Yİ/22. BÖLÜM

27.2K 968 167
                                    

#BÖLÜM ŞARKISI: Lana Del Rey- Summertime Sadness

(Keyifli okumalar!)

|YOLCULUK İSTANBUL|-22

Keyifli bir kahkaha eşliğinde yüzü sinirden kasılmış ve neredeyse ağlayacak olan Merve'nin arkasından ince beline sımsıkı sarıldım. Çenemi de hafif ayak uçlarımı kaldırarak omzuna koyarken o ise aynada bana kızgınca bakmaya devam ediyordu. Bu iyice bende gülme isteğini arttırıyor, fakat kendimi frenlemezsem Merve'nin bugün ki kurbanı olacağımı veyahut başka bir zamanda bedelini en ağır derecede ödeteceğini biliyordum. Kıpırdanıp duran dudaklarıma zor zoruna sahip çıkarak şirin gözükmeye çalışarak gülümsedim.

Merhametli olduğu kadar cadı bir kişiliğe sahip olan Merve, biraz daha gülersem hiçbir şekilde affetmez nişanından tek sözümü bile dinlemeden atabilirdi. Bu yüzden ciddi durmaya çalışarak onun güzel görünüşü inceledim.

Bukle yapmış olduğu gür siyah saçları omzuna dökülüyor ve kalın askılı üstünde çeşitli dantel işlemesi bulunan siyah tulumu, altına giydiği siyah sandalete kaçan topuklularıyla çok güzel görünüyordu. Elaya kaçan gözleri ve beyaz teni ufak bir makyajla sadeliğini korurken yüzündeki eksik olmayan heyecan dolu gülümseme onu olduğundan fazla güzel yapıyordu. Ah, biz ise aşırı derecede heyecanı olan Merve'nin havasını değiştirmek için ufak esprilerle dalga geçip onun sinirlenmesini sağlamıştık. Önceliğimiz evlilik ve kaynana olurken Merve'nin kaynanasına söz söylettirmemesi iyice benle Serap'ı çılgına çevirmiş bizde ona çeşitli şeyler söylemiştik.

''Benim kaynanamı tanımıyormuş gibi konuşmayın, beni kızından ayrı tutmuyor.'' diye kızgınlıkla söylenen Merve'yle göz ucuyla Serap'a bakarak dudağımın kenarını keyifle kıvırdım.

"Valla yengemde anlattığında babaannem hep öyle diyormuş," diye söze başladım, acımasızca. "Ama gel gör ki, evlendikten sonra babaannem o zamanki ile çakışmıyormuş bile." ufak beyaz bir yalandan hiçbir şey olmazdı değil mi? "Resmen her buluştuğumuzda yengemin açığını arıyor. Hatta bir kere sırf yemeğe karabiber atmadı diye kavga çıkmıştı. İnanabiliyor musun?"

Elbette küçük, ufacık bir şakaydı!

Merve bana kaşları çatık bakmaya devam ederken bu defa topu eline alan Serap'ın sesini duymamla ellerimi belinden çekerek ona baktım.

"Evet, evet." diyerek beni onayladı. "Annemin nasıl temizlik hastası olduğunu görmüyor musun?" diye sorduğunda Merve gözlerini devirdi.

"Evine galoşla sokuyor Serap, anlamamak zor değil."

"Hah!" diye bir ses çıkardı Serap bilmiş bir tavırla. "İşte, hepsi babaannem yüzündenmiş, ne yapsa beğenmezmiş. Özellikle de temizliği, annem de zaten takıntılı olan oldu."

Merve iyice bozulurken, yüzü solmuş sarı kesilmiş kaşları iyice çatılmıştı. Yüz şekli içimde bir yerleri sızlatıyordu fakat küçüklükten beri dalga geçeceğimizi söylemiştik birbirimize. Haliyle ilk evlenen kendisi olduğu için ilk ve ağır darbeyi yiyende o olacaktı. Derin bir nefes alan Merve birkaç saniye öylece durduktan sonra hırsla bağırdı.

''Evlenmiyorum ulan!" aynanın önünden çekilerek odada bir tur adımladı. "Annem bana öyle bir şey yapmadı bir de kayna... Selma anne?''

Merve'nin söylediklerine Serapla emelimize ulaşmış gibi tatmin olmuş kahkahalarımızı atarken konuşmasında duraklayarak devam etmesiyle ve sonda söylediği isimle şok olmuş biçimde göz göze geldik. Gülüşmeler boğazımızda takılı kalırken sertçe yutkunduk. Çünkü; bizzat Merve'nin kaynanası olan Selma Hanım odaya girmişti! Dilimi sertçe ısırırken Merve'nin donmuş ve utanmaktan kıpkırmızı olmuş suratıyla her an patlayabilir, kendimi gülmekten yerlere atabilirdim. Dudaklarımın kasılması her an ağzımdan çıkacak kahkaha mırıltısı için sabırsızlanırken, Merve'den gözlerimi çekerek içeriye giren Aykut'un annesi Selma hanıma baktım.

YOLCULUK İSTANBULWhere stories live. Discover now