1.4

4.3K 453 503
                                    

Masadaki herkes Namjoon'un konuşmasını pür dikkat dinliyordu. Anlamışlardı Yoora ile konuştuğunu.

Taehyung gelecekteki sevgilisi lafını duyduğundan beri aptal aptal gülümsüyordu.

Yoongi hızla telefonu Namjoon'un elinden çekip aldı ve aramayı sonlandırdı.

"Namjoon... Ne dediğinin farkında mısın sen?"

Namjoon kendinden emin bir şekilde gömleğinin yakasını düzeltip konuştu. "Farkındayım hyung."

Jin ayakta Namjoon'a kötü bakışlar atan Yoongi'yi kolundan çekerek sandalyeye oturmasını sağladı ve "Şimdi tatlı yiyeceğiz kesin sesinizi." dedi. Bunun üzerine Yoongi sadece eliyle başını ovmakla yetinmişti.

Kısa sürede önlerine konulan tatlıları yemeye koyulmuştu herkes. Yoongi'nin yemek yerine sadece çatalıyla didiklediğini görünce Taehyung kaşlarını çatarak "Yesene." diye uyardı onu. Yoongi kafasını olumsuzca sallayıp "Canım istemiyo." diye yanıtladı Taehyung'u.

Yoora'ya sinir olmuştu Taehyung. 'Beyimin sinirini bozdu, keyfini kaçırdı yelloz!' diye düşündü.

Tatlısını yemeyi bırakıp arkasına yaslandı Taehyung ve Yoongi'ye doğru "İyi ben de yemiyorum o zaman." dedi. Yoongi kafasını ona çevirirken "Neden yemiyosun?" diye sordu. "Çünkü sen yemiyorsun."

"Saçmalama." diye mırıldandı Yoongi. Ona o kadar hakaret etmesinden, kalbini kırmasından sonra hâlâ neden nefret etmediğini anlayamıyordu. 'Çünkü aşık.' diyen iç sesini tokatlayıp derinlere gönderdi.

Yoongi boş boş tabağıyla bakışmaya devam ederken dudaklarında hissettiği baskıyla irkildi. Taehyung tatlısından bir parça almış Yoongi'nin ağzına sokmaya çalışıyordu.

"Hadi ama bak yemen lazım tadı da çok güzel."

Yoongi geri çekilmeye çalışarak "Napıyorsun lan!" dedi. Taehyung ise onu dinlemeden çatalı Yoongi'nin ağzına doğru ittirmeye devam etti. Jungkooklar ise bu ikisinin hâllerini kahkahalarla izliyorlardı.

Taehyung geriye kaçan Yoongi'yi engellemek için ensesinden tutup kendine çekerken gücünü kontrol edemediğinden dolayı fazla yakınlaşınca ikisi de duraksadı.

Dudakları arasındaki 3 santime asılmıştı zaman. Kalpleri ilk defa bu kadar yakın olmanın tatlı heyecanıyla hızlanmıştı. Taehyung vücudunun verdiği tepkinin nedenini çok iyi biliyordu. Fakat Yoongi anlam verememişti bu heyecana. 'Şu gerizekalı kalp niye hızlandı böyle! Noluyo bana?' diye düşünmeden edemedi. Çoktan uzaklaşması gerekiyordu sözde iğrendiği veletten. Homofobikti ya o. Böylesine yakın olmaya tahammül edememeliydi. Ama yapamıyordu işte. Sanki görünmez bir halat bağlamıştı onları birbirine. İkisi de tek milim kıpırdayamıyordu. Hoş, Taehyung bu halinden gayet memnundu. O kadar dalmışlardı ki, Jungkookların nikah masasındaki yeni çiftlere tezahürat yapar gibi "Öp, öp, öp, öp..." diye sayıkladıklarını duymuyorlardı bile.

"OPPA!"

Aniden kulaklarında yankılanan sesle ikisi de irkilip uzaklaşmışlardı birbirlerinden.
"Yoora?"

Taehyung sinirli bir şekilde ofladı. Yoongi ise ayaklanıp Yoora'nın yanına gitmişti.

"Oppa! Bu çocuk... Bu şey gerçekten senden mi hoşlanıyomuş!"

Taehyung Yoongi'nin konuşmasına fırsat vermeyerek "Hayır, hoşlanmıyorum." diye araya girdi. Yoongi anında kaşlarını çatıp Taehyung'a dönünce Taehyung ayağa kalktı ve Yoongilerin yanına yürüdü.

"Hoşlanmıyorum. Aşığım, köpek gibi..."

Yoongi bir an rahatlama hissederken Yoora sinirden kulaklarına kadar kızarmaya başlamıştı. Sinirle bağırdı sessiz kafede.

"HERKES BURAYA BAKABİLİR Mİ? BU YANIMDA GÖRDÜĞÜNÜZ TAEHYUNG DENEN KİŞİ BENİM NİŞANLIMA GÖZ DİKMİŞ BULUNMAKTA! EVET KENDİSİ GÖRDÜĞÜNÜZ ÜZERE ERKEKLERDEN HOŞLANIYOMUŞ! REZİLLİĞE, ACİZLİĞE BAKAR MISINIZ?"

Kafedeki tüm dikkatler Taehyung'un üzerindeydi şimdi. İğrenircesine bakıyordu herkes ona.

Köşede oturan bir adam alayla "Hiç kız bulamamış ondan erkeklere sarmış herhalde." dedi. Hemen ardından bir kadın onaylamaz bakışlar eşliğinde "İğrenç pislikler. Böyle ürüyo bunlar işte. Erkeğin erkeğe ilgi duyduğu nerede görülmüş?" diye konuştu.

Yoongi gözlerini kısarak Taehyung'a baktı. Gözleri hüzünle parlıyordu küçük olanın. Yoongi'nin kendisine baktığını farkedince burukça tebessüm etti. Üzüldüğü şey insanların onu aşağılaması değildi, kötü bir geçmişi vardı Taehyung'un alışıktı böyle şeylere.

Üzüldüğü şey, Yoongi'nin de bu insanlar gibi düşünüyor olmasıydı.

Jin sinirle ayağa kalkıp masaya yüklü miktarda para fırlattı. Daha sonra Taehyung'u ve Yoongi'yi kollarından çekerek kafeden çıkardı. Diğerleri de arkalarından gelmişti tabii. Yoora da dahil.

"Yoongi. Al Taehyung'u başka bir kafeye gidin. Mümkünse oradan öpüşmeden dönmeyin."

Yoora hızla topuklarını yere vura vura Yoongi'nin koluna girerek "Jin oppa! Neler diyorsun sen böyle! Bu pislik senin beynini yıkamış resmen." diye cırladı.

Taehyung konuşmaya girerek "Nasıl çirkef bir teyzesin sen ya. Geldiğinden beri çığırıyosun. Ses tellerinde bir sorun falan mı var?" dedi Yoora'ya.

Yoora çıldırma derecesine gelmişti. Yoongi'nin parmağındaki yüzüğü ve kendi parmağındaki yüzüğü göstererek konuştu.

"Gerçekten iğrenç birisin. Bak görüyor musun bu yüzükleri? Bizim aramızdaki bağ bu. Yoongi beni seviyor gereksiz pis düşüncelerine alet etme nişanlımı. Sana baktıkça iğreniyorum resmen. Aşağılık homo!"

Taehyung alayla gülümsedi. "Senin gibi insanların arasındaki ilişkiyi basit bir halkaya yüklemek kadar dar düşünceli olamıyorum kusura bakma teyzecim."

Yoora Yoongi'nin omzunu dürterek onu savunmasını bekledi. Fakat Yoongi Yoora ile ilgilenmiyordu bile. Sadece Taehyung'a bakıyordu.

Taehyung gözlerini sevdiğinin gözlerine dikerken Yoora'ya hitaben konuştu.

"Ayrıca eğer Yoongi seni seviyor olsaydı, gözbebeklerine yansıyan kişi ben değil sen olurdun."

__________

Ayh bu bölüm çok hoşuma kaçtı ;))

free love // taegi✔Where stories live. Discover now