KARŞILIKLI DUYGULAR..

20.4K 1K 115
                                    

   Bulunduğum odaya göz gezdirirken, hala üstümden korkuyu atamamıştım. Bu koca odada savaşla beraber yaşayacağımı düşünmek resmen bedenime iğnelerin batmasına sebep oluyordu.
    Adam gibi bir konuşmamız bile olmamıştı onunla, ama aynı evde hatta aynı odada kalacaktık. Dolabı açıp kendime giyecek birşeyler bulmayı planlıyordum. En azından güzel bir pijama takımına hayır demezdim. Savaş gelmeden bu giyinme işini halletmek istiyordum.
   Dün bütün kıyafetlerim buraya getirilmişti ama bir türlü pijamalarımı bulamamıştım, çekmedelerde ki gecelikleri görünce gözlerim adeta korkuyla yerinden çıktı.
   Böyle şeyleri giymemi nasıl beklerlerdi? Hızlı bir şekilde çekmeceyi kapatıp, kendime dolaptan bulduğum beyaz pijama takımını alıp banyoya girdim. Bu gelinlikten kurtulduğum an çok rahatlıycaktım.
     Uzun bir çabanın sonunda  gelinlikten kurtulmuş ve pijamayı giymiştim. Banyodan çıktığım da odanın içinde savaşı görünce çığlığı koyverdim.

- kes sesini kulağımın zarı patladı.

- sen ne zaman geldin? Ödümü kopardın!

Savaş kravatını çözmeye çalışırken, yatağa oturup bakışlarını bana çevirdi.

- odama girerken, haber mi vermem gerekiyor? Düğün bitti bende yatmaya geldim oldu mu? Şimdi izninle sessiz olursan yatıcam!

Savaşın konuşma haline birkez daha gıcık olurken, yatağa yanaşıp, kendime yastık aldım. Savaşın bakışları altında dolaba yönelip çarşaf ve örtü alıp odada bulunan koltuğa yöneldim. Bundan sonra yeni yatağım burası olacaktı galiba! Zavallı ben.

- sana gel yatakta yat diyicem de sen kabul etmezsin şimdi!

Savaşın lafına yapma bir gülücük sunarken, cevap vermeyip çarşafı koltuğa serip yastığı koydum.
Daha sonra yüzümü savaşa döndüm.

- yatakta sen yatmayacaksan teklifine hiç hayır demem aslında.

Savaş lafıma bıyık altından gülerken, vereceği cevabın hoşuma gitmeyeceğini tahmin edebiliyordum.

- yatağımı sana verecek halim yok, kusura bakma! Yatacaksan buyur yer çok,

Derin bir nefes alıp koltuğa uzandım. Örtüyü yüzüme kadar çekip. Uyku moduna girmeye çalıştım. Yani şu an içinde bulunduğum duruma rağmen, uykumdan ödün vermiyordum. Helal olsun bana...

  Banyo kapısının kapanma sesiyle savaşın banyoya girdiğini anlamıştım. Yarın nasıl birgün bekliyordu beni hiç bir tahminim yoktu yani gerçeği söylemek gerekirse pekte umursamıyordum.
   En büyük sorunum savaşla aynı odada kalmaktı onun haricinde başka birşeyi kendime sıkıntı yapamazdım. Çevremde ki herkes bana yabancıydı peki bu yabancılardan kaçı bana dost olacaktı yada hiç dostum olacakmıydı??
     Bekleyip görecektim herşeyi yani nede olsa baya zamanım vardı. Düşünmeye başladıkça uçup giden uykum nedeniyle, büyük bir Off çektim. Cidden düşünmek bana göre değildi, kafa yapıyordu yani...

   Banyonun kapısı açılırken, bende yerimden doğrulup örtüyü üstümden attım. Karşımda savaşı yarı çıplak görmeyi beklemezken ellerimle gözümü kapatıp bağırmaya başladım.

- Manyak neden çıplaksın? Aman allahım senin yüzünden yanıcam.

- ne bağırıyorsun kızım? Sen yatmıyormuydun? Cehenneme gidicen de suçunu bana atma bari!

- çabuk üstüne birşey giyin yoksa sapık var diye bağırırım valla!

- farkındaysan sapık dediğin kişi resmi olarak senin kocan hatırlatırım!

- bu gerçeği ne güzel unutmuştum, ne diye moralimi bozuyorsun? Hem bir zahmet artık hareketlerine biraz dikkat et sonuçta benimde burda olduğumu unutmaman gerek!

- dikkat edecek birşey yok, sen bulunduğun ortama ayak uydurmaya bak, değiştirmekle uğraşma hiç.

Tekrar uzanıp örtüyü kafama kadar çektim. Hayat bana kıçıyla gülüyordu resmen! Alacağın olsun be...

- senden nefret ediyorum Savaş Pehlivan. Söylemesem içimde kalırdı şimdi.

Örtünün altından gülerken, savaşın yüz halini merak ediyordum.

- Desene duygularımız karşılıklı  küçük hanım.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SEN UYURKEN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin