K.İ.39

201 49 14
                                    

Keyifli okumalar.

****

Hani bazen kendinizi koca bir boşlukta gibi hissedersiniz ya; ben bugün kendimi o koca boşluğun ta kendisi gibi hissediyorum.

Bomboş. Bir hiç gibi...

Dudağımdan firar eden tiz hıçkırık ile iyice sindim yatağımın kenarına. Göz yaşlarım yanaklarım ile sevişiyordu yine. Islak yanaklarımı silme zahmetine girmeden ağlamaya devam ettim.

Ağlıyordum. Çünkü yine koca bir hiç gibiydim, onun gözünde. Zehir karasına bulanan gözleri ile, yine bana bir eşyaya bakar gibi bakıyordu. Bakışları kalbime sızıp orayı yakıp kül ediyordu.

Ve bir sonraki hıçkırık firar eder dudaklarımdan.

Abim... Eskiye dönüyordu yine. Kağan Soykan maskesi altına gizleniyordu, ürkütücü bir biçimde.

Günlerdir benimle doğru düzgün konuşmuyordu. Konuşunca bile Kağan Soykan'a yakışır cevaplar veriyordu. Yüzüme bakmıyordu. Bakınca bile kendimi bir nesne gibi hissediyordum.

O kadar canımı acıtıyordu ki o bakışları, artık iyice hissediyordum eskiye dönüş yaptığını.

Bir neden arıyordum ama bulamıyordum. Hatta çıldıracak gibi oluyordum bu nedeni ararken. Ama yok bulamıyordum bir türlü.

Gerçekten ya, neden yine böyle yapıyordu ki?

Bilmiyordum. Ama delicesine korkuyordum. Ve sanırım korktuğum şey başıma geliyordu. Belki de çoktan gelmişti bile.

Beynimde dönen bu cümle yüzüme bir tokat gibi inmişti.

İrkildim.

Boğazım bir çöl misali kurudu bir anda. O an anladım ki, gerçekten çok korkuyordum.

Bacaklarımı iyice kendime doğru çekip kollarımı etrafına sardım. Sessiz ama içine çığlıklarımı hapsettiğim gözyaşlarım usul usul süzülüyordu yanaklarımdan.

Günlerdir bir tek onun yanındayken gözyaşlarımı göz kapaklarının altına gizliyordum. Merih'in yanındayken.  Ağlamaktan korktuğum için değil, ağlamama dayanamadığı için.

Evet birazdan kalkacağım hazırlanıp okula gideceğim ve yine saklayacağım gözyaşlarımı göz kapaklarıma. Yine sadece kendi içimde kopacak fırtınlar. Yine bir başına boğulacağım göz yaşlarımda. Onun haberi olmayacak. Belki kızacak bana haberi olmadığı için ama, kendisi için haberi olmayacak.

Aslında ağlamama dayanamamasının  yanında bir de korkum ona söylememe engel oluyor. Eğer beni bu denli ağlatan sebebi öğrenirse rahat durmaz çünkü.

Tek damla gözyaşımın akmasıyla  kendinden nefret eden adam, beni bu denli hıçkırıklara boğan adama ne yapar kimbilir. Ne abime ne de sevdiğim adama zarar gelmesini istemem. Bunun için gözyaşlarımı gizlemek zorundayım.

  

    Bir anda çalan çalar saat ile yerimde sıçradım. Halsizce kolumu kaldırıp kulaklarımı sağır eden saate uzattım. Daha saati doğru düzgün kavrayamadan yerle buluşmuştu bile.

Sessizliğin rahat kucağına bırakmak isterdim kendimi ama kalkmalıydım.

Elimin tersiyle gözyaşlarımı silip yavaşça yerimde doğruldum. Ağırlaşan gözlerime ağırlaşan bedenim eşlik ettiği sırada yatağımdan kalkıp banyoya gittim.

   

     Birkaç dakikanın sonunda kendimi odamın kapısının önünde derince nefes alırken buldum. Aşağı inince karşılaşacağım manzaraya hazırlıyordum kendimi. Her ne kadar bu manzarayla karşılaşmak istemesem de.

KARANLIK İKİLEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin