5.9

1.6K 117 68
                                    

*Bugün attığım ikinci bölüm, 58'i atlamayınız❤

Tuğçe'den...

Kapının tıklanmasının ardından kafama kadar çektiğim yorgandan kurtulup okuduğum kitapta, kaldığım sayfanın arasına ayracımı yerleştirdim.

"Girebilirsin.."

Aralanan kapının ardından babam bakış açıma girdi. En son ki tartışmamızın üzerinden iki gün geçmiş, iki gündür tek kelime konuşmamıştık.

Aynı evin içinde babamla küs kalmak canımı sıksa da her an ağzımdan yanlış bir kelime çıkabilir, kalbini kırarım diye de korkmuyor değildim.

"Biraz konuşalım mı, babacığım?"

Kafamı olumlu anlamda salladım, onu reddedemezdim.

Sol tarafımdaki tekli koltuğa yerleşti. Nefesimi tutmuş, az sonra dudakların dökülecek olan sözcükleri tahmin etmeye çalışıyordum.

"Biz her şeyi ablan ve senin yararını amaçlayarak yaptık. Kendinizi kötü hissettiğinizi bilmiyorduk. Özür dileriz, hatamız büyük."

Evlatlık olduğumu açıklasa daha az şaşırırdım.

"Okuldan kaydını aldırdım, asıl olman gereken yere döneceksin.."

Yanağıma kuvvetli bir tokat geçirdim, tüm bunların hayal ürünüm ya da basit bir rüya çıkmasını istemiyordum.

"Dur evladım, ne yapıyorsun?"

Hissettiğim acı, anın gerçekliğini kanıtlıyordu.

****

Kuzey'den...

Satranç'tan zerre kadar anlamayan biri olarak Baran'ın meydan okumasını kabul ettiğime inanamıyordum.

"Ağlayacaksan oynamayalım, buz dolabı."

Bir daha gereksiz yere gaza gelmemem gerektiğini zihnime kazıyordum.

Masaya düşen gölgeyle birlikte kafamı kaldırıp gözlerimi kısa bir saniye için Ceyda'da gezdirdim, Doruk'un omzuna yavaşca kafasını yerleştirdi.

"Aşırı zekadan uyku bastırdı.."

Yeniden satranç taşlarına dönerken eş zamanlı olarak gözlerimi deviriyordum.

Ceyda'nın isteği üzerine çoktan parmaklarını kızın saçlarına geçirmiş olan Doruk'tan cevap gecikmedi, "Seni huzur evine bırakamıyor muyuz?"

"Sevdiğimi alamadım, bari uykumu alayım."

Sınıfın diğer ucundaki Meltem'in gözlerini üzerimizde hissedebiliyordum. Anlaşılan yeni sevgilisi James, ilgisini çekmiyordu.

Yeni bir hamle yapmak için hazırlanmıştım ki Ceyda taşı parmaklarımın arasından çekip aldı ve düşündüğüm aksine bir hamle yaptı.

Bu Baran'ın topladığı puanları yarıya indirmişti.

Baran'ın düşen suratı, keyifle bir kahkaha patlatmama sebebiyet verdi, "Sağ ol ya, Ceyda."

Kafasını yeniden Doruk'un omzuna yerleştirip bana içten bir gülümseme bahşettiği sırada gözlerime kapanan parmaklarla oturduğum yerde doğruldum, tanıdık ince parmakların tek bir sahibi olabilirdi.

"Tuğçe, sen misin?"

Yanağıma eşsiz bir öpücük bıraktı, gözlerinden birçok şey geçiyordu "Geri döndüm."

****

Meltem seni de seviyorum, aşırı aşırı kararsızım.... :(

ay ışığı | texting Where stories live. Discover now