YoksunYokuğun uçarken kırılan kuş kanadıNerihrlerde sulara kapılan dal parçasıDuraksız ve limansızlıktır
Yokluğun ölümdürSınır boylarında vurulmuş cesettirKimsenin sahip çıkamadığıKızıl kanlar içinde yatarken Gencecik çocuklarBaş ucunda ağlayan anaların gözyaşıdır
Yokuğun yalnızlıktırMapuslarda yatarken upuzun Kelepçe izleridir bileklerimdePranga sesleridir ayklarımdaUzun uzun çiğnediğim voltalarda Yolculugumdur hiç bir yere varamadığım Ranzalarda her gece ağladığım yastıkVeKüçücük penceremde gök mavisi uzaklık
Yokluğun karanlıktırİlk çağda ağaç kovuğuOraçağda spartaküsün özgürlük umuduSanayi devrimide sömürünün zülmüVeYerin altında Maden işçilerinin kazma sesleridirBeynime saplanan
Şehrin uğultusudurSakin sessizliğimdeZemheride kıtılıkVarlıkta yoksullukToklukta açlık Kapkara gecede çıplaklığımdır
Göğe uzanırken ellerimBileklerime takılan kelepçedir yokluğunYoksunÜmidim yaşamdan yoksun.
Şükrü ÇANKU
16.03.2018
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN YİNE DE BEKLERİM
PoetryHer gece binlerce akrep Sensizliğin zehrini damıtsa da yüreğime Leş kargaları didiklese de tüm bedenimi İdam sehpaları kaysa da Her saniye ayaklarımın altından Bir belirsizliğin orta yerinde Kala kalsam da bir başıma Kalbim mengeneyle...