UZAKLIK...

13.3K 831 287
                                    


Korkunç bir sancı değil mi özleyip de sarılamamak.

               🍂🍂🍂🍂🍂🍂

Özlemekle kişinin veya nesnenin değeri anlaşır derler. Özlemeden anlaşılmaz mı yani? Özlemek, geçmiş ya da yitirilmiş olanla kurulan saf bi bağ mı sadece?
Peki " Yanındayken bile özlüyorum," yalan mı o halde?

Bazen uzakta, bazen yakında; bazense yanıbaşındayken ama çok uzaklarda.
Dert mi, ceza mı, reva mı bilemiyorum.
Akıldan/ hatırdan hiç çıkmıyor ki zaten!
Susamak gibi özlemek; birine susamak, önce biraz, sonra biraz daha ve biraz daha derken dayanılmaz oluyor. Ve bulunduğum yere sığamıyorum.

Dar geliyor her yer; ya da var gücümle bağırıp çağırmak istiyorum. Üstümde sabitlenmiş bakışlar yüzünden hiç birini yapamıyorum, sonra kendimi kandırmaya başlıyorum.
"Zamanla hepsi geçmiş olacak" Yalan!

Onunla geçen zamanımın ne kadar çabuk geçtiğini fark ediyorum, bu yıpratıcı oluyor biraz. Ucunda mutluluk olduğuna inandığım ve sürekli çekip durduğum bir iptir çünkü özlemek.
Ama daire şeklinde bir ip. Ve hep aynı yerde oluyorum.

"Özlemek", nereye ve kime ait olduğunu anlatır insana. Kendimi onsuz eksik hissetmem ve bunu tüm şiddetiyle yaşıyor olmam çok acıtıcı.

Ona ihtiyacım var... Ona ihtiyacımız var.
....

1 hafta sonra:

- kızım iyi misin?

Teyzemin sesiyle daldığım düşüncelerden koparken, yaklaşık bir haftadır kendime mekan edindiğin bahçede ki sandalye de huzursuzca kıpırdandım.
Savaşın biraz yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacı olduğunun farkına varırken, teyzemin evinin yolunu tutmam uzun sürmemişti.

Yalnız kalıp, ciddi anlamda kendiyle yüzleşmesini istiyordum. Ben yanında olduğum süre zarfında tam olarak ne hissettiğinin farkında olmayacaktı.
Tabi ondan ayrı kaldığım süre boyunca acı çeken tarafım yüzünden cehennemi yaşıyordum.

Kimseyle konuşmuyor, gülmüyor doğru düzgün hareket bile etmiyordum.
Özlem damarımda dolaşan sinsi bir hastalık haline gelmişti.
Koşarak savaşa gitmek istememe rağmen, gururum buna el vermiyordu.

"Gerçekten seni seviyorsa gelir" iç ses bu aralar devamlı olarak ziyarete geliyordu.
Sürekli olarak savaştan bir hareket bekleyen tarafım, ilk 2 gün de kendinden baya emin şekilde savaşın geleceğine inanırken, inancı gittinçe azalıyordu.

-Kızım hadi konuş benimle! Bak seni böyle gördükçe içim yanıyor.

Teyzemin ağlamaklı ses tonuyla bakışlarım ona döndü. Artık yüzüme sahte bir gülümseme bile takmaktan aciz hale düşmüştüm.
Teyzemin elini tutup hafifçe sıktım.

- Teyze söylesene içimde ki bu yangın ne zaman söner?

Teyzemin gözlerinden yaşlar akarken, nur' da bahçeye çıkıp yanımıza geldi.

- Anne biz biraz esilayla kız kıza konuşalım.

Teyzem gözyaşlarını silip hafifçe başını salladı. Başımı öpüp eve girdiğin de bu sefer boş bakışlarım nur'u buldu.

SEN UYURKEN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin