9.Bölüm

6.4K 393 30
                                    

Gönül Aşk'ı hissetmişti bir kere.
Sadece bir kere,
imkansızlığın heceleriyle sızlamıştı benliği.

Albert, çevirdiği sayfalarda aramıştı küçücük umudunu, tanımadığı insanlarla ,hocalarla, papazlarla hatta üniversitede ki profösörlerle bile görüşmüş sadece küçücük bir ışık aramıştı.

Bulabilmişmiydi peki,
İçini parçalayan bu Aşk'a bir meryem sürebilmişmiydi. Haftalarca aramış emin olduğu o küçücük ihtimali dahi bulamamıştı. Oysa ne kadar da emindi bi çözüm yolu bulacağına.

Ne yaparsa yapsın, hangi kitabı okursa okusun hiç bir yol bulamıştı. Hiç bir sebep onu Meryem'e eş etmiyor üstelik yaklaşmasına dahi izin vermiyordu.

Oysa kendi için bunun zerre önemi yoktu. Meryem, ister müslüman olsun isterse bir putperest yada her hengi biri.

Ama olmamıştı , daha Meryem'i kendine çekemeden vazgeçmek zorundaydı.

Girdiği bu çıkmaz yol onu okulun ilerisinde bulunan sahil kenarına itmişti. İçinde ki cam kırıkları göz perdelerinden birer birer damlayarak.

Öyle çaresiz hissediyordu ki bunun bir tarifi bile yoktu.

Genç adam geldiği sahilde, kızaran gözlerini denizin eşsiz güzelliğine dikti. Gerçekten bir ilahı kabul edebilirmiydi. İlla bunun için bu gereklimiydi.

Genç adam bunları düşünürken gözleri yıllar öncesinde kalan anısına kaydı.

Genç kadın yere çökmüş göz damlaları birer birer zemine ıslanıyordu yine. Küçük oğlu saklandığı duvar kenarından çıkıp babasının yokluğunu fırsat bilerek annesinin odasına gizlice girebilmişti.

Yine ağlıyordu annesi. O bitmek bilmeyen damlalar yine dökülüyordu gözlerinden. Onu hiç mutlu görememişti. Yada gözlerinden damlayan yaşların bir gün biteceğini bile düşünememişti küçük çocuk.

Babası bildiği adam. Arada eve gelip annesine zarar vermese de, söylediği her söz, genç kadına bıçak darbesi gibi delip geçtiğine şahit oluyordu. Babasının sözleriyle tükeniyordu annesi. Babası onun yaşamını yavaş yavaş çekiyordu.

"Anne.."

Annesine kısık sesiyle seslendi küçük çocuk eğer babası duyarsa ona kızar odasına kitleye bilirdi.

"Anne.."

Genç kadın gözlerini yerden kaldırıp oğluna sıkıca sarıldı.

"Oğlum.."

Tek temenni ve mutluluğu oğluydu. Yaşadığı onca korkunç şeylerin ona verdiği en güzel şey. Ve tek tesellisi oğlu.

"Anne, ağlama"

"Ağlamıyorum oğlum"

Küçük çocuk, annesinin gözünden damlamak üzere olan göz yaşını silerken

"Lat ve Uzza'ya Dua ediyorum anne yakın da bize yardım edecekler ve sen ağlamayacaksın"

Genç kadının kaşları çatılırken Albert'in kollarından sıkıca tutup gözlerine bakmasını sağlamıştı

"Lat'mı!!! Uzza'a mı!! Senin istekte bulunacak kimsen yok Albert! Anladın mı beni! Bu dünya'da sadece sen ve ben varız! Seni duyacak ve yardım edecek tek kişi benim!"

"Ama anne..."

"Ama yok Albert! Dua ettiğin Lat ve Uzza! Yada her neyse bizi duysa bu halde mi olurduk!! Bizi, bizden başka kimse duyamaz! Anladın mı"

VERA Where stories live. Discover now