i put a spell on you

2.9K 257 853
                                    

Harry'nin konuşmasından sonra ailem onun bu hikayedeki masum taraf olduğunu anlamış olsa gerek ki tek kelime bile etmeden konuyu kapattılar.

Annem mutfakta yemek hazırlarken bende ona yardım ediyordum. Mutfağın açık kapısından salonda oturmuş maç izleyen babama eşlik eden Harry'e baktım.

İlk kez bu kadar normal hissediyordum. Sanki o korkunç şeyleri hiç yaşamamışız gibi. Onun ailesinin görkemli, ihtişam dolu ama bir o kadar da sırlar içeren hayatına girdikten sonra kendi hayatımın ne kadar huzurlu olduğunu anladım.

Harry'nin istediği şeyin bu olduğunu biliyordum. Babamın futbol hakkında bahsettiği önemsiz şeyleri dinlerken hiç de sıkılıyormuş gibi görünmüyordu.

"Kekiği uzatır mısın bebeğim?"

Annemin sesiyle dikkatimi yeniden ona verdim.

"Efendim?"

Başını, önündeki soslanmayı beleyen kuzu etinden kaldırıp bana baktı.

"Kekik."

"Kekik? Ah kekik... Tabi."

Arkamı dönüp ortadaki ada tezgaha özenle yerleştirilmiş baharatlıklara yaklaştım.

"Dikkatin dağınık görünüyor Louis." dedi sorgularcasına.

Kavanozu ona uzatırken yapmacık bir gülümsemeyle baktım. Kekikten birkaç tutam alıp etin üstüne dökerken annemin taze sıkılmış portakal suyundan bir bardak doldurdum.

"Onun aile problemleri dışında ilişkiniz nasıl gidiyor? Malum, o senin ilk erkek arkadaşın."

Vurgulamaya çalıştığı şeyi duymamazlıktan geldim.

"Her şey yolunda." dedim ve bardağı iştahla ağzıma uzatıp büyük bir yudum aldım.

"Peki hiç seks yaptınız mı?"

Şaşkınca gözlerim büyürken anlamlandıramadığım bir biçimde portakal suyu boğazımı yaktı.

Bardağı tezgaha bırakıp öksürürken annem sırtıma hafifçe vurdu.

"İyi misin bebeğim?"

Gözlerim yaşarmıştı. Genzime kaçan meyve suyu hala öksürmeme sebep olurken Harry mutfağa geldi.

"Louis?" dedi telaşla yanıma koşarken.

Öksürük krizlerim azalırken yüzümü tuttu ve çatılmış kaşlarıyla gözlerime baktı.

"N-neden ağlıyorsun?"

Sesi titremişti. Benim şirin masum Harry'm.

Kendimi daha iyi hissettiğimde Harry'nin korkuyla bakan yeşilleri beni gülümsetmişti.

"İyiyim, sorun yok." dedim elimin tersiyle ıslak gözlerimi silerken.

"Ağlıyordun... Ve öksürüyordun. Canın mı yandı?"

"Onun bu kadar üstüne titreme. Hiç hoşlanmaz."

Annemin lafları en son üniversite için evden ayrılırken ki tartışmamıza hitaben çıkmıştı. Aradan o kadar zaman geçti ve hala bana kırgındı.

"Ona ne söyledin de içtiği şey boğazında kaldı?" diye seslendi babam mutfağın girişinde.

"Sadece seks yapıp yapmadıklarını sordum." diyerek tezgaha yaklaşırken bu kez babam ve Harry'nin gözleri büyüdü.

"Ve hala cevap alamadım."

Annem beni utandırıyordu. Her zaman ki gibi.

*****

cipa | larry ✓Where stories live. Discover now