|6|

1.4K 241 211
                                    

müdürün odasında benimle birlikte yedi kişi falandık. olay yerinde bulunan, daha doğrusu ben sıra arkadaşımı döverken sınıfta olanlar gelmişti. bir tane çocuk, sıra arkadaşımın suratına buz tutuyordu. sıra arkadaşım ise ses çıkarmamak için çabalıyordu. bir tane kız ve erkek arkadaşı müdürün koltuklarında oturuyordu. kız, "dayanamıyorum artık!" diyordu ağlamaklı bir sesle. erkek arkadaşı onu, "geçti hayatım." diye teselli ediyordu.

müdür, "anlatın bakalım." dedi arkasına yaslanıp. saçını her zamanki gibi açık bırakmıştı. zaten pek uzun değildi saçları. neredeyse her hafta saçını farklı bir renge boyatırdı bu yüzden saçları pek sağlıklı görünmemişti gözüme. gözlüklerini önündeki masaya bıraktı ve bizi dinlemeye başladı.

koltukların birine oturup acı çeken aptala bakış attım. onun konuşamayacak durumda olduğunu görünce ben konuşmaya başladım. "sinirimi bozan birkaç şey söyledi, bu yüzden kavga ettik biraz."

müdür, hiç darbe almamış bana baktı. daha sonra da neredeyse ağlayacak olana baktığında "daha çok tek taraflı bence." dedi.

"peki siz niye ayırmadınız kavgayı?" müdür diğerlerine bakarak devam etti. "nöbetçi öğretmen sesleri duyup gelmeseydi, bu çocuk hastanelik olabilirdi."

"hocam," dedi bir tanesi. çok ciddi bakıyordu ve mantıklı bir şeyler söyleyecek gibi görünüyordu. "hajime bizi de döver diye ödümüz bokumuza karıştı da."

hoca, ona ağzı açık bir şekilde baktı. buz tutan çocuk, "adamın dibisin." dedi.

"çok kötüydü öğretmenim." kız, timsah gözyaşlarını sergiliyordu. "çok korktum!" erkek arkadaşı, "geçti hayatım." demeye devam ediyordu.

"ailenle konuşacağım." müdür, bana tehditkâr bakışlarından birini fırlattı. "peki." diye cevapladığımda müdür şaşırmış görünüyordu. çıkmamızı söyleyince sıra arkadaşım büyük ve hızlı adımlarla oradan uzaklaştı.

×××

"kavga çıkarmışsın." dedi annem yemeği karıştırıken. ben de o sırada sofrayı hazırlıyordum. "evet, onun suçuydu."

"aferin, dayak yememişsin. tuzu uzatır mısın?" dediğinde tuzu ona uzattım ve söylediğine cevap vermedim.

yemek yerken, annem bana bir haber verdi.  birkaç günlüğüne eve gelmeyecekmiş. nedenini sormadım. muhtemelen işle ilgili bir şeydir diye. odama geçtiğimde telefonumun şarj olduğunu gördüm. dolmamıştı ama idare ederdi. onu biraz daha şarjda bırakıp ders çalıştım.

ders çalışmayı bitirdiğimde saat on bire gelmişti. dün gece pek uyumamama rağmen uykum yoktu. tooru'nun hesabına bakmaya başladım. artık resmen alışkanlık hâline gelmişti. bugün, videolarla ilgilenecektim.

"merhaba. youtube kanalıma abone olun lütfen!"

sesi, o kadar güzeldi ki. video boyunca sadece el sallamış ve iki cümle söylemişti. ama gülüşünü daha fazla görmek ve sesini biraz daha duymak için o videoyu tam on beş kez izledim. kendime geldikten sonra açıklamaya eklediği youtube kanalı ismine youtube'dan baktım. ilk videosuna kadar indim ve başlığı okudum.

"benim hakkımda her şey! (ev adresime kadar eheh) (şaka yaptımjfmdjfks)"

glowing eyes ⎯ iwaoiWhere stories live. Discover now