8| Orman

3.2K 133 15
                                    

Rüzgar'la odamdan çıktık, salona indik. Taner'le annem oturuyorlardı. taner'in bana pis pis bakması, iğrenç sırıtışları. Kendime ''Neden vazoyu daha sert vurmadın?'' deyip kızmama neden oluyordu. Allah'ın cezası. Annem bizi görünce ''Çocuklar yemek yemeye ne dersiniz artık?'' dedi, başımızı salladık. Onlarla yenilen yemek boğazıma dizilecek olsa da...  Masaya oturduk, hiçbirimiz konuşmuyorduk fakat hepimizin birbirimize anlatmak istediği şeyler vardı, gözlerden bunu anlamak mümkündü. Ben ''doydum, eline sağlık anne.'' diyerek masadan kalktım. Ardından Rüzgar'ın da kalktığını gördüm. O da ''Elinize sağlık'' demişti. Odama çıktık...

''Hemen, bu gece bir şeyler yapmalıyız Mira.'' Dedi Rüzgar.

''Ama ne!'' dedim. 

''Bak, benim bir planım var. Fakat sana uyar mı bilemiyorum'' dedi Rüzgar, ''Anlat sonra karar veririm istersen'' dedim.

Rüzgar: ''Şimdi iyi dinle, gece yarısı saat 12'den sonra şu pencereden yan komşunuzun çatısına çıkacağız, bütün eşyalarımızı falan toplayacağız. Sonra benim bir tane ormanda evim var, oraya gideceğiz. Babamla annen bizi merak etmeye başladıklarında, bizi arayacaklardır. Bizde onların numaralarına kendi telefonlarımızdan kötü mesajlar göndereceğiz. Yani, ıı, nasıl desem. İşte kaçırılmışız havası vereceğiz. Daha sonra onların evde olmadığı bir zamanda, eve gizlice girip notlar bırakacağız. Onları süper şekilde telaşlandıracağız. Anlaştık mı? Nasıl plan?'' dedi. Soluklanmadan anlatmıştı bütün bunları. Aslına bakarsanız çok iyi geliyordu bu kulağıma... ''Bence harika! Bana uyar! Peki ya, okul ne olacak?'' dedim, ''Ben rapor hazırlamayı biliyorum. Çoğuz kez okula kendi hazırladığım sahte raporları verip okulu asmıştım! Yine ikimiz için rapor hazırlar, okula götürürüz. Olaylar düzene girdiğinde de yeni bir şeyler düşünürüz'' dedi. ''Tamam!'' dedim. 

Saat daha 22:30'du. Geçmek bilmiyordu... Kendi eşyalarımı dikkat çekmeyecek şekilde çantama koyuyordum. Annem aldığımı anlamasın diye. Kaçırıldığımızı düşünsün diye. O sırada aklıma bir şey geldi. ''Rüzgar, peki ya senin eşyalarını nasıl alacağız?'' dedim, Rüzgar gülümsedi. ''Evden çıkınca ilk önce benim eve gidip benim eşyalarımı da alacağız şapşal!'' dedi, bende gülümsedim. Kafam allak bullaktı, aptallık yapmıştım. Eşyalarımı toplayana kadar saat 23:30 olmuştu bile. Rüzgar ve ben aşağı inip ''İyi geceler, biz yatıyoruz'' dedik. Kapımı bilerek kitlememiştim. Işığı kapatıp pencereyi açtık ve terasa atlayarak evden çıkmayı başardık. Arka kapıdan direk Rüzgar'ın arabasının olduğu tarafa gittik. Arabaya binip Rüzgar'ın evine gittik ve eşyalarını toparladık.

Tekrar arabaya bindiğimizde yaklaşık bir saatlik bir yolculuktaydık. Çünkü ormana bir saatten az zamanda varamazdık. Rüzgar bana baktı, ''Nasıl hissediyorsun?'' dedi. ''Aslında şuan onu ben bile bilemiyorum'' dedim. Bir elini direksiyondan çekip yanağıma koydu, ''İyi hissedeceksin Mira. Her şey daha güzel olacak, güven bana.'' dedi. ''Güveniyorum'' dedim ve gülümsedim...

Bir saat sonra ormana girmiştik, beş altı dakika ormanın içinde arabayla ilerledik ve sonunda bir ev görebildim. Aslında göremedim, Rüzgar gösterdi. Ev görünmüyordu. Çalılık ve yüksek boylu ağaçların arasında kaybolmuştu,bu iyiydi. En azından bulunamazdık. Arabadan çıkıp eve girdik. İçerisi tam anlamıyla MÜKEMMELDİ. Burasını yıkık dökük, kötü kokan, tozlu bir yer olarak hayal etmiştim. Fakat çok güzeldi... Loş turuncu bir ışık, yerdeki minderler, ufak bir mutfak bölmesi, yan taraflarda bir kaç kapı ve güzel bir koku... Minderlerden pencere tarafında olanına gidip oturdum, Rüzgar da arabasını çalıların arasına, görünmeyecek bir yere park edip yanıma geldi. Kapıyı kitledi, perdeleri kapattı. Işık dışarıdan görünmüyordu bile. Mutfağa gidip bir şeyler hazırlayacağını söyledi. Bu sefer sıcak çikolata değilde salep yapmıştı. Yanıma oturdu, bana sarıldı. Daha sonra hiç ummadığım bir şey sordu, elini omzumdan çekerek yüzünü görebileceğim mesafeye geldi. ''Mira, sen bana karşı ne hissediyorsun?'' dedi. Şaşırmıştım ve ne diyeceğimi bilemiyordum. Fakat ondan sonra sadece kalbimi dinledim, kalbimin bana doğru şeyi söyleteceğinden emindim. ''Ben sanırım seni seviyorum Rüzgar'' dedim. Gülümsedi, çok içten gülümsedi. Bana sıkıca sarıldı...Öyle saatlerce durduk, daha sonra uykuya dalıvermiştim... Yarın her şey daha farklı olacaktı...

YAZARIN NOTU; arkadaşlar biliyorum bu bölüm biraz kısa oldu, fakat 9. bölüm baya uzun olacak bu yüzden bunun heyecanını başlatmak istemedim. Bu arada sizin hayalinizdeki karakterler nasıl bilemiyorum fakat karakterlerin resimlerini gif şeklinde Multimedya kısmına ekledim. Umarım hoşunuza gitmiştir, yorumlarınız benim için çok önemli! Mutlaka yazın. Ve mutlaka vote verin. Sizleri seviyorum :) x

İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin