24. ~Hoş geldin kadınım!~

15.1K 1K 510
                                    

^-^ Geç gelmelerime doyamayan okurlarım varmış 🙈🙈 Gençler artık kusura bakmayacaksınız yani iş güç yemek dinlenmek derken kendime gelip toparlanmam bu saati buluyor. 😥🙊

Sevda vurgunundaki gibi bir atmosfer olmadığından dolayı isteme olayımız alışkın olmadığınız için durağan gelebilir. Lakin her hikayenin yerine göre gülmeleri oluyor. Yani bir Giray, bir Samet vardı da ben mii yazmadım😂😂 Samet dedim de duzenledigim bolumleri arada okuyup yorum yapin ayol merak ediyorum 😍😍🤗

Sonuç olarak, burada da elimden geldiği kadarıyla renklendirmeye çalıştım. Umarım beklentileri karşılayabilir. ❤

Neyse çaylar, tatlılar yendiyse lafı çok uzatmadan kaçıyorum. oy vermeyi lütfen unutmayınn ❤❤

Seviliyorsunuz 💕🤗

**** **** ****

Beklenen son gerçekleşip Füsun kapı ağzında bayıldığı an, Berdan elindeki çiçeği bir yana çikolatayı bir yana attı. Genç kadının yerle buluşmaya yüz tutan bedenini hızla yakaladı ve tek hamleyle kucağına aldı. Herkes büyük bir telaş içinde kalırken, Berdan seslenen kimseyi duymuyordu. Telaş içinde kucağına aldığı kadını, birisinin onu çekiştirip yönlendirmesiyle odasına çıkarttı. Yatağına bıraktığı kadına korkulu gözlerle bakıyor, yanaklarını tutup sarsıyordu. Seslenmesine rağmen Füsun şuan çok farklı bir boyuttaydı. Berdan sinirle arkasında duran kalabalığa baktı.

"Dedim dimi size söyleyelim diye?!" Berdan'ın sesi odanın içinde resmen yankılanırken Cesur hızla öne çıkarak Berdan'ı kolundan tutup kapıya doğru çekiştirdi. "Celallenme hemen! Gel inelim biz. Uyanır zaten birazdan." Berdan'ın yanıtını beklemeyen Cesur adamı güçte olsa aşağı indirdi.

"Kendine geldi mi?" Cesur annesinin sorusu üzerine hafif bir tebessüm bıraktı dudaklarına. "Gelmek üzeredir!" Genç adam sanki çay siparişi vermiş gibi annesinin de telaşlanmaması adına oldukça rahat tavırla durumu toplamaya çalışıyordu. O sırada Kemal bey ve Birgül hanım merdivenlerden ağır adımlarla salona indi. Kendilerini bekleyen misafirlere mahcup bir bakış atan Kemal bey, "Kusura bakmayın. Fazla heyecanlandı galiba." dedi.

Canan hanım oldukça kibar bir edayla gülümsedi. "Ne kusuru Kemal bey lütfen öyle düşünmeyin. Kızımız uyanana kadar bizde birbirimizi tanırız. Öyle değil mi, Birgül hanımcım?" Birgül hanım hızla kadını onaylayarak sarılıp koklaşma işlemini tamamladı. Salondaki herkes yerini alırken, Berdan sinirden dudaklarını kemiriyordu. Konuşulan hiçbir şeyi duymuyordu. Odasına bıraktığı hatunun yanında kalamaması, bünyesinde sinir bozukluğu yaratsa da, Cesur adamı sakinleştirmek için varını yoğunu ortaya koyuyordu.

"Sakin ol, kız heyecanından bayıldı!"

Berdan oturduğu yerde tek bacağını ritmik şekilde sallamaya devam ediyordu. Cesur hızla elini adamın salladığı bacağının üzerine koyup engelledi. Kulağına doğru yaklaştı. "Adamın karşısında bu kadar kaşlarını çatma. Kızını vermekten her an vazgeçebilir!"

Berdan gözlerini hayretle açtı ve başını Cesur'dan tarafa doğru çevirdi. Cesur sinsi bir şekilde sırıttı ve benden söylemesi anlamında bir ifade sergiledi. Berdan bakışlarını bu sefer tam çaprazında kalan Kemal beye çevirdi. Teyzesiyle konuşuyordu. Cesur haklı olabilir miydi? Ya Füsun'u vermezse ne yapardı? Ne yapacağını herkes biliyordu! Yakardı, yıkardı yine de kadınından vazgeçmezdi. Zaten babasınında vazgeçme gibi bir olayı olamazdı. Vazgeçecek olsa, hiç gel Allah'ın emriyle kızımı iste der miydi? Kafasında deli sorular dolanırken, o gün hastane odasında yaptıkları konuşmayı hatırladı..

Kemal bey, daha önceden farkına vardığı detayı karısıyla da konuşmuş, durumdan emin olmuştu. Kızı bu delikanlı için daha yakın bir tarihte başkasıyla evlenmeyi düşünecek kadar delirmişti. O günden beri karısını sıkıştırıyor, ağzından laf almaya çalışıyordu. En nihayetinde, Birgül hanım İstanbul'a ziyarete gidip döndükten sonra kocasına bildiklerini anlatmıştı. Aynı evin içinde artık yaşamalarına her baba gibi rahatsız olan adam, kızına olan güveninden ve de bir erkeğe yaklaşamıyor oluşundan kaynaklı biraz olsun içi rahat ediyordu. Tabi kızının, Berdan'ın kaslarında ne gibi hayaller kurduğunu aklına bile getirmeyen Kemal bey, bu olayı artık tatlıya bağlamaya karar vermişti. Eğer kalp krizi geçirmemiş olsaydı, İstanbul'a gidecek ikisiyle de adam akıllı konuşacaktı. Gel gör ki, kısmet hastane odasında konuşmalarına neden olmuştu..

SEVDAM BİR ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin