5.Bölüm

7.6K 444 36
                                    

Meryem'in ayakları ahşap zemininde yavaş yavaş ilerlerken adımları okulun göz kamaştırıcı bahçesine çıkmış bir köşede özenle konulmuş masaya doğru yönelmişti.

Gözleri masada oturan genç çocukla kesisince derince yutkundu genç kız.

Sahi bu zamana kadar bir erkekle özel olarak buluşmuşmuydu? Tabi ki Hayır! Nedeni ne olursa olsun başbaşa hiç bir erkekle kalmamıştı. Şükrettiği tek şey ise bahçe de ders çalışan öğrencilerin çoğunluğu idi.

Kolunda ki çantaya daha sıkı tutunup gözlerini yere indirdi. Rüzgarın etkisiyle önüne doğru gelen örtüsünü eliyle geriye doğru iterken derin bir nefes alıp adımlarını Albert'in oturduğu masaya doğru attı.

Genç adamın karşısında durup sukunetle otururken gözleri daima masanın üzerinde çantasında olan kitaplarını çıkartmakla meşguldü genç kız.

Albert sessizce çöken genç kıza yarım gülümserken

"Biran gelmeyeceksin sandım"

Meryem masaya koyduğu kitapla ciddiyetini bozmadan

"İkindi namazı kılmam gerekiyordu" demişti.

"A. Afedersin sizde namaz da vardı dimi"

Genç kız Albert'in sözlerine cevap vermeden gözlerini kitaptan kaldırıp genç çocuğa dikti.

"Bildiğin şeyleri doğrulamanın pek anlamı yok gibi" demişti. Cidden bildiği birşey ile böyle alaycı konuşmak zorundamıydı.

Genç adam başını hafifçe sallarken Meryem defterinde işaretlediği yeri açmış genç adama doğru uzatmıştı.

"Bunları not almalısın, sınav da muhakkak çıkacaktır"

Albert cebinden çıkardığı telefonla notların resmini çekmeye başlamış

Meryem başını kaldırdığın da oturdukları alanın biraz ötesinde onlara kaşları çatak bakan Hamza'ya takılı kalmıltı. Yüreğinde ki boşluk büyürken gözleri sadece o tarafa sabit kalmıştı sanki.

"Başlayalım mı"

Meryem duymamıştı karşında ki adamın ona seslendiğini.

Bu durumu farkeden Albert'in kaşları hafiften çatılmış gözleri Meryem'in takılı kaldığı yöne doğru kaymıştı. Gördüğü kişiyle kaşları yükselirken Hamza'nın ilk defa bir kıza bu denli baktığına şahit oluyordu genç adam.

Belli ki Hamza'nın gönlü kaymıştı. Gözleri genç kıza dönerken kesinlikle aynı dinden oldukları için duygularının yoğunlaşmış olabileceğini düşündü Albert.

Meryem'i incelemeye başlayan gözleriyle beyni kendi içinde yorumunu yapıyordu.

Güzeldi Meryem,

Kirpikleri, gözlerinde ki güzelliği şekillendirirken küçük burnu yüzün de simetri bir şekilde konulmuştu sanki . Dudakları fazla kalın olmayacak kadar nahif ve küçük bir çene hattına sahipti genç kız. Örtüsü omzundan aşağı süzülürken bile ona farklı bir hava katıyordu sanki.

Sahi? Saçları hangi renkti. Yada düzmüydü. Yada kıvırcık. Birde bol feracesi vardı. Belli olan tek şey kilolu olmadığıydı sanırım.

Genç adamın gözleri Meryem'in ela gözlerinin ona dönmesi ile kendine gelirken kitabının yanında ki kalemini eline alarak gözlerini kitaba çevirmişti. Biran kaybolup gidecekti genç kızda.

"Başlayalım artık"

Genç kız başını sallayıp dersi anlatmaya koyulurken o an Albert Meryem'in sesinde ki o güzel tını dikkatini çekti. Öyle güzel tane tane anlatıyordu ki. Dersten çok genç kıza odaklanmıştı bir ara genç adam.

VERA Where stories live. Discover now