something's gotta give

2.7K 247 411
                                    

Şaşkınca çıkarıldığı kapıyı izlemeyi bırakıp arkamı döndüm. Bayan Anne ipek mendiliyle gözlerini sildikten sonra titreyen elini önündeki su dolu bardağa götürdü.

"Bizi bırakmak zorundasınız. Buradan gideceğimize söz veriyorum. Onu bir daha görmeyeceksiniz."

"Onu bir daha görmek istemediğimi nereden çıkardınız Bay Tomlinson?" dedi yorgun mavilerini benimkilerle buluştururken.

Kollarımı göğsümde birleştirip ukala bir tavırla tek ayağımla yerde ritim tuttum.

"Hadi bir düşünelim."

Hafızamda geçmişe yolculuk ederken Bayan Anne'in bizden uzak durmaya çalıştığı tüm anıları toplamaya çalışıyordum. Böylece onun yüzüne bunları rahatça vuracaktım.

"Artık Christopher yok. Oğlumu korumama kimse engel olamaz."

Oğluyla ilgilenmek için kocasının ölümünü beklemiş olması durumu hiçte yumuşatmıyordu.

"Onu korumanıza ihtiyacı yok."

Sandalyesini itip ayağa kalktı ve tam önümde minicik bir mesafe kalınca durdu. Ayağındaki topuklu ayakkabıları olmasa benden birkaç santim kısaydı.

"Sen ne biliyorsun ki? Tüm Styles'lar onu öldürmek istiyor. Christopher'ın mirasının yarısı onun ve buna katlanamıyorlar."

Kaşlarım çatıldı. Bay Christopher hastalığı süresinde mirasını açıklamıştı. Biz Harry ile piknik yaparken Ben'in gelip bu haberi bize verdiği zamanı hatırlamıştım.

"Bay Christopher neden mirasının yarısını Harry'e bıraktı ki?"

Kadın gülümsedi. Geri adımlar attı ve masadaki yerine tekrar oturdu.

"Çünkü bu mirası da ona bırakan zaten Christopher'ın büyük kardeşi Daniel'dı."

Daniel... Yanlış hatırlamıyorsam Daniel, Harry'nin öz babasıydı.

"Christopher'a, Harry'e vermesi için oldukça cömert bir miras bırakmıştı."

Ne güzel! Herkes vicdanını rahatlatmış oldu.

"Para onun umrunda bile değil. Hepsi o aptal Styles ailesinin olabilir. Bizi rahat bırakın yeter."

Elini masaya vurdu ve bağırdı.

"O burada kalıyor! Siz gitmekte özgürsünüz Bay Tomlinson. İster gidin, ister kalın. Burası oldukça büyük bir ev. Sizin için de bir oda ayarlayabiliriz."

Arkamı dönüp kapıya yürüdüm. Ondan nefret ediyorum. Ondan ve diğer tüm aileden nefret ediyorum. Başımı eğdim. Derin bir nefes aldıktan sonra arkamı dönmeden sordum.

"Nerede?"

*****

Önümdeki ince siyah topukları takip ediyordum. Üst katın koridorunun son odasına geldiğimizde kapının önünde duran iki iri yarı adamdan biri kapıyı açtı. İçeri girdiğimde kapı arkamdan kapandı. Harry oturduğu koltukta başını yere eğmiş saçlarını karıştırıyordu.

"Harry..." diye mırıldandığımda hızla bakışlarını bana çevirdi.

"Oh sevgili Louis." dedi ayağa kalkıp yanıma gelirken.

Kendimi onun kollarının arasına bırakmıştım. Ona böyle sıkıca sarılmayalı sanki uzun zaman oluyormuş gibi hissediyordum. Geri çekildiğinde ellerini yanaklarıma sarıp yüzüme baktı. Onun yeşillerinde bir süreliğine kaybolduğumda öpüşleriyle tekrar bu ana dönmüştüm.

cipa | larry ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin