18| Davetsiz Misafir

1.9K 92 10
                                    

Ders boyunca bana delici bakışlarla bakan ve dersi dinlememe engel olan şu Rick Martin denen çocuk git gide sinirimi bozuyordu. 

En sonunda dayanamayarak ''Ne bakıp duruyorsun?'' dedim. Sesimdeki siniri fark etmesini dileyerek. 

''Canım bakmak istiyor.'' dedi, hiç beklemediğim kadar kısa sürede söylemişti. Hazırcevap ukala. 

''Ben bakmanı istemiyorsam ne olacak peki?'' dedim, az öncekinden daha sinirli bir ses kullanmakta özen göstermiştim.

''Tabii ki bakmaya devam edeceğim, çünkü burada senin istediğin değil benim istediğim olur! Anladın mı yeni kız? Bu arada, telefonuna gelen bilinmeyenli mesajlara cevap versen iyi olur.'' dedi. Ne?! Ne diyordu bu geri zekalı? ''Bir dakika bir dakika, o sen miydin?!'' diye bağırdım. Zil çalmıştı bile,defterlerini toplayıp sınıftan çıkarken seslendi ; ''TANRI BİLİR YENİ KIZ!'' . ''Yeni Kız'' diyordu. Ve bana gelen mesajda da yeni kız denmişti. Bu da demek oluyordu ki bu çocuk,mesaj atan çocuktu. Peki benimle ne alıp veremediği vardı? Yada ne istediği vardı desek daha doğru olur. Acaba gerçekten bu o muydu? Yanılıyor muydum? Onun arkadaşlarından biri de olabilir. Ne yani, okuldaki sürtük modeli kızlar yetmiyormuş gibi şimdide bana zaafı olan bir erkek mi çıkmıştı başıma? Hayır hayır. Hiç gerek yoktu buna. 

Düşüne düşüne sınıftan çıktım, çıktığımla bir bedene çarpmam bir oldu. RÜZGAR. 

''Önüne baksana sakar prenses'' dedi gülerek. ''Çok düşünceliyim canım sorma'' dedim.

''Ne oldu bakayım, ne düşünüyorsun?'' diye sordu Rüzgar. Tam ona şu Rick Martin denen çocuktan ve mesajlardan bahsedecektim ki, vaz geçtim. Şimdi yine olay çıkarır, kıskanır, benimle tartışırdı. Bu yüzden söylememeye karar verdim. ''Hiç ya sınavlarla ilgili.'' diye sıradan bir şeymiş gibi konuştum, ''Anladım'' dedi Rüzgar. ''Kantine gidip bir şeyler yiyelim hadi!'' dedi daha sonra. ''Olur, her zaman ki gibi çok açım!'' deyip güldüm. 

Kantine gittiğimizde lanet olası Rick yine oradaydı. Amacın ne senin canım ya? Neden dolanıyorsun önüme arkamda? Neden hep karşıma çıkıyorsun? Git başka yerlerde oyna. 

Beni görünce iğrenç bir sırıtma gönderdi, iğrenmiş gibi bakarak gözlerimi devirdim. Bu ona yeterdi inşallah? Rüzgar bu hareketimi gördü, fakat neyse ki Rick'in yaptığını görmedi. ''Ne oldu canım?'' dedi, ''Hiç ya şu salak kızlardan birisi baktı da.'' dedim. ''Boşver diyorum sana,takma şunları. Biliyorum benim gibi mükemmel bir sevgilinin olmasını çekemiyorlar ve sen bu mükemmel sevgilini çok feci bir halde kıskanı....-'' Ağzına yavaşça bir şaplak indirip onu öptüm. ''Kendini övmeyi kes,seni mütevazi şey'' dedim. Gülümsedi, ''Tamam tamam'' dedi. Sıraya girmeden yan taraftan hamburger aldık, sonra Rick'e uzak olmasına dikkat ettiğim bir masaya oturduk. Yavaş yavaş hamburgerleri mideye indirirken, sessizliği bozan Rüzgar oldu. ''Diyorum ki bu akşam amcanlara gitsek?''. ''Neden?'' dedim, bir anlam sezmiştim. Rüzgar güldü, ''Bilemiyorum. Bize ihtiyacı var bence. Sonuçta evlenebilir,kararlarını verirken bize ihtiyacının olduğundan eminim Mira, en çok da sana.''  dedi. Haklıydı, amcamın bu işlerde bize mutlaka ihtiyacı olurdu. Yani manevi olarak,birilerinin ona destek çıkması hoşuna giderdi kesinlikle. ''Evet tamam, haklısın. Gidelim bu akşam.'' dedim. Hamburgerlerimizi bitirdikten sonra kantinden çıktık. İkimiz de derslerimize girdik.

Okul çıkışı biraz alışverişe gidecektim. Kıyafet vs. alacaktım. 

Rüzgar beni arabayla alışveriş merkezine bıraktı, ''Canım benim ufak bir işim var arabayla ilgili, onu halledip gelirim. Seni arayacağım.'' dedi ve gitti. Bende bütün mağazaları tek tek dolaşma planlarımı yaptım. Her yer çok güzeldi, dopdolu ışıl ışıl mağazalar, her türden kıyafetler, ayakkabılar, parfümler, çantalar... Her şey vardı! Öncelikle New York'da yediğim mükemmel şeylerden dolayı biraz kilo aldığım için spora başlama kararı almıştım,  bir spor mağazasına girdim.  Çeşit çeşit şeyler vardı. Ayrıca etkinliklere göre kıyafetler vardı. ''Acaba ne tür bir spor yapsam?'' diye düşünüyordum. Evet evet, sporum benim eğleneceğim türden bir şey olmalıydı. Öyle her gün spor salonlarına gidip vakit öldürmek istemiyordum. Hem eğlenceli, hemde yararlı bir şey olmalıydı. Etrafa bakınırken birden gözüme bir şey çarptı, işte buydu. Alacağım, aradığım şey buydu! PATEN... 

Görevliyi çağırıp patenlerle ilgili bilgi vermesini istedim. Bir kaç gün boyunca bu mağazanın kendine ait özel pistinde paten hakkında temel kuralları ve biraz da kaymayı öğretiyorlarmış. Ayrıca fiyatı da çok yüksek değildi, bunu alacaktım. Dizlik,dirseklik falan gibi şeyleri de aldım. ''Ne zaman başlayacağız peki?'' diye sordum. ''İsterseniz yarın hemen başlayabiliriz, pistimiz bu adreste. Yarın saat üç gibi gelirseniz her şeyi ayarlamış olacağız!'' dedi kadın, elime bir kart tutuşturdu. ''Tamam, çok teşekkürler.'' dedim. Parasını ödeyerek elimde poşetlerle mağazadan çıktım. Mutluydum. Daha sonra bir çok mağazaya girip,çıktım. Kıyafetler, ayakkabılar aldım. Eskiden kendime şunu derdim; ''Mira, asla sen o tüm gününü mağazalarda kıyafet ayakkabı peşinde koşturarak geçiren, zengin sürtüklerden olmayacaksın.'' . Şimdi sürtük ve zengin kısmı pek doğru olmasa da, sanırım bugünümü burada geçirmiştim. Dinlenmek için bir kafeye oturdum, o sırada Rüzgar mesaj attı. ''Canım neredesin?'' . ''Loveblass diye bir kafedeyim.'' diye cevap yazdım. Bir kaç dakika sonra yanıma geldi. ''Ee canım, gidelim mi artık? Hava karardı zaten.'' dedi. ''Tamam,hadi'' dedim ve kalktım. Zaten hiçbir şey sipariş etmemiştim. 

Amcamın evine geldiğimizde yine bir şaşkınlık daha yaşadım!

Bu sefer gerçekten bayılacak gibi olmustum, bu da neyin nesiydi böyle?! 

KARŞIMDA GÖRDÜĞÜM KİŞİ, BENİM HAYATIMI İKİ MİSLİ MAHVETMEYE YARAYACAK İNSANDI.

Arkadaşlar heyecan dorukta kalsın istediiiim. Daha fazla yorum ve vote olursa gerçekten çabucak yazıcaam. :** ♥ bu bölümden sonra çok şey değişicek,bilmenizi ve hazırlıklı olmanızı isterim ^^ Teşekkürler sizi seviyorum. ♥  Bu arada multimedya bölümündeki gif hikayedeki Rick Martin'e ait. :) 

İntikamWhere stories live. Discover now