2.5: "Vazgeçişler: Zoraki Veda"

12.6K 1K 205
                                    

Ediz'in Aden'e okuduğu şiir:

Serkan Uçar'a ait. Seslendirme Tuncel Kurtiz-Tut Yüreğimden Ustam.

3.GÖZ
Elvin, elindeki kupada olan ıhlamuru dökmemeye çalışarak kapıyı tıklattı. Ediz de dahil olmak üzere herkes gitmiş, çoktan ev sakinleri odalarına girmişlerdi.

Cevap alamasa da birkaç saniye sonra içeri girdi. Rüzgar, bir şeyler arıyordu odasında. Annesine bir saniye kadar bakıp, tekrar önüne dönerek aramaya devam etti. Sonunda aradığı kabloyu bulduğunda bilgisayarının başına çökmüştü.

Elvin içeri girdiğinde, ardından kapıyı kapatmadı. Biliyordu ki, birazdan Acar gelince -ki geleli yarım saat olmadan duşa girmişti, üzerindeki kan lekelerini de henüz Elvin'in sormaya fırsatı olmamıştı- direkt odaya girecekti.

-Ne yapıyorsun bebeğim?" Diye sordu Rüzgar'a, cevap alacağından bile emin değildi. Kupayı, genç adamın elinin hemen yanına koydu. Rüzgar, annesinin kupayı koyan elini tuttu ve nazik bir şekilde öptü.

Canı yandığında bile, Rüzgar, her zamanki Rüzgardı. Sadece daha deli bakıyordu. Kontrolü daha bir yitirmiş.

-Program." Dedi tek kelimeyle özetleyerek. Hızla çekmecelerini kurcalarken ağzına aldı elindeki kabloyu. "Benden daha iyi bir program tasarlamışlar, kullanıyorlar. Sistemlerine giremiyorum. Konumlarına ulaşamıyorum." Çekmecesinden çıkardığı CD'yi bilgisayarına taktı. Dolabın kapağını açıp, koleksiyonunu incelemeye başladı dikkatle. "Daha iyi bir yazılım yapmam lazım. Hackerları gerçekten iyiler. Üst seviye, siyah şapkalı insanlar." Uzun kemikli ellerini gezdirirken, bir karton zarfı çekti içlerinden. "Onlardan hızlı olmalıyım.Eva'ya zarar veriyorlar."

-Rüzgar..." zarfın içindeki belleği masanın bir köşesine atıp, asıl istediği belgeyi çıkardı.

-Onlardan hızlı düşünmeliyim. Siktir... Kahretsin! Onları alt edecek programı, ortaklarla yapmam bile en az 6 günümü alır. Bu sürede onların daha iyisini geliştirip geliştiremeyeceğini bile bilemem."

-Rüzgar, sakin ol. Onlar senden daha iyisini yapamaz..." elini çocuğun omzuna koyacaktı ama bu sefer de masanın altındaki kasasını açtı. İçinden bir hard disk çıkardı.

-Bir kere başardılar. Bu onlara özgüven verdi. Tekrar yaparlar, yapmaya çalışacaklar. Bu sürede Eva onlarla 144 saat daha geçirmiş olacak." Bilgisayar ekranına odaklanıp, ekranda deli gibi kodlar yazmaya başladı. Parmakları bir dehanın ne kadar hızlı olabileceğini ölçmek için var edilmiş gibiydiler.

Allah'ın en büyük ödülü ve cezası, hafızası ve zekasıydı Rüzgar'ın.

-Rüzgar... Kendine gel." Gözleri deli gibi bakıyordu.

-Kahretsin. Daha hızlı ol Rüzgar. Hatırla, hatırla. Kod neydi? Ateşle gittiğiniz adamı hatırla. Hadi, Revayla tanıştığın adamın dediği...Evet." İstediği kodu hatırladığında, ilk defa yüzünde gülümsemeye yakın bir ifade oluştu. Alt dudağını kanatırcasına ısırdı. Elvin, elini omzuna koyduğunda, serbest bıraktı dişleri arasında ezilen yumuşak, dolgun eti.

-RÜZGAR!" Annesinin bağırışıyla klavye üzerinde gezinen parmakları durdu.

Bakışları da tek bir noktaya odaklandı.

Gözlerini kapattı birkaç saniye için. Saçlarına dokunan minik, ince parmaklarla, bir nebze olsun gevşedi. Saçlarını koparmayı dilerdi, ama acı çekemiyordu. Bir işe yaramazdı. Annesini üzerdi.

Annesini üzmeyi sevmiyordu. Annesini hiç üzmemişti. Bir kerecik bile.

-Acı çekemiyorum ya ben..." dedi yavaşça mırıldanarak. Gözleri kapalı olsa da kafasını aşağı yukarı salladı Elvin. Oğlu yerine de ağlayabilirdi. Ama güçlü oldu ve Rüzgar'ın sığınağı olmayı göğüsledi. Ağlamadı. Rüzgar'ın gözünden asla akamayacak yaşın, çenesine doğru hayali seyrini izledi. "Çekiyorum ama. Çok hem de. Anne, uyumamam lazım. Bunu yapmam lazım. Anlıyorsun değil mi beni cennet çiçeği?"

Uçarı Aşk (THB-2)Where stories live. Discover now