Yeter ki gel de
Ellerim kelepçede pas tutsa
Çürüse ayaklarım prangada
Bileklerim çarmıha çakılı olsa da
Olsa da yüreğim yangın yeri
Cayır cayır yansa
Çıtır çıtır kavrulsa
Külü olsa geçmişe inat gelirimBirbirine girse de kaburgalarım
Saplansa ciğerime her parçası
Adımlarım dolansa birbirine
Kırılsa da kolum kanadım
Kanasa da damarlarım oluk oluk gelirimBana engel mi sanırsın
Kalın sandığın duvarlar
Yivli çiviler pas tutar mı tenimde
Çizer mi tenimi tel örgüler
Yada mayın tarlaları patlar mı bastığımdaBen yıkarak duvarları bir balyoz gibi
Kanarak sızım sızım nehirler gibi
Her adımda ölerek
Ve yeniden doğarak kendi küllerimden
Anka kuşu gibi
Bedenimi parçalara bölerek gelirimGelirim iklim değiştiren nefesin için
Hüznümü toprağa gömen gözlerin
Dudağından kulağına uzanan elmacık kemiğin
Ve yanağında açılan gamzelerin için gelirimGelirim bir gülüşüne dünyayı satarak
En yakın dostuma acımadan sataşarak
Küfrederek zalime ve zulme
Gündüze inatla ihanet ederek
Ve gecenin erken saatinde
Sabahın körü köründe
Kapında hıçkırarak
Çırılçıplak ölmeye gelirimŞükrü ÇANKU
10.07.2018
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN YİNE DE BEKLERİM
PoetryHer gece binlerce akrep Sensizliğin zehrini damıtsa da yüreğime Leş kargaları didiklese de tüm bedenimi İdam sehpaları kaysa da Her saniye ayaklarımın altından Bir belirsizliğin orta yerinde Kala kalsam da bir başıma Kalbim mengeneyle...