bana baktı.

"Sebep?"

Nasıl açıklanırdı ki bunun sebebi? Ben söyleyecebileceğim beyaz bir yalan ararken kapıdan içeri elleri cebinde, kaşları çatık bir ifadeyle, yavaş adımlarla Ali girdi. Dilini dudaklarının kenarında gezdirdi, yanımda durdu. Ben kafamı bile kaldırmadan önüme bakarken o tepemde dikilmeye devam ediyordu.

Parmağıyla omzuma üç kez, yavaşça dokundu.

Eren, Ali ve benim aramdaki gergin havadan hiç etkilenmeden suratında umursamaz bir ifadeyle Ali'ye baktı.

"Ne istiyorsun yine?"

Kafamı kaldırıp bakamıyordum ama bu duymama engel değildi. Ali hafif asabi bir ses tonuyla ona cevap verdi.

2 PrensWhere stories live. Discover now