22| İntikam Kokusu

1.8K 110 19
                                    

''Daha 11 yaşındaydım. Doğum günümdü. Annem ve babam ben 6 yaşındayken ayrılmışlardı, babamsız 5. doğum günümü geçiriyordum. O beni aramazdı zaten. Annem, kardeşim ve bir kaç komşumuzla birlikte doğum günümü kutluyorduk. Güzel şeyler, güzel hediyeler, güzel yemekler. Her şey vardı. Fakat arkadaşım yoktu. Benim hiç arkadaşım olmadı, hiç. Pastamı üfledim ve biraz daha eğlendikten sonra komşularımız evlerine gittiler. Ben,annem ve kardeşim kaldık. Daha sonra kapı çaldı, salondan koridora baktığımda gelen kişinin; annemin çalıştığı yerde ki bir adam olduğunu gördüm. Adam anneme takıntılıydı, bunu biliyordum. Daha sonra güm! diye bir ses duyuldu, annemin kanlar içinde yere düşen bedenini görmüştüm. O an yaptığım tek şey kardeşimi de alıp masanın altına saklanmak olmuştu. Kardeşim ağlıyordu, elimle onun ağzına bastırıyordum. ''Sus, lütfen. Sus.'' diyordum. Bizi bulmaması için yalvarıyordum içimden. Daha sonra, masanın örtüsü açıldı. Ve elime kanlar sıçradı... O adam, o şerefsiz kardeşimi öldürmüştü. Gözümden ardı ardına iki damla göz yaşı aktı. Biri annem için, biri de kardeşim için. Ellerimi kulaklarıma koydum ve beni öldürmesini bekledim. Fakat o, bundan daha kötü bir şey yapmıştı. Beni öldürmemişti. Geri kalan hayatıma''annesi ve kardeşi gözü önünde öldürülmüş kız'' olarak devam etmeme neden olmuştu. Kardeşimin yere düşen bedeni ve karşıya baktığımda koridorda kanlı olarak yatan annemin bedeni, o andan itibaren içimde bir intikam duygusunun tohumlarını yetiştirmeye başlamıştı. Adam ifadesizce evden çıkıp gitti. Daha sonra herkes eve toplandı. Ama kimse O'nu durduramamıştı. O kaçmıştı. Annemi ve kardeşimi öldüren o adi, kaçmıştı. Ama ben o yüzü asla unutmayacaktım. Asla. O günden beri o adamı arıyorum. Hakkında öyle araştırmalar yaptım ki, ajan bile sayılabilirim aslında. Şu an burada olduğunu biliyorum sorun şu ki bir kaç gün önce bana yardım eden kişiler sınır dışı edildiler. Başlarını belaya soktukları için! Bense tekim ve tek olduğum sürece o adi adamı bulmak biraz zor olacak. Şimdi sana soruyorum, hem benim o şerefsizi bulmama yardım edip, hem de sana bu iğrençlikleri yaşatanlardan intikam almaya var mısın?''

Ivanka bunları anlatırken ifadesizliğini korumaya devam ediyordu. Ben bunları yaşasaydım, yani tamam ben de kötü şeyler yaşamış olabilirim fakat; bunları yaşamış olsaydım... Sanırım intihar ederdim.  Bu kız gerçekten çok dayanıklıydı. Peki ya ben? Ben ne yapacaktım? Nasıl intikam alacaktım ki onlardan? Ayrıca önce, Rüzgar'ı bulmam gerekiyordu. Ne olursa olsun, her ne kadar Pelin'le o yaptığı iğrençlikleri gururuma yedirememiş olsam da sonuçta bu bir oyundu ve biz tuzağa düşmüştük. Hala beni sevdiğini ve beni aradığını biliyordum. Adım gibi. Derken aklıma telefonum geldi, neyse ki aptal Mert pantolonumun cebinden almayı unutmuştu! Umarım Pelin de Mert kadar aptaldır ve Rüzgar'ın telefonunu almamıştır. Telefonumu cebimden çıkardım. Kahretsin! Şarjım yoktu. Şarj aleti nereden bulacaktım ki? Ivanka ekşiyen yüzümü fark edince, ''Sorun ne?'' diye sordu. ''Rüzgar'a ulaşmam lazım fakat telefonumun şarjı yok.'' dedim sıkkınlıkla. ''Sorun yok, bende ona uyan şarj aleti var.'' dedi Ivanka. Yerinden kalkıp salondaki çekmeceleri karıştırdı. Az sonra elinde bir şarj aletiyle geri geldi. Ah, bu kız başıma bir melek gibi gelmişti. ''Çok teşekkürler Ivanka.'' dedim. Telefonumu şarja takar takmaz açtım ve Rüzgar'ı aradım. Çalıyordu! Bir kaç kere çaldıktan sonra açıldı. Boğuk ve kapalı bir yerde sıkışmışçasına gelen bir ses, ''Alo?'' diyordu zorlukla. Telaşlandım, ''Rüzgar! ben Mira! İyimisin!'' diye bağırdım telefonda. ''Mira...'' dedi. ''Mira, ben.. Beni kaçırıyorlar Mira. Nereye gittiğimizi bilmiyorum fakat sınıra geldik sanırım! Bagajdayım, çok susadım, havasız kaldım. Ölmek üzereyim sanırım. Mira, seni seviyorum..'' . Ani bir hareketle Ivanka telefonu elimden çekti, ''Ne yapı...'' diyecekken parmağıyla ''Sus'' işareti yaptı. Susup onu izledim. ''Alo, ben Ivanka. Mira güvende. Mira'nın yanındayım. Dışarıya bakıp tam olarak nerede olduğunu söyleyebilirsen seni kurtarabiliriz!'' dedi Ivanka. Peki ya bu nasıl olacaktı? ''Sınırda bir yerlerdeyiz sanırım. Bilemiyorum ki. Ama etrafta telaşlı ve bavullu insanlar var.'' dedi Rüzgar. ''Ah, anladım! Yalnız plakayı alabilir miyim?'' dedi Ivanka. Neyse ki Rüzgar'ın kendi arabasıyla götürüyorlardı onu. Rüzgar plakayı söyledi ve telefonu kapattı. Ivanka yerinden kalktı hızlıca. Hemen salonun diğer köşesindeki -Daha yeni gördüğüm (!)- telefon koleksiyonunun yanına gitti. O da neydi öyle? ''Neler oluyor, ne yapacağzı?!'' dedim telaşla. ''Sınırda görevli arkadaşlarım var. Onlara ulaşıp o aracın çıkışını engelleyeceğim.'' dedi Ivanka, sinsice gülümseyip göz kırptı. ''ama, ama nasıl yapacaksın?'' dedim. ''Kızım sen beni ne sandın? Benim elim her şeye uzanır!'' dedi gülerek. Bende gülümsedim, zorla da olsa. Ivanka bir numarayla bulgarca bir görüşme yapmıştı. Ne dediklerini merak ederken bayılacaktım sanırım. Sonunda telefonu kapattı. Bir şey sormama izin vermeden, ''Benle gel...'' dedi. Arka odalardan birine doğru hızlı adımlarla ilerledi. Arkasından gidiyordum. Aman Allah'ım, bu dışarıdan tam anlamıyla - KÜÇÜCÜK - görünen evin içerisi malikane gibiydi. bir çok oda vardı! Başım dönmüştü resmen. Ivanka'nın anahtarla açtığı kapıdan içeri daldık ve mağazalardaki kadar kıyafet dolu olan bir odaya girdik! Yalnız oda biraz rütubet kokuyordu. Bir dolabı açtı, içinden üniformalar çıkardı. Birisini kendi giydi, diğerini ''Al bunu giy'' diyerek bana uzattı. Lavaboya gidim üzerimi değiştirdim. Biraz bollardı sanırım,ama olsun. Ivanka'nın bir bildiği var. Eminim.Yüzümü yıkadım ve dışarı çıktım. Ivanka kapıda beni bekliyordu. Onun üniforması tamamiyle üzerine yapışmış, tam oturmuştu. Oldukça seksi görünüyordu. ''Hazır mıyız?'' diye sordu, ''Evet'' dedim. Cevabımdan sonra göz kırptı ve dışarı çıktık. Beni kolumdan tutarak evin arka tarafına sürükledi. Burada bir garaja benzer yer vardı. ''Bu da ne?'' dedim, ''şşş.'' dedi. Susmamı işaret ederek. Garajı zorlukla açtı ve içeride biraz külüstür fakat çalıştığından emin olduğum bir araba vardı. Anahtarları alıp arabayı garajdan çıkardı, garajın kapısını kitleyip benim de arabaya binmemi işaret etti. Daha sonra gaza bastı... 

İntikamWhere stories live. Discover now