|9|

1.3K 228 89
                                    

"ben eve gidiyorum."

"galiba tooru, annesinden korkuyor. yılbaşı gecesi eve gidilir mi ya?" herkes buna güldü. yarısı sarhoştu zaten.

"hayır, annemin beni umursadığı yok zaten. hepiniz içki kokuyorsunuz ve sinirlerim bozulmaya başladı. sıkıldım ayrıca."

"neden sıkıldın ya? şurada erkek erkeğe eğleniyoruz." bunu diyen kişi, sırıttı ve diğerleri onu onayladı.

"o zaman bir oyun oynayalım." okulun popüler çocuklarından biri ortaya fikir attı. ev sahibi de oydu. "ilk tur, tooru ile ben oynayacağım. kaybeden soyunacak."

"kabul etmiyorum." tooru, herkes gibi yerde oturuyordu ve hemen ayağa kalktı. gitmeye yeltenmişti ki onu durdurdular.

"daha ne oyunu olduğunu bile bilmiyorsun."

"ne oyunu?" tooru, alaycı bir ifade ile onlara baktı. "hafıza oyunu, sen hafıza oyunlarında iyisin değil mi?"

herkes, sanki dünyanın en yaratıcı fikriymiş gibi destek oldu.

"hayır, soyunma riskini alamam."

"yakışıklı olabilirsin," evin sahibi olan çocuk ona yaklaştı. "ama sana o gözle bakacağımız falan yok, seni piç egoist."

"istemiyorum dedim, yeter!" tooru, sinirle çocuğun gözünün içine baktı.

çocuk, tooru'nun boğazına yapıştı. "bana sesini yükseltemezsin." onu duvara kadar götürdü ve boğazını sıkmaya devam etti. "bırak beni!" tooru, bir şekilde kendini kurtardı. diğer çocuktan daha güçlü olduğu belliydi zaten.

diğer çocuk, yere düşmüştü. "bakmayın öyle, tutun şu orospuyu!"

birkaç kişi tooru'yu kollarından ve bacaklarından tutup yere yatırdılar. tooru çırpınsa da kurtulmayı başaramadı. ağlamamak için kendini zor tutmuştu ama dayanamadı. gözyaşları, şiddetle yanaklarından süzülüyordu.

×××

"tooru'nun çıplak fotoğrafları mı?"

tooru, yılbaşı tatili bittiğinden sonraki gün okula geldiği andan itibaren bu tür fısıldaşmalar duymaya başlamıştı. gerçekten çok sinirliydi.

"tooru, sen de kendi çıplak fotoğraflarından ister misin? sana indirim yaparım ama yine de pahalıya geliyor. sonuçta burada senden bahsediyoruz." tooru, duyduklarını umursamıyor gibi yaptı ama canı yanıyordu. tuvalete gidip ağlamaya başladı. "bıktım artık." tuvalet kabinlerinden birinin kapısına öyle sert tekme attı ki kapı kırıldı. kapı kırıldığında azıcık da olsa rahatladığını hissetti. aynısını diğer kapılara da yaptı.

kapının kırılan parçalarından birini alıp muslukların üstündeki aynaya fırlattı. "hepinizden nefret ediyorum! tanıdığım herkesten, ölesiye nefret ediyorum!"

glowing eyes ⎯ iwaoiWhere stories live. Discover now