14.Bölüm

5.7K 366 29
                                    

Güneş her acının ve mutluluğun üzerine ışıldarken her duygunun üzerine yeni bir gün yazıyor zamanı tüm hızıyla geçiriyordu. Zaman ucunu tutatamadan bir su misali akıp gidiyordu insanın ömründen. Zaman ilaç mıydı yoksa hırsız mı.

Meryem babasının ölümünün üzerinden aylar geçmiş kendisini arkadaşlarının sayesinde dik tutabilmişti. Yüreğinin bir yanı babasının özlemini taşırken bir yanı yanın da olan dostları ile bastırıyor arada annesi ile konuşup gideriyordu özlemini. İlaç yanın da olan insanlardı.Çok şanslıydı. Dostluk, uçurumları kapatmıştı arkadaşlıkları ile.

Genç kızın gözleri yemekhane de bir sağa bir sola koşuşturan genç adama daldı. Güzel bir insana dönüşmüştü hatta bazı zamanlar yüreğini ısıtmıştı genç kızın. Cidden bu zamana nasıl gelebilmişti.

Albert, belki de bu süreçte en çok yanın da olan hatta erkek kardeşi bile bu sayede iyi bir dostluk kazanan adamdı. Doğrusu Hamza'nın da bundan pek farkı yoktu. Bazı günler Mustafa ile buluşup erkek günü yaptıkları bile oluyordu. Hüzün ardından büyük bağlar getiriyordu. Ve duygular gün geçtikçe yoğunlaşıp şekil değiştirebiliyordu.

"Akşam yemeğinde de aynı performansı bekliyoruz Meryemcim"

Esma'nın neşe dolu sesi ile dalgın gözlerini arkadaşına çevirirken elinde ki tepsiyi kenara koymuş Esma'nın yanaklarını avuçlarının içine alıp hafif kaşlarını çatarak arkadaşına takılmaya başlamıştı. Bu kızı seviyordu.

"Sen şu aralar abur olmaya başladın sanki"

Demesiyle Esma'nin gözleri arkadaşından biran uzakta ki sürete kaymış yüzünde ki gülümseme solmaya başlarken çiğnediği ekmeği zorla yutmuştu.

"Esma iyi misin.. Şaka yaptım bu kadar ciddiye alma.. Esma!"

Meryem arkadaşına sıkıca sarılırken Esma gözlerini hızla o yönden çekti. Eger biraz daha bakmaya devam ederse kalbini söküp çıkaracak elleri arasında bir kara kuyuya savuracaktı. Bu acı nefesini kesmeye devam edecekti yoksa.Ebrahim'in yanın da ki kız genç adamın yakasını düzeltip yüzüne gülümserken Esma buna dayanacak gücü nerden bulabilirdi ki. O bu aşk illetinde söndürüyordu gençliğini.

Esma hızla kendisini toplarken ona sarılan arkadaşına yüzüne takındığı yalancı bir gülümseme ile

"Tabi ki ciddiye almadım.. Hem ben yiyip kilo almayanlardanım unuttun mu" demişti. Bu kelimeleri söylerken acılarının üstünü örtmekte daha ne kadar zorlanmaya devam edecekti.

"Bak şimdi sen bize laf mı attın" Lona Esma'ya çattığı kaşları ile söylenirken genç kız daha fazla burada kalamayacağını anlayıp

"Neyse kızlar bunu daha sonra devam edelim şimdi dersten önce bir kaç işim var hadi görüşürüz" demiş

Arkadaşlarına uzaktan eli ile öpücük atarken bir yandan da masasında ki tabakları hızla toplayıp mutfakta ki tezgaha götürmüştü.

Hızla çıktığı yemekhaneden bir müddet yerinde durdu içinde ki hüzünü bastıra bilecekmiydi. Gözlerine dolan bir yaş yoktu.

Alışmışmıydı ama nefesi... Elleri boğazına giderken sanki nefesinin ciğerlerine yetmediğini düşünmeye başlamıştı. Bunu Efrahim'i tanıdığından beri yaşıyordu ama bu en zor olanıydı. Onu daha önce bir kızla bu kadar samimi görmüşmüydü.

Genç kız kimseye yakalanmamak adına hızlı ve yorgun adımlarla okulun arka bahçesine gidip çöktü. Çökmekten ziyade bu sefer yığılmıştı sanki. Başını dizlerine gömmüş akmaya başlayan göz yaşları güzel gözlerine dükülmeye başlamıştı..

VERA Where stories live. Discover now