Onsekiz - Leyla

9.3K 684 228
                                    

Verdiğim uzun ara için özür dilerim.

Bir daha olmaması en büyük isteğim. 

Fleet Foxes'dan Mykonos sizlere gelsin.



Hassiktir.

Yankı'nın suratı ellerimin arasında, gözleri gözlerimdeyken aklımdan geçen şey buydu.

'Hassiktir.'

Ne yaptım lan ben?

Böyle olmamalıydı. Gereksizce erken davrandım. Kendime hakim olamadım.

Plan program benim yapacağım şey değil zaten. İçimden geleni ancak bu kadar tutabildim. Ona dokunmamak için ancak bu kadar sabredebildim.

Hala birbirimize bakıyorduk. Yankı suratını yavaşça ellerimin arasından çekti. Ben de geriye bir adım attım.

Anın büyüsü kaybolunca geriye ne yapacağını bilemeyen iki insan kalmıştı: Yankı ve ben. Birimiz yere birimiz etrafa bakarken Yankı tekrar bana döndü.

"Şey..."

Sesini duyunca irkildim. Suratına bakarken sanki hayatında ilk kez bir kızı öpen, tecrübesiz bir erkektim. Toydum.

"Teşekkür ederim."

Yankı söylediği şeyin saçmalığının farkındalığıyla bana utanarak bakarken ben de ondan farklı olmayan bir şaşkınlık ve telaşla cevapladım.

"Rica ederim."

Yankı yutkundu, yere baktı.

"Ben.. ben sınıfa gideyim."

Boş bakışlarımla kafamı salladım. "Tabi derslerinden geri kalma."

Yankı kocaman açtığı gözleriyle onaylanıp binaya doğru ilerlemeye başladı.

Ne oldu lan az önce? Ne dedim ben?

Yankı mı bana benzemeye başladı, ben mi ona? Onun acemiliği bana da bulaştı sanki.

Eskiden böyle değildim ben. Tecrübesiz kızların çekingenlikleriyle alay eder, eğlenirdim.

Kibrimin bedelini ödüyorum galiba.

Çarpıldım.

Hem de minik bir kıza.

Evin demir kapıları yavaşça önümde açıldı. Bahçeden eve giden yolda yürürken neden shuttle servisimiz olmadığını düşünüp güldüm. Evin önüne yürümek en az 6-7 dakika sürüyordu.

Evde kimseye rastlamamanın hafifliğiyle doğruca odama geçtim.

Hoparlörü son ses açtım, Jeff Buckley Lilac Wine'ı söylerken gömleğimi çıkarıp yatağa uzandım.

5 Ocak.

Önceki yıl deli gibi sarhoş olup gece kulüplerinde sabahlayarak geçiştirmiştim 5 Ocak'ı.

Ondan önceki senelerde ise hayatta en sevdiğim insan yanımdaydı. Sarhoş olmamak, kendime hakim olmak için kalan son sebebim henüz elimden alınmamıştı.

Leyla'nın sesini duymayalı 2 ay oldu neredeyse. Mesajlaşıyoruz ama telefonda konuşmak bile yetmezken mesajlaşmanın ne faydası olabilir?

Hazırlaması gereken bir proje olduğu için bir süre arayamayacağını söylemişti ama 5 dakika konuşmak ne kadar engelleyebilir çalışmalarını bilmiyorum. Sanırım Leyla'ya biraz dargınım. Hayatta darılma lüksümün olduğu tek insan olduğu için bu şımarıklığı yapıyor da olabilirim.

2 PrensWhere stories live. Discover now