7. ~Mardin~

21.1K 1.3K 645
                                    

Bir insanın yaşadığı mutluluk sonsuza kadar süremez miydi?

İşte bu, Berdan'ın kafasında cevap arayan tek soruydu. Telefon kulağında duyduğu cümlenin ağırlığıyla baş başaydı.. İnsan ne kadar sevmiyorum dese de ailesinden geri kalan tek ferdini de kaybetmişti. Dedesiyle çocukluğundan beri bir araya gelmeyişinin nedeni sadece babasına olan öfkesindendi. Dedesi de onu Urfa'ya göndermesine seyirci kalmıştı. Belki de bu yüzden sinirliydi. Berdan artık nereye sinirlendiğini, kırgın olduğunu kestiremiyordu. Bunları düşünmeyi uzun yıllar önce bırakmıştı. Urfa'daki dedesini zaten on yedi yaşındayken kaybetmişti. Bir teyzesi birde Cesur'dan başka kimsesi kalmamıştı. Peki şimdi neden hayatından sildiği adamın ölüm haberi bu kadar yıkmıştı?

"Berdan?"

Füsun taş kesilen adamın haline merakla baktı. Kötü bir haber almış olmalıydı ki suratı bembeyaz olmuştu. Seslense de tepki alamayan Füsun ayağa kalkıp adamın yanına geçti.

"Berdan ne oldu?"

"Gitmem lazım!"

"Nereye?"

'Kaçamadığım geçmişime.. Beni bekleyen sona!'

Berdan Füsun'un gözlerine kitlendi. Hayatını yola sokması yıllarını alırken mutluluğu sadece iki saat kadar sürebilmişti. Geri sayım artık başlamıştı. O cehennemin içine Füsun'u şimdi nasıl sokacaktı? Hissiz maskesi suratına takan genç adam Füsun'a cevap vermeden ayağa kalktı.

"Kusura bakmayın artık gitmem gerekiyor. Her şey için çok teşekkür ederim güzel bir akşam geçirdim sayenizde.."

Birgül hanım ve Kemal bey ayağa kalkıp merakla adama baktı. "Önemli bir şey olmamıştır inşallah oğlum?"

Oğlum! Bu kelimeyi işitmeyeli kaç yıl olmuştu?

Ona oğlum diyen bir ailenin kızını böylesine ucuz bir hayatta harcamaya vicdanı el verir miydi? Kendi yüzünden onu kaybederse bu aileye nasıl hesap verirdi?

"İşle alakalı ufak tefek aksaklıklar çıkmış merak edilecek bir şey değil. Tekrardan teşekkür ederim iyi geceler.."

Berdan hızla kurduğu cümlenin sonunda ikilinin uzattığı eli sıktı ve Füsun'u yok sayarak bahçenin çıkış kapısına doğru yöneldi. Füsun yok sayılmanın verdiği sinir ve üzüntüyle birkaç saniye olduğu yerde durdu. Annesi ve babası kıza baktı. Birgül hanım kocasının koluna girerek evin içine doğru yönlendirdiğinde adam karısına eşlik ederek gözden kayboldu. Füsun bunu fırsat bilerek hızla kendine geldi ve çıkış kapısına doğru koştu. Berdan arabasına binmek üzereyken koluna yapışarak adamı kendisine döndürdü. Aklına ilk gelen Rıza olmuştu. Korkuyla "Berdan Rıza'ya bir şey mi oldu?" diye sordu.

"Hayır Rıza iyi merak etme."

Füsun içinin rahatlamasıyla derin bir nefes aldı. Adamın tepkisiz suratı her şeyi ayan beyan belli etse de genç kız anlamamazlığa vurdu. "Bekle çantamı alıp geleyim!"

"Sen gelmiyorsun Füsun!"

Gelmiyorsun! Füsun nefesinin daraldığını hissetti. Daha saatler önce seni almadan gitmem diyen kendisi değil miydi? Daha kaç kere hayal kırıklığının kurbanı olacaktı? Dudaklarının arasından belli belirsiz, "Ne?" kelimesi döküldü. "Ama bana dedin ki.."

Karşısındaki kızın daha fazla yıkılmasına seyirci kalamayan Berdan, sıkıntıyla bir nefes verdi. Kıza bir adım yaklaşarak kollarını iki yanından tutup kendisine bakmaya zorladı. Füsun o gözlerde bir ifade bir duygu kırıntısı arasa da bulamadı..

SEVDAM BİR ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin