burning desire

3.8K 363 750
                                    

"Onu bana verir misin?"

Islak gözleri benimkilerle buluştu. Ne istediğini anlayamamıştım. Yeniden elinin altında ritmi düzene girmeye başlayan kalbime odaklandı. Bu kez elini indirdi ve başını eğerek kulağını oraya yasladı.

"K-kalbimi mi?" dedim şaşkınlıkla.

"Evet sevgili Louis. Kalbini."

Başını kaldırdı ve ellerimi sıkıca sardı. Gülümseyerek gözlerimi kapattım. Kelime kullanımı her ne kadar tuhaf olsa da bu benim için anılarımda her zaman, en romantikler listesinde olacaktı.

"Evet Harry. Onu sana veririm. Kalbim senin olabilir."

Gözlerimi aralayıp yanağında yavaşça süzülen gözyaşına baktım.

"Bu kalp benim mi?" dedi elini aynı yere koyarken.

Başımı salladım ve yüzüne yaklaştım. Dudaklarımı gözyaşına bastırıp ıslaklığa minik bir öpücük kondurdum.

"Senin. Bu kalp senin."

Elini kendi kalbine koydu ve hemen geri çekip başını umutsuzca eğdi.

"Eğer bir kalbim olsaydı bende sana verirdim Louis."

Ona bir kalbi olmadığını söyleyen kişinin baron olduğuna bahse girerim.

Parmaklarım karnından sürtünerek yavaşça yukarı tırmandı ve sol göğsünün altında durdu. Ritmini hissedebiliyordum. Gülümsedim.

"İşte burada Harry. Tam burada. Bir kalbin var ve o artık benim."

Gözleri neşeyle parlarken bana baktı. Heyecanlanmıştı. Kalbinin ritmi hızlanıyordu ve gülümsemesi büyüdü.

"O halde, sevgili Louis... Kalbin bana hayat veriyor. Ve benim kalbim de sana hayat veriyor."

Merakla izlerken beni kendine çekti. Arkasına yaslanıp beni de üstüne çekerek göğsümüzü üst üste gelecek şekilde sıkıca sarıldı.

"Kalbime iyi bak Louis."

Elimi kolunda gezdirirken başımın üstüne bir öpücük bıraktı.

"Sende. Sende kalbime iyi bak. Kimsenin onu kırmasına ve üzmesine izin verme. Onu acıtma Harry."

Bir süre sessizce uzanıp kalp atışlarımızın birbirine karışmasına izin verdik. Harry'nin suratımı ağır hareketlerle okşayan eli bana huzur veriyordu. Karnımın açlığı yeniden kendini belli etmeye başlayınca olduğum yerde kıpırdandım.

"Bir şeyler yemeliyiz." dedim kucağından inerken. Yanına oturup tepsideki çatalı aldım.

"Birlikte." diye belirttim çatalı ona uzatırken.

"Az önceki halimden memnundum."

Yüzüme ukala bir gülümseme yayılmasına engel olamadım.

Servis tabaklarını tepsiden çıkarıp önümüze yerleştirdim.

"Şarap ister misin?" dedi Harry kulağıma eğilerek.

Çok gizli bir şey söylüyormuş gibi fısıldamıştı. Kaşlarımı çatarak ona baktığımda dudaklarıma iki saniyelik bir öpücük bırakıp ayağa kalktı. Vay canına. Demek artık şirin çiftler gibi istediğimiz zaman birbirimizi öpebilecektik? Tabiki aptal diye geçirdim içimden. Az önce ona kalbini verdin. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp odanın bir duvarını kaplayan oldukça düzenli ve bakımlı kütüphaneye yaklaştı. Üst rafa uzanıp birkaç kitabı çekerek arkasından bir şişe çıkardı.

cipa | larry ✓Where stories live. Discover now