SEVDAM BİR ATEŞ

10. ~Kabul!~

Selaammmmm ^-^

Nasılsınız benim güzel, candan can olan ailem.. 😊

Mevsimin açışılını yaparak grip olmuş bir Nesli bırakıyorum şuraya 🙈 ama yine de yılmadım 8 binle geldim ulaynnn 😈😃😃

okuyun okuyun, yorumlar yapın, beğeniler verin beni mutlu edin 😍🙈

Aileme yeni gelen okuyucularım teşekkür ediyorum hoş geldiniz, iyi ki geldiniz..❤❤

Seviliyorsunuz..😍

Keyifli okumalar..👐

*******

Berdan uzun kolunu kızın beline sarıp kendi bedenine doğru çekerek yasladı. Kimseyle göz göze gelmemeye çalışarak kızla birlikte kalabalığın içinden geçti. Füsun, kalabalığı gerisinde bırakırken adamın belindeki elinin üzerine kendi elini koyarak tırnaklarını geçirdi.

"Çıldırdın mı sen? Yengenizle hazırlanıp geliyoruz da ne demek?"

Berdan elinin üzerindeki acıyı hissetmemeye çalıştı. Dişlerinin arasından "O sesini alçalt!" diye tısladı ve adımlarını hızlandırdı. Füsun adamla birlikte odaya girdiğinde kolundaki çantasını büyük bir hırsla yere doğru fırlattı.

"Bana bak kas yığını! Sen istediğin kadar hazırlığını yapıp aşağı inebilirsin hatta mümkünse daha da derinlere in çekirdeğe kadar yolun var!"

Genç adam tek elini beline yaslayıp, boşta kalan diğer eliyle suratını sıvazladı. Sakin olmaya çalışıyordu lakin Füsun bunu fazlasıyla zorlaştırıyordu. Bu kadının yanında sakin kalması imkansızdı!

"Bu yalanı söylerken bunların olacağını tahmin etmeliydin! Bütün köyde hanım ağayım, gelin ağayım diye tek başına salınan ben değilim! Kırk yıllık ağaların karşısında Berdan'ın nikahlı karısıyım diye racon kesen hiç değilim!"

Genç kız duyduklarıyla bedenine elektrik verilmiş gibi sarsıldı. Dalgalı saçları diken diken havaya kalktı. Adamın üzerine yürüyerek, "Ben de değilim! Cesur öyle dedi diye ayak uydurdum!" diye bağırdı.

"Cesurla mı evleneyim ulan!"

Berdan'ın kükremeye yakın sesi odada yankılansa da Füsun artık alıştığı bu kükremeye tepki bile vermedi.

"Ya sen benden ne istediğinin farkında mısın? Karı koca olmaktan bahsediyoruz! Yahu biz seninle iki dakika baş başa kalsak ülkeyi felakete sürükleyecek şeyler yapıyoruz!"

Adamın kaşları alayla havaya kalktı. "Neler yapıyor muşuz?"

"Of Berdan!" Füsun ne yapacağını bilemez halde adamın tavırlarını anlamaya çalışsa da bir türlü bu fikri kabullenemiyordu. Adam şuan ki durumundan oldukça keyif alıyormuş gibiydi. Ama bu işler mecburiyetten olmamalıydı! Böyle hayal etmemişti. Ayol teklif bile etmemişti!

Genç kız elleriyle yüzünü kapatıp derin bir nefes aldı. Aldığı nefesi sıkıntılı bir şekilde bırakırken, boğuk sesiyle, "Bak olmaz bu dediğin!" diye inlercesine mırıldandı.

Olmaz! Olamaz! Bu kadın neden bu kadar inattı?

Berdan reddedilmeyi asla kabul edemezdi. Çattığı kaşları burnunun ucuna kadar düştü. Boğa gibi burnundan solurken, "Neden? Başkasına mı sözün var?" diye sordu.

Füsun onca şeyden sonra adamın hala böyle imalı soru sormasına gözlerini devirmeden edemedi..

"Evet canım randevu defterim tıklım tıklım dolu! Hatta haftaya da resmi nikah için sözüm var!"