021

2.5K 184 78
                                    

Dudaklarının arasından firar eden hıçkırığa engel olamadı

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.


Dudaklarının arasından firar eden hıçkırığa engel olamadı. Şaşkınlığını başka nasıl gösterebilirdi bilmiyordu. Zira kapısının önüne konulmuş siyah güller oldukça gerçek üstü duruyordu. Sehun siyah gül diye bir şey olduğundan, bu anı yaşayana kadar emin değildi.

Güller ve kapı arasında kısa bir bakışma yaşadıktan sonra elini arka cebine atıp evinin anahtarlarını çıkardı. Normal günlerde anahtar taşımayı gereksiz bulurdu. Nasılsa Baekhyun ya da Chen sürekli evindeydi.

Ama nedense bugün almayı akıl edebilmişti. Anahtarı kapı deliğine yerleştirip çevirdi. Ufak bir klik sesinden sonra kapı, karşıda ki duvarı göreceği kadar aralandı.

Başta çiçekleri almamayı düşündü. Sonuçta üstünde herhangi bir not yazmıyordu. Yifandan ya da tanımadığı herhangi bir sapıktan gelmiş olabilirdi. Çiçekleri almak başka birine umut vermekti. Kafasında almamasına dair bir sürü cümle dolanıyordu.

Ama o yine de kendine yenik düşüp aldı. İtiraf edemese bile siyah gül görmek onu etkilemişti. Ve yatak odasının komodininde güzel duracağını düşünerek gülümsedi.
Gül demetini iki eliyle sarıp içeriye doğru adımladı. Dışarıda ki soğuk havadan sonra yüzüne vuran klima bütün kaslarını gevşetiyordu.
Sehun tekrar ve tekrar evinde olmayı ne kadar sevdiğini düşündü.

Sabırsızca önce ceketini hemen sonra atkısını çıkardı. Çiçekleri kapının önünde bırakıp salona doğru adımladı.
Saate baktığı zaman Jae çoktan uyanmış olmalıydı. Tahminlerine göre şu an her akşam olduğu gibi Baekhyunu ağlatıyordu.

"Baekhyun. Kapının önünde ki çiçekleri gördün mü?" Sesini yüksek bir tonda tutarak en yakın arkadaşına seslendi. Bulunduğu yerden güzel kokular geliyordu. Demek ki Baekhyun bugün mutfakta döktürecek kadar iyi bir ruh halindeydi.

Sehun geçen gün ona dedikleri için pişman olurken buldu kendini. Sonuçta ikisi beraber bir sürü şey yaşamıştılar. Bu uğurda Sehun da çok fazla yanlış karar almıştı. Baekhyuna bu kadar yüklenmesi yanlıştı.

"Sehun." Baekhyun, nereden çıktığını anlamadığı bir hızla yakasına doğru yapıştı. Yüzlerce millik bir yarıştan çıkmış gibi nefes nefese soluyordu. Sehun yüzünde ki endişe dolu ifadeyi görmese kendisiyle dalga geçtiğini düşünebilirdi. "Yemin ederim içeriye ben almadım. Kendisi zorla girdi."

"Ne demek istiyorsun?"

Öylesine sorulmuş bir soruydu. Cevabını bildiği ve bilmemeyi tercih ettiği bir soruydu. Sonuçta iki gündür hayatı son derece iyi gidiyordu. Ve iç benliğini bunun bugün baltalanmış olmasını kabullenemiyordu.

Baekhyunu geride bırakarak salona kısa bir bakış attı.

Tahminlerinde yanılmayı diliyordu ama elbette ki kader denen şey tam bir sürtüktü. En azından Sehuna karşı sürtüklük yapmaktan haz ediyordu.

Alpha BetDove le storie prendono vita. Scoprilo ora