Otuzüç - Kör Kuyu

3.3K 347 41
                                    

Eve girerken babamın arabasının bahçede olduğunu fark edemeyecek kadar düşünceliydim. Oysa ki normalde arabayı görür görmez karşılaşmamak için mutfak girişine doğru dümeni kırarım.

Eren'in ne demeye çalıştığını, neden Yankı'nın durumuna böyle garip yaklaştığını Yankı'nın annesini görünce daha iyi anlamıştım. Normal olmayan bir şeyler vardı o kadında.

Hiç istemediğim bir çözüm ama galiba Eren'le konuşmam gerekiyor. Nefret ediyor olsam da Yankı'yı benden önce tanıdığı bir gerçek.

Koridordan odama çıkacakken biri kolumdan sertçe tuttu.

Engin beyden başkası değildi bu.

"Sen evde miydin?"

Kafasını hafifçe sola eğip küçümseyerek cevapladı.

"Nerede olacaktım? Esas seni burada görmek büyük şeref."

Gözlerimi devirip kolumu sertçe çektim. Yürümeye devam edecektim ama tabi ki sözlü tacize devam etti.

"Benim arabamdan indiğini hatırlatırım sana. Bu havaların gülünç oluyor."

Ona dönüp boş bakışlarla arabanın anahtarlarını ayağına fırlattım.

"İyi o zaman. Eğlencene bak."

Söyleyeceklerini duymamak için iki avucumu iki kulağıma, iyice görmesi için büyük hareketlerle tıkayıp yavaşça odama çıktım.

Klavyem artık gizli saklı değil odamın baş köşesinde duruyor. Geçenlerde kendi bestelerimden birkaçını profesyonel bir stüdyoda kaydedince müziğe neden aşık olduğumu tekrar hatırladım. Beni müzikten ayıran bir kişiye duyduğum nefret olmuştu, bir başkasına duyduğum aşk ise ona geri dönmemi sağladı.

Klavyenin başına oturdum, kafamdaki melodileri, notaları toplamaya çalıştım.

Ama kafam o kadar karışıktı ki konsantre olamadım. Masanın üstüne bıraktığım telefonu alıp konuşmayı hiç istemediğim o ismin üstüne dokundum.

Karşı tarafın dalga geçen tonlamalı 'Efendim'ini duyar duymaz da bu kararımdan pişman oldum.

Sadece 'Efendim' diyerek sinirlerimi altüst etmeyi becerebilecek Eren denyosundan başka kimse yok hayatta.

"Eren.. Ali ben."

"Telefonun kayıtlı Ali."

Sabır...

"Sen haklısın galiba."

"Muhtemelen. Hangi konuda?"

Bardak yeni yeni doluyor sanıyordum ama onun bu cevabıyla birden taşıverdi.

"Lan oğlum pişman etme beni!"

"Tamam Ali, Tom ve Jerry'yi oynamayalım. Hangi konu bu söyle."

Derin bir nefes aldım.

"Yankı'nın annesi. Davranışları..."

Konuşmakta zorlanıyordum çünkü Yankı'nın arkasından iş çeviriyormuş gibi hissediyordum kendimi. Eren kendimle olan savaşımı beklemezsizin lafa girdi.

"Duygu teyzeyi tanırım ben. Her zaman biraz garipti ama dünkü kadar değil. Yankı'nın anlattığı hikayenin mantıksız olduğunuysa kendisine de söyledim. Bütün bunların arkasında bize anlatılandan başka bir hikaye olmalı."

"Sence nasıl öğreniriz bu hikayeyi?"

Eren duraklamadan cevapladı.

"Polis bir tanıdığın var mı?"

2 PrensTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon