5.7

1.7K 146 43
                                    

Tuğçe'den..

Yaklaşık bir saattir, Kuzey'in futbol topuyla olan savaşını izliyordum. Yaklaşan maçlar, antrenmanlarını zorlaştırıyordu.

Minik adımlarla yanına ulaştım ve elimdeki pet şişeyi ona uzattım, "Biraz mola versen fena olmaz, kaptan."

Güneş'in tam tepede olduğu saatlerdeydik. Güneş ışınları yüzünü hedef aldığından dolayı gözleri kısılmıştı, "Bugünlük bu kadar."

Pet şişeye uzandı ve bir dikişte içindeki suyu yarıladı.

Ardından şişeyi spor çantasına fırlatıp beni bileğimden yakalamasıyla birlikte dudağımın kenarına masum bir öpücük bahşetti.

"İşte şimdi yorgunluğun zerresini hissetmiyorum."

Yüzüme koca bir gülümseme yayıldı, bende yarattığı etki inanılmaz güçlüydü.

"Hey çocuklar, buraya bir bakın."

Kısa bir süre önce takımlarına dahil olan Toprak'ın seslenişi üzerine, kafalarımızı diğerleriyle eş zamanlı olarak ondan tarafa çevirdik.

Fakat yalnız değildi.

Sağ tarafındaki sarışın kızın tamamen hayal ürünüm olmasını diliyordum.

Çünkü Kuzey'in eski sevgilisi olan Begüm'den başkası değildi.

"Begüm'le tanışın, yeni takım arkadaşımız. Futbol konusundaki başarılarını duymayan yoktur değil mi?"

Bu camiada yaptığı spora olan ilgisiyle tanınırdı.

Ona yöneltilen iltifatlara gülümseyerek karşılık verdi. Kusursuz diye tanımlayabileceğim bir fiziğe sahipti. Onunla daha önce, hiç yüz yüze gelmemiştim. Çoğu insanın sahip olmak isteyeceği, pürüzsüz bir yüzü vardı.

"Onunla takım arkadaşı olacağınıza inanamıyorum.." diye mırıldandım.

Begüm'ün Kuzey'e olan takıntısını hatırlamam gerilmeme sebebiyet verdi, Kuzey onunla olan ilişkisine son vermek için fazlasıyla çaba sarf etmişti.

"Bana da sürpriz oldu."

Bu durumdan zerre kadar memnun değildim.

Neler hissettiğimi fark eden Kuzey, kollarını belime sardı. Tek bir bakışımdan bile ne demek istediğimi anlayabiliyordu.

"Artık gidebiliriz.."

Saçlarıma minik öpücüklerini bırakırken Begüm'ün sesinin kulaklarımı doldurması geç olmadı.

"Görüşmeyeli epey değişmişsin, Kuzey."

Belime doladığı kollarından beni ayırma gereği duymadı.

"En az senin kadar."

Begüm'ün gözleri bana kaydı, kısa bir saniye için yüzünün düştüğüne şahit olmuştum.

"Seninle tanışamadık, Tuğçe.." elini uzattı "Ben Begüm." yüzüne yerleştirmiş olduğu gülümsenin zoraki olduğunun farkındaydım.

Uzatılan eli, sıkıp sıkmamak konusunda ikileme düşmüşken beni karmaşık düşüncelerimden kurtaran Toprak oldu, "Begüm, seni bekliyoruz. Bize öğretecek çok şeyin var."

"Geliyorum, çocuklar."

Yeniden Kuzey'e döndü, ona gönderdiği bakışlar hiç masum değildi.

"Bir gün bir şeyler yapalım. Seni özledim, eskileri yâd etmek bana iyi gelecektir."

Ellerimi yumruk yapıp tırnaklarımı etime geçirdim. Prenses karakterim Hulk'a dönüştürülüyordu.

"Hiç sanmıyorum.."

Dudaklarımdan dökülen kelimeler Begüm'ün canını sıkmıştı, iki yüzlü bir karakter olduğunun bilincindeydim. Elbette, herkesin içinde bana gerçek yüzünü göstermeyecekti.

"Sana iyi günler, Begüm.."

Kuzey, belimdeki eli sayesinde yönümü çıkışa vermemi sağlarken öfkeyle soluyordum. 

Kuzey'in takım arkadaşı olması demek, her gün onu görecek olması anlamına gelirdi. Begüm Netflix olsa, çoğu insan saatlerce onu izleyebilirdi.

Hangi erkek onunla zaman geçirip ona aşık olmazdı ki?

****

YN: Biraz da Tuğçe, Kuzey'i kıskansın istedim :d

YN: Okunmalara oranla oylar çok düşük, bu yüzden bu bölüm oy sınırlaması koymaya karar verdim.

+45 oyun ardından 58.Bölümü yayımlayacağım, sizi seviyorum❤

ay ışığı | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin