25. Bölüm ''Yangın''

5.3K 218 20
                                    

Kurguda birazcık bir değişme olduğu için oturmayan yerler olabilir. Zamanla ilk bölümleri düzeltmeye başlayacağım o şekilde oturur diye düşünüyorum. 29. Bölüm final bölümü olacak. Çok yoğunum genelde. Hem çalışıyorum hem okuyorum ve uğraştığım başka şeyler de var. Bölümlerin ayda bir gelme ihtimali yüksek. Yanlışlarım varsa affedin.

Sizleri seviyorum.

İki yıldır neredeydin diye soracak olursanız da... açıkçası ben de bilmiyorum. bir yerlerde takılı kalmıştım. 

25. Bölüm ''Yangın''

Dünya adaletsiz bir yerdi. Bunu anlamak için insanın kafasını kaldırıp etrafını bir süreliğine incelemesi yeterli olabilirdi. Kişi etrafında olup biteni göremeyecek kadar kör olsa bile dünyanın adaletsiz yönüyle karşılaşacağı vazgeçilmez bir sondu. Ben adaletsiz olduğunu ilk kez 15 yaşımda keşfetmiştim. İlk kez o zaman bazı şeyleri sorgulamaya, yargılamaya başlamıştım. Karnı aç olduğu için çaldığı simit yüzünden dayak yiyen bir çocuk gördüğümde, bir insanın cebimden telefonumu soğukkanlılıkla alıp gidebildiğini ve bunun için cezalandırılmadığını deneyimlediğimde dünyanın sandığım kadar renkli olmadığını fark etmiştim. Sonrasında çorap söküğü gibi gelen olaylar dahilinde güvenini kaybetmiş, renklerden arınmış biri haline gelmiştim, belki de gelmek istemiştim, belki de o hale getirmişlerdi.

Ben tek bir renk olmayı tercih etmemiştim. Kişiliğimi parçalara bölmüş, kendimden bir renk cümbüşü yaratmıştım fakat solmaya mahkum kaderlerde renkler yaşamazdı. Bir süre sonra siyah-beyaza boyanırdı, büyürken keşfetmiştim. Ben kırmızıyı can, turuncuyu ten, sarıyı güneş, yeşili doğa, maviyi deniz, laciverti tutku, moru ruh bellemiştim kendime. Hislerimi bölmüş, dokunduğum yerlerde iz bırakmayı dilemiştim. Dokunduğum yerlerde kalan tek iz beyazın üstüne bir toz bulutu gibi düşen siyah olmuştu.

Aren, maalesef ki, beni renkli anımda bulmamıştı. Ben bataklığın en dibinde yuttuğum çamurlar yüzünden ölmeyi beklerken karşıma çıkmıştı. Şeffaf bir insan, renklerle ya da hiçbir şeyle birleşemezdi. Ruhunu delip geçerdi her darbe, her duygu, her hıçkırık. Ben ona dokunmuştum ama renklerim şeffaf ruhundan soluk bir halde ayak uçlarına akıyordu. Silemiyordum, çünkü dokunamıyordum. Dokunmaya korkuyordum. Direksiyonun etrafındaki ellerinin, sıkı tutunmaktan beyaz renge çalmış hali dahi benden daha çok onun ruhunda yer ediyordu. Onun şeffaf hali ise her şeyden daha çok beni yansıtıyordu. Birbirimiz üzerinde aynı etkilere sahip değildik, o sadece öyle sanıyordu.

''Hepsi benim suçum,'' diye söylenmeye başladığı andan itibaren içimdeki her şey kararmaya başlamıştı. Buraya gelmemiz ondan önce benim suçumdu, kendine itiraf etmiyordu ya da bildiği halde bana söylemiyordu. Burada olmamız hangimiz suçuydu? Ruhundan et koparılmış bir insanı iyi hissettirmek için bilmediği yerlere götürmek akıl karı mıydı? İyileşmiyordum, işe yaramıyordu. Ben iyi hissedeyim diye uğraşırken onun için önemli olan iki insanı ihmal etmişti. Sorumlusu yüzde yüz ben değildim, kontrol edemediğim şımarıklığım da devreye giriyordu.

''Kendimden başka bir şey düşünmediğim için...'' diye söze başlamışken onun tepkisiyle tüm cümlelerimi yuttum.

''Bu sefer her şey senin hakkında değil, Kayra. Yorum yapman için iyi bir zaman değil.''

Beni susturup arabanın kapısına yedeklediği sulardan birini açtığında yüzünü inceliyordum. Gergindi ve kendimi yüzüne yansıyan kötü bir sebep olarak görmekten hoşlanmamıştım. Ona zarar verdiğim gibi bir gerçek mi saklıydı yoksa çattığı alnında?

Suyun kapağını kapatmadan ön camdaki boşluğa yerleştirdi ve eliyle dudaklarının kenarından damlayan suyu sildi. Pet şişe yavaş yavaş yana devrilirken kıpırdamaya korkuyordum. Bir an için suyu düzeltmek istedim ama göz ucuyla beni süzdüğünde bundan vazgeçtim. Onu ilk defa bu kadar gergin ve benden bir haber görüyordum. Pet şişe yana devrilip içindeki suyun neredeyse tamamını huzmesinden atarken dahi kıpırmadım. Suyun bir kısmı üstüme doğru süzülürken tüm tepkilerimi bastırdım, gözlerimdeki yaşları kuruttum ve koltuğuma sıkıca tutundum.

BATAKLIKWhere stories live. Discover now