Yİ/47.BÖLÜM

14.8K 884 1.4K
                                    

#Bölüm Şarkısı: 2WEI-Survıvor

Bu bölümü sınır geçmeden atıyorum, canlar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bu bölümü sınır geçmeden atıyorum, canlar... Normal şartlarda daha erken yazar atardım ama duyuru panomda da belirttiğim gibi şu sıra çok karışık bir hayatım var. Sabrınızı ve anlayışınızı istiyorum.

Sizden ricam, lütfen güzel yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmemeniz. Hepsini direkt okumak istiyorum, çook özledim.❤

Bir dahaki bölüm 580 oy ve 1300 yoruma gelecek. Satır arası yorumlarınızı lütfen unutmayıın :)

Keyifli okumalar

|YOLCULUK İSTANBUL|-47

Sureti acımasız bir canavara dönüşmüş, geçmişimdeki büyük karanlıklarımın sahibi olan bir ses vardı.

Beni bir uçuruma sürükleyen, hatta bir müddet uçurumun kenarında öylece sallanmamı sağlayan bir ses...

Başıma silah dayayan o değildi. Bunu birkaç adım uzaklıktaki odadan duyulan sesinden anlamıştım. Daha sonrasında ise onun ardından arkamda başıma silah dayayan adama komut veren bir işbirlikçi daha yakalamıştım. Lakin şaşkınlıktan öylesine bir hale bürünmüştüm ki, gelip canımı yakacak bir şey yapsalar dahi kıpırdayamayacak durumda kalmıştım. Bu... belki de hayatım boyunca yaşadığım en garip vurgunlardan birisiydi. Şaşkınlıktan nutkum tutulmuş, sadece olduğum yerde kaskatı kesilmiştim. Çünkü belki de ömrü hayatım boyunca asla yakın göremeyeceğim, bilhassa yan yana bile düşünemeyeceğim bir ikili bir olmuş ve bana kendilerince hain bir komplo kurmuşlardı.

Çok geçmemişti, benim bir silahla kelimelerimi yutmamı sağlamış, üzerimde bulunan çantayı ve telefonu aldıklarından emin olduktan sonra beni apar topar salondaki koltuğa oturtmuş olan; büyük ihtimalle Damla'nın ayarlamış olduğu bir adamla beraber karşımdaki suretlere dikkatle bakıyordum. Birisini görmeye alışkındım. En son davet gününde görmüş daha sonra ise onca şeyin arasında karşılaşmamıştık bile. Onun bana kızgın olduğunu ve bir şekilde karşıma çıkacağını biliyordum. Lakin beni dehşetle şaşırtan veyahut tüylerimi ürperten o değildi. Tüylerimi ürpertip beni geçmişin kafesine geri sokan yeşil gözlerin sahibiydi.

Tanıdık ve bir zamanlar oldukça yakın olduğum yeşil gözler...

Bedenimden soğuk bir dalga geçtiğinde sıçrar gibi oldum. Odadaki insan sayısının onlardan yana olmasından dolayı bağlamamayı seçtikleri ellerimi birbirine sürttüm. Korkunun yavaş yavaş bütün uzuvlarıma yöneldiğini hissediyordum. Dudaklarımı sabır ister gibi ve hazmetmek ister gibi birbirine bastırdığım esnada karşımdaki, neredeyse her bakışımda midenin bulamadığını hissettiğim yeşil gözlerin kısıldığını fark ettim.

YOLCULUK İSTANBULWhere stories live. Discover now