4. Bölüm ''İlk''

21.4K 1K 66
                                    

4. Bölüm ''İlk''

Bebekleriiiim. Merhaba ben geldim. Sonunda! :D

Bundan sonra Kiralık Katil düzenli olarak yayınlanacak. Belki sınav haftam biraz sarkar o kadar.

Sizden ricam Tanıtım bölümünü ve ilk 2 bölümünü kesinlikle baştan okumanız. Çok büyük değişiklikler var çünkü. Onun haricinde bu;

Yeni bölüm değil!

Yeni bölüm haftaya geliyor. Tekrar bir nabız yoklamak için tanıtım bölümü de dahil 3 bölümde değişiklik yaptım. Öyle yani...

Sizleri çok ama çok seviyorum! Haftaya görüşmek üzere! :)

İlk bölümlere tekrar yorum yapabilirsiniz, sorun yok. Heheh. :')

İstanbul kirliydi. Bünyesinde barındırdığı 12 milyon insanın pisliğini kendi çirkin havasıyla birleştiriyordu. Oksijen yoktu bu şehirde. Fakir kısmın ağız kokusunu, zengin kesimin helal olmayan pahalı parfümünü ve psikopatlaşmış gençlerin iğrenç hobilerinin dumanını taşıyordu hava. Herkes mutlu gözüküyordu, ama herkes mutsuzdu. Yaşam denen kelime, artık zevklerden arınmış, acının kucağına düşerek sonlanmayı bekleyen insanları temsil ediyordu.

İstanbul herkesin imrendiği, hayalini kurduğu bir şehirdi ama pençesine düştüğünde lanet ediyordun. Sokakları ılık bir yaz gününde bile soğuktu ve her an birini kurban etmeye razıydı. İstanbul, güzel görünümlü ama içten içe çürük düşüncelerle beslenen bir Kraliçe idi. Ciğerini söküyordu insanın. Merhametsizce kanatıyor ve asla sarılmasına yardımcı olmuyordu.

Ben kurbanlarından biriydim.

Yalnızlığı kendine arkadaş bellemiş ve karanlıktan beslenen o ufak bedenli ama geniş ruhlu kız. Bir gece arkadaşından dönmek üzere yola çıkmışken tüm hayatı parçalara ayrılan kız ve tüm dileklerinden tek saniyede öylece vazgeçebilen kız.

''Ölümden daha beter şeyler var,'' derdi babam küçükken. ''Ortalık şerefsiz dolu.''

Anlamazdım o zamanlar. Kocaman olmuş gözlerimle dudaklarından çıkan her kelimeyi havada yakalarken

bilmezdim neyden bahsettiğini. Hangi olay insanı ölümden daha fazla yakardı?

Artık biliyordum. Zamanında o kadar merak etmiştim ki, hayat benimle farklı bir yöntem denemişti. Yaşadığım şok tüm benliğimi benden koparmış, mutuluğa dair her şeyi yok etmişti. Bir kez geldiğim hayatta yaşadıklarım reva mıydı? Bunun ''bir kez daha''sı yoktu. Hayat tek seferlikti ve ben yanlış vagona binmiştim.

''Evet, Kayra.'' Gözlerim duvarda asılı olan resimden Selim Bey'e doğru çekildi. Tüm düşündüklerim beynimin karanlık bölgesine geri kaçarken hissettiklerim 1 yıl sonrasında bile taptaze bir şekilde kalbimde yer buluyordu. Bu acı hep taze kalacaktı, biliyordum.

''Bu 3. seansımız.'' Selim Bey'i onaylarcasına kafamı salladım. ''Ve sen hala ne günlük tutuyorsun, ne de hissettiğin duygu değişimlerini not alma gereği duyuyorsun.''

Tek kaşını kaldırıp bana sorgulayıcı bir şekilde baktığında utanmıştım. Neredeyse 1 ay olmak üzereydi ve ben hiçbir gelişme kaydedememiştim. Eh, kaydetmek istediğimde söylenemezdi ama Selim Bey'e karşı sıcak duygular besliyordum. Bana yardım etmek istiyordu ve iyi biriydi.

''Bu konu hakkında söylemek istediğin bir şey yok sanırım?'' dedi Selim Bey dikkatimi tekrar üzerine çekerek. Ona donuk bir ifadeyle bakarak omuzlarımı silktim. Tespiti doğruydu, kesinlikle istemiyordum.

BATAKLIKWhere stories live. Discover now