|13|

17.9K 1K 250
                                    

"Mavera! Dikkatini topla! Baştan alalım Tan."

Derya hoca'nın sabahtan beri 4. Uyarısını duymuşken midemdeki ağrıyı görmezden gelmeye çalışıyordum. Her hareketi duble yapmaktan vücudum parçalanmış gibi hissediyordum.

Parmaklarımın üzerinde durup dönmeye başladım. Miraç beni belimden yakalayıp yana döndürdüğünde daha fazla yapamayacağımı anladım.

"Mavera! Bu hareket partnerine zarar verebilirdi. Çık danstan 2. Salonda bekle beni."

Sürünerek gitmek istiyordum. Parmak uçlarım bu kadar yükü kaldıramıyordu.

2. Salona gittiğimde ayakkabılarımı çıkardım ve ayaklarımı ovmaya başladım.

Bir kaç dakika sonra Derya Hoca salona girdiğinde ayakkabılarımı giydim ve ayağa kalktım.

"Mavera ne oluyor sana? İlk defa yapmıyorsun bu dansı!"

Kafamı öne eğdim ve sustum. Haklıydı ama kaldıramıyordum.

"Hocam ben bir kaç gün izin istiyorum..."

Ayaklarım yerde daire oluşturmaya başladılar. Çok yorulmuştum ve biraz mola vermek istiyordum.

Bir kaç günlüğüne babamın yanına gidebilirdim, vizem vardı. Bu bir kaçış olabilirdi, bu bir kurtarış olabilirdi.

"Hayır. Yok izin falan. Sen baş dansçısın. Sen bu dansın beynisin. Ve Kollar bacaklar beyin olmadan işe yaramazlar!"

Eğdiğim kafamı kaldırdım.

"O zaman bırakıyorum Hocam. İstediğimde izin bile alamayacak mıyım ben?"

"Alamazsın. 1 Hafta sonra sahne alacakken izin alamazsınız Mavera Hanım."

Hoca'nın sakinliği benim sinirimi bozuyordu.

"Ve bırakmana da izin vermiyorum. Geç şimdi, baştan sona kadar kareografiyi tekrar et!"

"Hayır! Gidiyorum ben!"

Kafamı kapıya çevirdiğimde bütün ekibin bizi izlediğini gördüm.

"Mavera! Geç şuraya şu dansı yap."

Gözlerimin ardındaki karanlıktan güç almak istercesine gözlerimi yumdum. Herkes niye bu kadar üzerime gelmek zorundaydı?

Gözlerimi açıp girişte bizi izleyen arkadaşlarıma baktım.

"Tamam, Allah kahretsin, tamam!"

Orta kısma geçip Tan'a işaret yaptım ve müzikle dans etmeye başladım.

"Bu varyasyonda sen Mavera değilsin. Sen kimsesiz bir çocuğun büyümüş halisin. "

Derya Hoca'nın dediklerine odaklanmayı çok istedim ama ne doğru düzgün duyuyordum ne görüyordum.

Parmak uçlarım artık bedenimi taşıyamayacak kadar incinmişti, yaralanmıştı.

"Daha hızlı!"

Acı önemli değildi, ben önemli değildim.

Bacaklarımı açıp havaya sıçradığımda göğüs kafesime inanılmaz bir ağrı saplandı.

Son duruşu yapıp dansı bitirdiğimde nefes alamıyordum.

"Gösteriden sonra hepinize bir hafta izin veriyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Gösteriden sonra hepinize bir hafta izin veriyorum. Ve sen Mavera, bırakmayı bir kez daha düşünemezsin bu gösterdiklerinden sonra."

Ağlamak istiyordum.

Kendimi bir yere kapatmak istiyordum, günlerce çıkmamak istiyordum. Canım yanıyordu, göğüs kafesime iğneler batıyordu.

Koşarak salondan çıktım ve üzerime büyük bir kapüşonlu giyip Gökküşağı'nı terk ettim.

Koluma astığım çantamla kapıdan geçen bir taksiyi durdurdum. Duş alıp uyumak yine her şeye iyi gelecekti.
-
Atlas: Benim anonimim öldü galiba...

Aklına gelmiştim. Gecelerdir asla bitmeyen gözyaşlarımın arasından ilk defa gülümsedim.

Aklına gelmiştim!

Anonimim demişti! Sahiplenmişti!

Leyl: Aslında hep aklımdasın, gerçekten ama sene sonuna bir final maçınız var...

Leyl: Rahatsız etmek istemiyorum aslında.

Tişörtümü kaldırıp göğsümün altına baktım. Dokundukça ve nefes aldıkça batan bir şeyler vardı.

"Anne!" Böyle durumlarda hastaneye gitmemiz gerekebiliyordu...

Atlas: Leyl sana bir şey demem gerekiyor sanırım.

Leyl: Biri mi var?

Bu ihtimal bile içime ateş düşürüyordu ama olabilirdi... Her şey olabilirdi.

Annem idaya girerken yüzüne oturan endişe uzaktan hissedilir türdendi.

"Ne oldu kızım?"

"Anne, bir şeyler batıyor göğsümün altına... Çok acıyor."

Annem yanıma gelip gözlerimi sildi, "Dans Hocan aradı bugün, seni çok zorladığını doktora götürmemiz gerektiğini söyledi."

Annem yüzümü ellerinin arasına aldı ve yanaklarımı okşadı.

"Hadi giyin güzel kızım, ben taksiyi çağırıyorum."

Annem tam odadan çıkacakken, "Anne, bale'yi bıraksam... Ne düşünürsün?"

Annem bana doğru döndü ve dolan gözlerini sildi.

"Benimde içime çok dokunuyor, kızımın acı çektiğini görmek... Ama ben inanıyorum ki benim kızım acı çektiği için hiçbir şeyi bırakmaz. Özellikle bir hedefi varken."

"Anne,"

Gözlerini sildi, gözlerimi sildim. Aramızdaki sessizlik bile o kadar gürültülüydü ki, insanı içine hapsederdi bu gürültü.

"İyi ki varsın."

"İyi ki benim kızımsın Mavera."

Annemin odadan çıkmasıyla, üzerimdeki pijamaları çıkarıp bir tayt ve tişört giydim. Telefonumu elime alıp Atlas mesaj atmış mı diye baktım.

Atlas: Geçen gün, sana demiştim ya, saçları kesilen bir kız var diye.

Atlas: O kıza karşı salak saçma bir dikkatim var.

Atlas: Evet, 1 ay falan kimse olmayacak demiştim ama neyin içindeyim bilmiyorum.

Atlas: Nereye girsem gözüm onu arıyor, pek sınıftan da çıkmıyor.

Atlas: Bir yerde görsem sürekli O'nu izlerken buluyorum kendimi.

Atlas: Hani Kafka demişti ya" düşünsene Milena yanımda yürüyordun..."  diye.

Atlas: Ben o sözü daha iyi anlıyorum şimdi, onunla ne zaman yanyana gelsek kalbim çok hızlı atıyor.

Atlas: Çok bencillik olacak, çok özür dilerim ama söylesene bana...

Atlas: Bunlar birini sevme belirtisi mi?

-----
Ne kadar güzel oldu bilmiyorum ama içime sinmediğini biliyorum. Fikrinizi belirtirseniz, çoooooook mutlu olurum.

Bir de çok uzasın istemiyorum, en fazla 25-30 bölüm diye düşünüyorum. Tabi anlık bir kararla değiştirmezsem fikrimi...

Hepinize iyi geceler dilerim, bu kız sizinle çok mutlu 💜💖💙


ANONİM; Leyl Where stories live. Discover now