Yirmisekiz - Sherlock

5.2K 394 71
                                    

Eren, Ali ve ben Ali'nin odasında rahatsız edici bir sessizliğin ortasındaydık.

Sabah o notu gördükten sonra suratım bembeyaz olmuş ellerim korkuyla titremeye başlamıştı. Eren geldiğinde, hatta sınıf dolup ders başladığında bile titremem geçmemişti. Eren durumumu ısrarla sorup beni sıkıştırınca ona notu göstermek zorunda kalmıştım.

Öğleden sonra sınavımız olmadığı için Eren beni okuldan çıkmaya ikna etti. Planı bir yerlere gidip konuşmak, ne yapabileceğimizi düşünmekti. Benim isteğimse bir an önce Ali'yi görmekti. Onu görmek istemekte ne haklı olduğumu da Ali'yi kapıda gördükten sonra anlamıştım çünkü onu gördüğüm andan itibaren içimdeki korku azalmıştı.

Anneme ve Eren'e haksızlık belki bu; hatta biraz mantıksızlık da. Ama elimde değil, Ali hayatta en güvendiğim insan. En güvendiğim insan demek yanlış aslında, o hayatta bana en çok güven veren "şey". Onu görünce sakinleşiyor, sanki sarhoş oluyorum.

Ali benim uyuşturucum.

'Uyuşturucum' beni evinin kapısında Eren'le dikilirken bulunca çok şaşırmıştı.

Ancak tek şaşıran o değildi. Kapıyı açmasını beklediğim en son kişi 20 yaşlarında, siyah saçlı ve güzel bir kızdı. Düşünmem gereken çok daha büyük bir problemim olmasına rağmen Ali'nin 'Doruk' diye seslendiği kız hala aklımdaydı.

Ali bacaklarını açarak oturduğu sandalyesini onun yatağında yan yana oturan ben ve Eren'e döndürdü. Bir süre ters ters baktıktan sonra Eren'e "Kalk lan ordan, hıyar" dedi.

Eren boş bakışlarıyla ayağa kalktı, çömelip yere oturdu.

"Evet anlatın bakalım, nedir sizi benim evime el ele getiren?"

Ali'ye öfkeyle baktım.

"Hiç sırası değil Ali. Önemli bir konu olmasa gelmezdik."

Ali bana gülümsedi "Sen her zaman gelebilirsin. Her saatte..." Eren'e döndü. "Ama senin için aynısı geçerli değil sarı çocuk."

Eren sırtını dolaba dayayıp "Ben de sana bayılmıyorum" dedi.

Ben burda panikten ölecekken ikisi hala birbirini yiyordu. Dayanamayıp bağırdım.

"BİRİ SIRRIMI BİLİYOR!"

Ali şaşkınlıkla kafasını bana döndürdü. "Ne?"

Kapının dışından bir ses duyuldu.

"Ne?"

Gözlerim korkuyla açıldı. "Kapıda kim var Ali?!"

Ali kaşları çatık bir biçimde sandalyeden kalkıp kapıya yöneldi. "Şimdi anlarız."

Kapıyı açınca karşısında duran "Doruk" denen kızdı.

"Sen kapıyı mı dinliyorsun?"

Doruk onu umursamadan bana döndü. "Sırrın nedir? Aslında kız olduğun mu?"

O 'espri' yaptığını zannedip kahkahayla gülerken biz üçümüz birbirimize bakıyorduk. Doruk kendisinden başkasının gülmemesi üzerine bize döndü ve garip garip bakıştığımızı geç de olsa farketti.

"Bir dakika..."

O çığlık çığlığa bağırmadan önce Ali elini ağzına götürüp sesini kesti, onu odaya çekip kapıyı kapadı.

Ben korktukça sırrım daha geniş kitlelere yayılmaya devam ediyor.

-

Eren'in yanımdaki eski yerini Doruk almış vaziyette odada oturmaya devam ediyorduk. Doruk Ali'nin elinden kurtulduğından beri kulağımın dibinde vırvırlanıyordu. Ali'yse pes etmiş vaziyette sandalyesine oturmak için adım atarken birden sendeledi. Korkuyla ayağa kalkıp kolundan tuttum.

2 PrensWhere stories live. Discover now