43. Son 1 / Part 2

10.6K 994 238
                                    

"Kınayı getir aney.."

Füsun daha türkünün ilk cümlesinde dudaklarının arasından kaçan hıçkırık sesiyle yanında oturan adamı şoka sokmayı başardı. Berdan'ın onca çabasının sonunda Birgül hanım dayanamamış, kına yakılırken kızının yanında oturmasını uygun görmüştü. Yalnız bu seferde Berdan, bulunduğu yerden kaçma telaşındaydı. Bir sürü kadın etrafında çember oluşturmuş yorulmadan bıkmadan dönüp duruyordu. Üzerine kadını ağlamaya başlamıştı. Onunla evleniyor olmak bu kadar mı kötüydü?

"Ağlamasana kadın!"

Füsun adamın ağlama demesinin üzerine daha da fazla ağlamaya başladı. Kafasındaki pullu işlemeli kırmızı örtü her ağlamasında omuzlarının sarsılmasıyla havalanıyordu. Adamın koca avuçlarında esir tutulan sol eli kasıldı. Berdan elini biraz daha sıklaştırdı.

"Yahu kadın neden ağlıyorsun?"

Füsun adamın sorusu üzerine yine cevap vermedi. Berdan kadının suratına doğru kafasını eğerek örtüyü kaldırıp baktı. Karşılaştığı sahne karşısında kan beynine sıçradı.

"Ulan o ne hal? Kadın benimle evleniyorsun benimle! Ağlamasana!"

Saniye hanım dönüş parkurunu yarıda keserek Berdan'ın eline vurarak örtünün tekrar kadının suratını örtmesini sağladı. "Ayol adettir rahat bıraksana kızı!" diye söylenerek Berdan'a sinirli bir bakış attı. Ya sabır çeken adam, "Ayıp oluyor ama hanımanne!" dese de Saniye hanım hiç oralı olmadı. Kimi durmuş olan topluluğu eliyle işaret ederek, "Dönün siz dönün!" dedi. Kalabalık grup tekrar dönmeye başladı. Berdan hafif çıkan kirli sakallarını ovuşturarak derin bir nefes alıp bıraktı. Saniye hanım tekrar önüne geldiğinde kadının kolundan tutarak durdurdu.

"Saniye annecim artık şu dönme işini bıraksanız. Hele de siz benim tepemde dönünce böyle kurşun dökecekmiş gibi hissediyorum kasılıyorum!"

Saniye hanım adama öyle bir bakış atmaya başladı ki, Berdan o an akıbetini anladı ve elini dudaklarına götürüp fermuar çeker gibi yaptı. Eğer yarın geceye sağ salim varmak istiyorsa susması gerektiğini biliyordu. Yalnız bu etrafında dönen akbabaları vurmak istemiyor anlamına da gelmezdi. Kadınların boşluk yaptıkları kısımlardan kendisini gülerek izleyen civcivleri gören gözleri kısılabildiği kadar kısılırken, Cesur'un attığı kahkahayla boynunu sağa sola doğru çevirerek rahatladı. Bugünlerin intikamını elbet alacaktı.

Biten türkünün sonunda bütün kadınlar durdu. Saniye hanım Füsun'un önünde eğilerek örtüyü kaldırdı. Füsun'un sağ gözü yanındaki adama kayarken sol gözü Saniye teyzesindeydi. Berdan kadının girdiği hallere ne diyeceğini bilemedi. Burnu kızarık, makyajı akmayı yüz tutmuş, o canına yandığı dudakları şiş bir şekilde iç çekmeye devam ediyordu. Sinirlerine hakim olamayan adam, "Hele şu tipe bak!" dediği anda Füsun yanındaki adamına hızla döndü.

"Ay bi sus be adam! Ağaçtan düşmek çenene mi vurdu?" Genç kadın, etrafındakilere aldırış etmeden sesini biraz yüksek tutunca Berdan kadınlara kısa bir bakış atarak kadınına doğru eğildi.

"Valla Füsun'um neyin nereye vuracağını bilemezsin.."

Adamın iması karşısında nefesi kesilirken, kolunu adama doğru hafifçe savurdu. "Edepsiz!" diye söylenerek bütün dikkatini tekrar Saniye teyzesine verdi. Kadıncağız Füsun'un önünde eğildi ve gerisinde kalan kalabalığa doğru, "Gelin elini açmıyor! Canan hanım duyuldu mu?" diye seslendi.

"Ah bak bunu biliyorum." Berdan şen çocuklar gibi sırıtarak Füsun'un omzuna kendi omzunu yavaşça vurdu. "Seni çakal seni.."

Genç adam sinsi sinsi gülerken, Füsun adama tatlı bir gülüşle karşılık verdi. Berdan'ın teyzesi Canan hanım kalabalığın içinden gelerek Füsun'a doğru eğildi. Avucunun içinde tuttuğu altın kesesini elinde salladı. "Bu açmaya yeter sanırım." dediğinde Füsun'un gözleri yerinden fırlarcasına aralandı. "Kuyumcuyu getirseydin Berdan!" kadın şaşkınlıkla yarım ağız mırıldanarak yanında kıkırdayan adama kısık bir bakış attı. Berdan halinden oldukça memnun bir tavırla omzunu çekti.

SEVDAM BİR ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin