|17|

1.2K 223 150
                                    

yorum yapın ya :(

bana gelen telefon ile birlikte dışarı çıktım. anneme arkadaşlarımla takılacağımızı söylemiştim, saat geç olduğu için izin verip izin vermeme arasında kaldı ama evimizde yaşamaya başlayan adam annemi ikna etti. muhtemelen ona ısınacağımı düşünüyordu ama yanılıyordu. kapının önünde duran arabaya doğru ilerledim. siyah, sedan bir arabaydı ve yeni olduğu belliydi. markası pek ilgimi çekmediği ve hava yeterince karanlık olduğundan o kısımla ilgilenmedim.

arabaya bindim, şöför koltuğunda siyah saçlı ve kalın kaşlı biri vardı. boynundaki dövmeler ve kulağındaki siyah, ufak küpe ile pek sevimli görünmüyordu doğrusu. bana dönünce yanında oturan takahiro da döndü. arka koltuğun tam ortasına oturmuştum.

"selam, ben issei." ona, "umrumda değil, bas gaza!" diye bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. birbirimize isimlerimizi söyledikten ve ufak bir sohbetten sonra yola çıktık.

"hiro, herhangi bir müzik açsana." dedi issei bir süre sonra. gözlerimi hızlı hızlı geçen binalardan alıp onlara baktım. "hiro?"

"takahiro'nun kısaltması," diye açıklama yaptı takahiro ve uygun bir kanal aramaya başladı. şarkılar değişip dururken issei gülüyordu.

"sadece o da değil, takahiro'nun 6 süper kahraman animasyonundan favori karakteri olduğu için birlikte izlediğimiz günden sonra ona öyle demeye karar verdim."

"hey!" takahiro, kaşlarını çattı. issei ise gülmeye devam ediyordu. "ama bence en iyi karakter hiro'nun abisi yani tadashi. onu bir türlü ikna edemiyorum bu konuda."

"hayır, hiro en iyisi." bir süre boyunca kendi favori karakterlerini övmeye başladılar. ciddi bir mesele gibi tartışıyorlar, birbirlerinin dediklerine karşı çıkıyorlardı. onları başta takmayıp dışarıya bakmayı sürdürüyordum. en sonunda dayanamayıp, "en iyisi baymax." dedim. böylece konu kapandı. takahiro da sonunda bir radyo kanalında durunca uzun bir sessizlik oldu. kimsenin konuşmadığı süre boyunca tooru'nun fotoğraflarına bakmaya karar verdim. galerime girdim (birkaç fotoğrafını kaydetmiştim) ve kusursuz suratını incelemeye başladım. onu tanıyana kadar kusursuz kelimesinin gerçekliğinin bile farkında değildim. ama artık her fotoğrafına baktığımda onun kusursuz olduğunu düşünüyordum.

issei bir yerde durunca heyecanla "geldik mi?" dedim. o ise arabadan çoktan inmişti. bana açıklama yapan, takahiro oldu. "şuradaki küçük bakkala uğrayacağız." onlarla birlikte indiğimde issei arabayı kilitledi ve ilk giren oldu.

küçük bir bakkaldı, issei sigara ve başka şeyler daha alırken etrafı inceliyordum. takahiro da gazlı bir içecek aldı. bana bir şey isteyip istemediğimi sormayı ihmal etmediler. çalışan, fiyatı söylediğinde şaşırmıştım. "yanlış oldu, bir daha hesaplayın lütfen. satıcı bu sefer hesap makinesi kullanarak daha az bir fiyat sundu ve birkaç kez özür diledi. arabaya doğru ilerlerken issei bana teşekkür etti ve "matematik öğretmeni olmalısın," dedi. asla bir matematik öğretmeni olmazdım.

glowing eyes ⎯ iwaoiWhere stories live. Discover now