Egoist -5-

17.5K 663 40
                                    

MULTİMEDYA:DENİZ&ECMEL

O senin abin.

Olduğum yerde dona kaldım. Bu nasıl mümkün olabilir, hayır o mavi gözlü çocuk, küçükken gördüğüm o çocuk abimdi. Şimdi arkamda olan çocukta benim abimdi. Yavaşça ona döndüm. Gözlerim dolmuştu. 3 yıldır ağlamıyordum ve ilk defa, 3 yılın sonunda ilk defa gözlerim dolmuştu.

“Abi?” dedim kısılan bir sesle. Sesim çatallaşmış, kısılmış ve burkulmuştu. O ise bana mavi gözlerini dikmiş boş boş bakıyordu. Gözleri aynı babamın gözleriydi. Soğuk bir mavi, babamın gözleri aklıma geldiğinde bir damla yaş aktı gözümden.

“Buse ben” dedi ve elini saçlarına attı. Gözlerini yere sabitlemişti. Ben ise pür dikkat onu seyrediyordum. Evdeki tuhaf ışıklandırmalar saçlarına vurunca fark ettim, saçlarımız aynı renkti. Babamın killi sakallarından bilirim bu rengi. Tamamen babama benziyordu. Bu gece daha ne kadar acı çekebilirdim ki ben.

Birden koşarak dışarı çıktım. O salıncakta oturup düşünmeye ihtiyacım vardı. Kapıyı açar açmaz suratımı yalayıp geçen bir rüzgâr akımına maruz kaldım. Hemen sallanan 3 kişilik salıncağa attım kendimi. Bacaklarımı da altıma aldım. Eteğim kısa olduğu için daha da yukarı çıkmışta ama umursamıyordum. 3 yıl sonra ilk defa ağlamıştım. Hem de ne uğruna, aptal abim uğruna. Aslında ona da kızamıyorum. Sonuçta bu hayatı o seçmedi. Onu suçlamak yapacağım en büyük hata olurdu. Ve bir şey fark ettim. Daha demin kendine orospu çocuğu demişti. Ben böyle bir gerçeği asa kabul edemezdim. Yanımda bir çöküntü oluşana kadar birinin geldiğini anlamamıştım. Kafamı çevirdiğimde korkunç mavi gözleri gördü. Gözümden bağımsız bir yaş daha koptu.

“Üzgünüm Buse. Böyle öğrenmeni istemezdim fakat ahh orada babanı sayıklıyordun. Buna bir son vermeliydim” demin orada babamı düşünürken sayıklıyordum. Buna inanırım çünkü her zaman düşündüğüm şeyi sesli söylerdim.

“Adın ne?” dedim soğuk bir sesle. Abim var ve adını bile bilmiyorum. Çok acınacak durumdayım.

“Hayır değilsin, asıl acınacak durumda olan benim” bir dakika ya. Ben bunu sesli mi söylemiştim. Neyse bundan sonra daha dikkat ederim.

“Buğra, adım Buğra” Buğra mı? Babamın en sevdiği erkek ismiydi Buğra. Adımı da Buğra’yla uyumlu olduğu için Buse koymuştu. Ben hep neden ona uydurmaya çalıştığını anlamamıştım ama şimdi anlıyorum. Acaba diğer kardeşimin adı neydi.

“Sen hep en şanslı olanımızdın. Babam her gününü seninle geçiriyordu. Seni o kadar çok kıskanıyordum ki” dedi ve gözyaşlarının arasından gülümsedi. Dudakları o kadar mükemmeldi ki. İnci gibi beyaz dişleri kıpkırmızı dudaklarına mükemmel bir şekilde uyuyordu. Benim aksime can alıcı bir güzelliği vardı. Belki de onun annesinin güzelliğinden kaynaklanıyordur.

“Babam seni her şeyden çok seviyordu. Hatta bir keresinde annemle senin yüzünden kavga etmişlerdi. Annem ya kızın ya ben deyince babam seni seçti. 1 hafta bizi görmeye gelmedi. Ben daha 13 yaşındaydım ve annemin üzülmesine dayanamadım. Bir sabah evinize geldim. Babam beni kovmaya çalıştı. Gitmedim. Sonra sen geldin, seni gördüm. Çok güzeldin, çok da masum” benim daha demin hatırladığım sahneyi anlatıyordu. Ben onu gördüğümde hissettiğim şeyler çok farklıydı. Ben onu asi bir genç olarak yorumlamıştım. Ama aramızda bir çekim olduğunu da anlamıştım. Sanki kanlarımız çekiliyordu.

Egoist ♕Where stories live. Discover now