|14|

1.3K 232 81
                                    

hayatımda hiç yaşamadığım kadar pişmanlığı o dönemler sık sık yaşamaya başlamıştım. tooru'yu anlamak canımı yakıyordu ama ben bunu yapmaya devam ediyordum. git gide daha da kötüleşiyordum ama bunu sonlandıramıyordum. kendimi ona tamamen bağlanmış gibi hissediyordum. onun o parıldayan gözlerine bakmadan günümün geçeceğine inanmıyordum artık. bir insana bağlanmak zordu, uğraştırıcıydı. ama ölü bir insana bağlanmak çok daha kötüydü. ne yapacak olursam yapayım; ona dokunamayacak, onu hissedemeyecektim. en önemlisi o benim duygularımı hissedemeyecekti ben de ona duygularımı aktaramayacaktım.

twitter hesabına bakmaktan kendimi alıkoyamadım. cuma günü, geç bir saatti. her gün olduğu gibi sabah uykusuzluktan ölürken geç olan bu saatte enerjiktim. sınavlar bitmişti ve tatile girmek üzereydik. yine de kendimi rahatlamış hissedemiyordum. cama sertçe çarpan yağmur sesi hoştu ama sese azıcık odaklanınca sinirimi bozmuştu. salonda genellikle annem oturur, ben ise zamanımı odamda geçirirdim. ama o gün tek olduğum için salon ve daha geniş televizyon benimdi. yine de bunun zevkini bir türlü çıkaramıyordum.

başka bir sosyal medya hesabına bakmamın en büyük sebebi, onun düşüncelerini daha iyi kavrayabilmekti. youtube ve instagram hesaplarından anladığım kadarıyla sosyal medya ile arası iyiydi ve twitter'da da aktif olabileceğini düşündüm. takipçi sayısına bakınca bu konuda yanılmadığımı görebiliyordum.

"bir kez daha okulda yayılan fotoğraflarımdan bahseden olursa ona direkt dava açarım."

anlamak için on kez okudum ama yine de anlamadım. benim için belirsiz bir şey olsa da muhtemelen okuldakiler bunu anlamıştır. ne tür fotoğraflar olduğunu merak etmiştim ama bunu araştırmadım. yine de intihar etme olayı ile bunun alâkası olup olmadığı düşüncesi aklımdan bir türlü çıkmadı.

"SOSYAL MEDYADA CESARETLİ DAVRANIYORSUN AMA GERÇEK HAYATTA KORKAĞIN TEKİSİN DİYENLERİ ENGELLEMEKTEN İÇİME FENALIK GELDİ ARTIK."

"sizinle uğraşamayacağım, bıktım."

"neden kalabalık bir okuldayım ki?"

"neden bir kişi bile benim yanımda değil?"

neler olduğunu anlamadığım için o zamanları geçmeye karar verdim. "eğer yollarımız kesişmiş olsaydı mutlaka yanında olurdum tooru." dedim, bunu asla bilmeyecek olmasına rağmen. daha önce hiç düşünmediğim şeyi düşündüm. acaba tanışmış olsaydık, ne olurdu? hayatını değiştirebilir ve intihar etmesine engel olabilir miydim? ben de onun için özel biri olabilir miydim? "bunlar çok mantıksız hajime," kendi kendime konuştum. "sen bir halt beceremezsin."

"neden insanlar depresif olduğumu düşünüyor? asla öyle biri olmadım ve değilim. neşeli biriyim aslında."

"neden hep suratın asık o zaman?"

"herkes kötü dönemlerden geçer, değil mi?"

"seninki bir türlü bitmedi."

"belki geçer yakında."

"intihar falan edeyim deme, son zamanlarda uzun kollu giyiyorsun."

"HAVA SOĞUK OLDUĞUNDAN OLABİLİR Mİ ACABA? NEDEN BENİM NE GİYDİĞİM HERKESİN UMRUNDA?"

"çok dikkat çekiyorsun o yüzden."

"BİLEKLERİMİ FALAN DA KESMEM BEN."

"herkes bir ara intihar edeceğini düşünüyordu."

"o ne demek ya? intihar etmem ben, asla."

tooru'nun son yanıtına gelen son zamanlarda yazılmış alaylı cevapları başta umursamadım. çünkü o sırada, intihar etmemiş olma olasılığına inanıyordum. başka biri tarafından mı öldürülmüştü acaba? annemin son zamanlarda eve gelmeme, işinin yoğun olma sebebi tooru muydu? bunlar dışında aklımı kurcalayan bir şey daha vardı.

hayatımda gördüğüm en güzel insanın gözlerindeki ışığın yok olmasını sağlayan herkesi yok etmek istedim. neden böyle bir şeyi aklımdan geçirdim, bilmiyorum. bunun için oldukça geçti. onun o sıcak gülümsemesi bir daha asla dönmeyecekti. buna 'intikam' diyorlardı. geri gelmeyecek olduğunu bildiğim bir şeydi ama bunu onlara pişman etmek istiyordum. her şeye rağmen hayatımda ilk defa, o an intikam almayı deli gibi istiyordum.

glowing eyes ⎯ iwaoiWhere stories live. Discover now