misty mountain

2.5K 244 535
                                    

Yatakta ters dönüp gözümü rahatsız eden sabah güneşinin önünü kesmeye çalıştım. Kendimi Harry'nin kollarının arasında bulduğumda gülümsedim. Başımı göğsüne yaslayıp artık iyice uzamış saçlarının kokusunu içime çektim. Onu panonun önünde gördüğümden bugüne dek epey uzamıştı. O sırada saçlarını kestirmek gibi basit şeylere harcayacak vakti bile olmamıştı.

Gece ki duşunun ardından hala ıslak olan saçlarının ferah temiz kokusu beni gülümsetirken gözlerimi araladım.

"Günaydın sevgili Louis." diye mırıldandı sabah sesiyle.

Geniş odanın diğer ucundaki kapı aniden aralandığında şaşkınca oraya döndük.

"Sevgili kardeşim, lou-lou! Günaydınlar ikinize de!"

Onun da burada olduğunu unutmuşum. Ve tabiki her zamanki kadar neşeli... Enerjik. Fazlasıyla.

"Senin burada ne işin var? Sabahın sekizinde?"

Yüzünde yapmacık kırgın bir ifade belirirken kapıdan içeri girerek yatağa doğru yürüdü.

"Bunu nasıl söylersin? Unuttun mu burası ikimizin de evi."

Bay Daniel'ın bu evi iki oğluna da bırakması bir yanlışlık değil bence tamamen ikisi aile zamanı geçirebilsin diye yapılan bir şeydi.

"Odadan bahsediyorum. Bizim odamızda ne işin var?"

Harry'nin dişlerini sıkan bıkkın tavrı karşısında Ben daha fazla eğlenerek yatağın ucuna oturdu. Bu tuhaftı çünkü biz hala yorganın altında şeklimizi bozmadan uzanıyorduk.

"Sizin odanız demek? Vay canına şu çift şeylerine asla alışamayacağım sanırım."

Harry başımın üstüne uzun bir öpücük bırakıp yataktan kalktı.

"Çık dışarı." dedi sakince.

Altında siyah iç çamaşırıyla Ben'in karşısında dikilirken Ben alaylı ifadesiyle bana döndü.

"Sende çıplak mısın lou-lou?"

Harry'nin yastığını alıp onun tam kafasına fırlattığımda sırıtarak ayağa kalktı.

"Tamam tamam... Ben çıkayım da... Siz giyinin."

Odadan çıkıp kapıyı kapattığında bende yataktan kalkıp Harry'e arkasından sarıldım. Sinirden köpürüyordu ve ilk kez o bu durumdayken kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Beni deli ediyor!"

"Biliyorum." dediğimde sesimden güldüğümü anlamıştı.

Bana döndü ve şaşkın suratını görmemi sağladı.

"Eğleniyor musun Tomlinson?"

"Bu kadar asabi olma."

Ellerimi yanaklarına sarıp gözlerine baktım.

"O senin hayatını kurtardı. Ona karşı biraz daha sabırlı olabilirsin."

Kaşlarını çatarak savunmaya geçti.

"O benim hayatımı kurtarmadı. O olmasaydı da oradan canlı çıkabilirdim."

Kapı tekrar açıldı ve Ben kafasını içeri doğru uzatıp işaret parmağını Harry'e doğrulttu.

"Ben olmasaydım oradan senin cesedin bile tek parça halinde çıkmazdı kardeşim."

Göz kırpıp tekrar çıktığında Harry derin bir nefes aldı.

"Birde kapı dinliyor."

"Sadece birkaç gün sabredeceksin. Sonra zaten buradan gideceğiz Harry."

cipa | larry ✓Where stories live. Discover now