010

4.6K 359 109
                                    

Jongin'in sesi, Jongin'in kokusu, Jongin'in dokunuşları..

Beynimin hâlâ düşünen kısmının algılayabildiği tek nokta tamamiyle Jongine ayrılmıştı. Sanki evvelden beri yanımdaydı ve sona kadar yanımda olmasını istediğim tek isim oydu. Sanki ondan başka bir şeyi düşünmeye izinli değilmişim gibi her yerde o vardı.

"Sikeyim."

Hırıltılı nefesini hemen kulağımın altında bir yerlerde hissedebiliyordum. Göğsüme doğru sürtünen göğsünün ve hatta düşünmekten korktuğum kısımlarının bile farkındaydım. Buna rağmen gözlerimi aralayıp manzaranın tadını çıkarmaya korkar bi vaziyetteydim.

Çünkü olmasından korktuğum her şey şu an gerçekleşiyordu ve ben bunu görmeye henüz hazır olmadığımı biliyordum.
Çok garip bir histi. Kendi içimde iki parçaya ayrılmış bir şekilde, kendimle çelişiyordum.
Bi tarafım alfa'dan ölesiye nefret ederken, diğer tarafım şimdi onun tarafından ölesiye sarmalanmak istiyordu.

Alfa sanki kafamın içinde dönen yaygaradan haberdar gibi dudaklarını boynuma doğru bastırdı. Bu bir miktar içimde ki karmaşaya su serpmiş olsa da yeterli değildi. Hala kafamın içinde bunun yanlış olduğunu söyleyen bir ses koşturuyordu.

"Sehun" dedi nefes nefese. Erkeksi sesiyle sarmalanmış arzuyu duymak tenimde ki her hücreyi titretti. "Rahatla biraz."

Yapamam demek istedim. Tenin tenime, sesin sesime bu denli yakınken yapamam. Bu denli sana sokulmuş, nefesini solurken nasıl yapayım demek istedim. Söylemek istediğim önce şeye sahipken ağzımı açıp iki laf edemedim.

Yalnızca başımı evet anlamında sallarken buldum kendimi. O da bu cevabı yeterli bulmuş olacak ki, hiçbir şey söylemeden tenime doğru sokuldu.

Duvarları rutubet dolu odamda, tek kişilik yatağımdaydık. Koca ormandan buraya ne ara gelmiştik ya da bedenlerimizi kaplayan kumaşlardan ne ara kurtulmuştuk hiçbir fikrim yoktu. Beni ısırdığı noktada tamamen dağılmıştım.

Jongin diliyle boynumdan göğsüme doğru ıslak bir yol çizdi. Arada bıraktığı hafif hafif ısırıklarla tenimde kendine ait bir iz bırakmaktan çekinmiyordu. Gözlerimi kapattım.

Ayak parmaklarım zevkle içe doğru büküldü.

Dudaklarından, dokunuşlarından inkar edemeyeceğim bir zevk alıyordum ve o da bunun kesinlikle farkındaydı. Farkındaydı ve benimle oynamaktan çekinmiyordu.
Kollarımı boynuna doğru sıkıca sardım. Okyanusun ortasında kalmışım ve Jongin'de benim tutunabileceğim tek şeymiş gibi ona sıkıca tutunuyordum.

Bu davranışım yalnızca onu güldürdü. İnsanın kalbini tekletecek türden, eğrelti bir gülüştü. Güzel olduğunu biliyordum elbette. Rüyalarımda dahi böyle güzel biriyle aynı yatağa girdiğimi hayal edemezken şimdi olanlara anlam veremiyordum.

Jongin bedenimin üzerinde doğruldu. Bakışlarımı kısa bir anlığına çıplak göğsünde gezdirip neyle karşı karşıya olduğumu tespit etmeye çalıştım. Fakat elbette ki kasıklarından aşağıya doğru bakmaya cesaretim yoktu. Bedeninde bakabileceğim yerler, göbeğinden aşağıya doğru uzanan tüylerle sınırlanmıştı.

"Böylesine teslim olmuş..." Jongin gözümde ki gözlüğü çıkarmak adına kısa bir anlığına duraksadı. Net görebildiğim son şey esmer parmaklarının yüzüme doğru uzanmasıydı. "Böylesine benim."

Jongin benim ilkim olmayacaktı. Daha önce kişisel partilerde, okul tuvaletinde ve tanımadığım bir sürü insanla sevişmiştim. Nasıl olacağını, nasıl hissettireceğini gayet iyi biliyordum fakat partnerimin Jongin olması beni bir miktar geriyordu.

Alpha BetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin