El Afarit 8

1.6K 38 0
                                    

     abim bu olaylardan habersiz bir şekilde yaşamaktadır. tabiiki birşeyler duymuş halamlardan ama "saçma" deyip geçmiş. bu yüzden ne dua okumakta nede abdest almaktadır. böylece 1-1.5 sene kadar gezmiş. bir süre sonra
gitmeye başladı. içinde bulunduğu durumdan ötürü rahatsızdır fakat sadece kişisel durumlardan ötürü. doktor abime ilaçlar vermiş. abim de düzenli olarak kullamaya başlamış. o sıralar aynalarda zaman zaman farklı durumlar oluşmaktaymış fakat ilacın yan etkileri zannedip üstelememiş. örneğin aynada tam arkasında duman gibi , kara sis gibi birşeyler görüyormuş arkasına dönüp baktığında birşey olmuyor , tekrar aynaya baktığında da göremiyormuş. sadece bir anlık olan şeyler.
     abim o sıralar trabzonda ktü de okumakta. evde de tek başına kalıyor. biraz sıkıntılı birisi olduğundan kimseyle kalmak istemiyor. o sıralar bir kaç kez yatağa düşerek uyandığını farketmiş ama uykuda düşer gibi olursunuz ya öyle birşey zannetmiş. bir gün gece yatarken birşey dürter gibi olmuş yerinden zıplayarak kalkmış , yorganın içinde birşey hareket ediyormuş , abim olduğu gibi duvara yapışmış yatağa yüzü dönük şekilde , sırtını duvara vermiş.
     duvara verdikten sonra bile yorgan hareket etmeye devam etmiş. sanki altında yavru kedi gibi birşey varmış , ani ve çok hızlı hareketlerle devamli sürekli bir sağa bir sola hareket ediyormuş. abim dona kalmış bakarken. hiçbir şekilde hareket etmemiş dakikalarca. yorgandaki hareketlilik kesilmiş bir süre sonra ama abim bir yarım saat bıyunca hiç hareket etmemiş , duvara yapıştığı gibi kalmış. korkudan bağırmayı bile unutmuş o sıra. söylediğine göre dizlerinin bağı çözülmüş neredeyse düşüp bayılmamak için zor tutmuş kendini. yarım saat kadar sonra yavaşca ileri doğru çok yavaş bir adım atmış ve adımı atar atmaz yere düşmüş. korkudan kendini öyle kasmışki "10 km kesintisiz koşmuş gibiydim adım atınca bacaklarım tartamadı beni bi an o yüzden düştüm" der o an için.
     düştüğü anda geri kalkmaya çalışmış ama başaramamış. bi süre afalladıktan sonra toparlanmış. ayağa kalkıp yatağına bakaraktan dış kapıya doğru ilerlemiş ve kapıyı açarak son sürat kaçmış sokağa. o sıra sokakta apartmandan çıkar çıkmaz yaşlı , kara kuru bir adamın ona dik dik batığını görmüş , ondan da korkarak aksi istikamete doğru koşmaya başlamış. kışın ortasında don atlet koşan bu adamı devriye gezen polisler görmüş , kimlik felan olmayınca da gotürmüşler karakola. ertesi gün babamı aradılar. trabzon ordu arası 3.5 saat olduğundan (şimdi 2 saat , o zamanlar öyleydi) babam arabaya atlayıp gitmiş. abimin zaten problemleri olduğundan ötürü iyice delirdi sandık , dün gibi hatırlarım o günü. annem saatlerce ağlamıştı "oğlumun kafa gitti" diye. neyse konuyu dağıtmayalım ; babam trabzona varınca polisler durumu anlatmış. abim hiçbir şey söylememiş polislere. polisler de bağırmış çağırmış yok , güzel konuşmuş yok , tehtit etmiş yok. çıt çıkmamış 3-5 saat. zaten psikoloji incin , iyice darmadağan olmuş. sabah olunca komşularından ev sahibinin numarasını bulmuşlar o da babamın telefonunu vermiş. abim uzunca süre ne olduğunu kimseye anlatmadı. aslında babam bilseydi kurtuluşu rahattı ama abim şizofren olduğunu düşünmüş karakoldayken. utancından , deli diyecekler diye kimseye birşey anlatmamış.
     bu olaydan sonra bizimkiler de işin aslını bilmediğinden ötürü abimi doktoruna gotürürler. orda doktoruna anlatmış bu olayı ve şizofreni teshisi koymuş. ilaçlarını ağırlaştırmış ve okula bir süre ara vermesi gerektiğini söylemiş. abim bu olaydan sonra orduya döndü ve ertesi seneye kadar okula gitmedi. o zamana kadar şizofreni olduğunu zannetti hem kendisi hemde hepimiz. ama asıl olaylar bundan sonra başına geliyor. zaten şizofreni olduğunu zannettiği için kimseye söyleyemediği , kendi hastalığından ötürü sandığı şeyler ama aslında olan şeyler yani...
     abim orduya geldikten sonra birkaç ay bu tip olaylarla hiç karşılaşmamış. annem odada yatakların altına kül koyduğundan ötürü mışıl mışıl uyuyormuş. birgün abim yatağın altına walkmanın pilini düşürmüş ve almak için elini yatağın altına sokunca külün içinde olduğu poşet dağılmış , abimde ne olduğuna anlam veremeyip gitmiş çöpe atmış. bundan sonra odada arı vızıltıları duymaya , küçük şimşekler gibi şeyler görmeye başlamış. doktor o güne kadar iyiye gidiyor derken bu olaylar sonrasında azalttığı ilaçları tekrar arttırmaya başlamış. tabii abimde doktordan başka kimseye anlatmıyor bu olayları. birgün odasında dediğine göre küçük el aynasında sivilcelerini sıkıyormuş. o sıra aynadan arkada uzun bir saç görmüş , arkasına bakmış birşey yok aynaya bakmış tam arkasında duruyor. yüzü gözükmüyor ama tam arkasında bir kadın kafası var saçları gözüküyor.
     yüzünü görebilmek için kafasını sağa sola oynatmış ama o oynattıkça kafasyla aynı şekilde hareket yaparak kadın da oynatıyormuş. abim bunun şizofreniden olduğunu düşünüyor o sıra o yüzden gram korku sarmamış. çünkü doktoru her an böyle şeylerin olabileceğini söyleyip durmuş aylarca o yüzden böyle bir duruma hazırlıklıymış. ilk seferindeki gibi hazırlıksız yakalanmadım diye düşünmüş.
     birkaç dk boyunca sağa sola kafasına oynatmış ama nafile yüzü bir türlü gözükmüyor , aynadan kafasına çevirip baktığında ise birşey görmüyormuş. aynayı da sağa sola hareket ettiriyormuş ama sürekli tam arkasına denk gelecek şekilde öteki de hareket ediyormuş. en son bir kez daha arkasına bakmış gene birşey görememiş , derken önünü dönüp aynaya bakınca tam boynunun arkasında durduğunu farketmiş ve o an nefesini hissetmiş. dediğine göre yüzü belli belirsiz duman gibi gözleri kıpkırmızı alev gibiymiş dik dik abime bakıyormuş ve o sıra bilmediği dilde birşeyler fısıldamış.
     o sıra abim çok yüksek bir sesle bağırarak bayılmış. bağırısını hatırlıyorum bende evdeydim. odaya girdiğimizde abim baygın yatar halde buluk. babam hemen hastaneye gotürdü. ertesi gün kendine geldi. hastanede 1 gün müşaade altında tutulduktan sonra tekrar doktora gitmek istediğini söyledi. bize hiçbirşey anlatmadı. psikologuna gittikten sonra psikolog abimin hastanede kalmasını gerekli gördüğünü babamlara belirtti ve abimin hastane olayları başladı.
     abimin psikologu arada gelir hal hatır sorarmış. her zaman abim uyurken gelir uyandırırmış. odaya girdiğine hiç şahit olmamış. yalnız doktor her girdiğinde içeri hafif ama pis bir koku yayılırmış , abimini başınada ağrılar girermiş. bir süre sohbet ettikten sonra gidermiş. abim normal haftalık seansındayken doktor birşeyler sormuş , abimde doktora "geçen anlattım ya bunları odada" deyince doktor "hangi odada?" deyivermiş. abim de "siz arada geliyorsunuz ya odama sohbet ediyoruz" felan demiş , doktor ise bunu reddederek sadece 1 kere geldiğini söylemiş.
     abimde olanları anlatmış doktora. odada tek başına kaldığından ve sadece doktorla gerçekten konuşabildiğinden ötürü bunun şizofreniden ötürü beyninin bir oyunu olduğunu ikna etmiş abimi. hatta ödev vermiş "ben bir daha bu şekilde odana girersem istediğin kadar konuş benimle" diyerek. adam güya rahatlasın da anlatacak birşeyi kalmayınca tüm dertlerini giderince hayal görmeyi de bırakır beyin diye düşünmüş.

    

Türkiyede Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olaylari 2 (Düzenleniyor)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora