6.2

1.5K 106 65
                                    

11-B Sınıf Grubu

Ceyda: Beni sevmeyen insan aklı kemale ermiş insandır.

Doruk: Kemal kim?

Anıl: Saat gecenin üçü, ne diye uyumuyorsunuz?

Doruk: Tuğçe, uyutmuyor.

Tuğçe: Kanka, söz bu sefer son bölüm.

Doruk: Yalvarman hoşuma gitti.

Tuğçe: Beyinsizlik rolün çok iyiydi şimdi özüne dönebilirsin.

Doruk: Kıyamıyorum sana.

Doruk: Başlat sen, jenerik bitene kadar gelirim yanına.

Anıl: Buradan organ mafyalarına sesleniyorum, azcık delikanlıysanız beni kaçırırsınız.

Kuzey: Herkes evrim geçirir Anıl da kendinden geçiyor amk

Anıl: 17 yaşımın baharındayım geldiğim noktaya bak.

Tuğçe: Ya keşke karanlıkta kitap okumak mümkün olsaydı.

Sera: Ben böyle hayatın ta mina mina e ee waka waka ee e.

Nazlı: Kızlar, size bahsettiğim çocuğun sevgilisi varmış.

Tuğçe: Ayırırız.

Ceyda: Yakışıklı çocuk, harcanmasın.

Anıl: Çok fenasınız.

Meltem: Ben masumum.

Ceyda: Dedi baş yılan.

Meltem: Çişim gücüm var beni meşgul etme.

Ceyda: Yediğin dürümde kıl çıkar inş.

Meltem: Kabız olur, sıçamazsın inş.

Ceyda: Serçe parmağını masaya çarparsın inş.

Meltem: Kışın burnunu fazla çekersin de sümüğün beynine kaçar inş.

Doruk: İzlemek çok zevkli oluyor.

Meltem: Doruk sana çok pis küfrederdim ama prenses yapıma ters düşüyor.

----

Sohbetten çıkıp ayaklarımın altındaki yastığı Doruk'a fırlattım, asla iflah olmayacaktı.

"Ne yapıyorsun ya? Kafama geldi."

Yaklaşık yirmi dakikadır ilerlemekte olan diziyi durdurup gözlerimi yeniden üzerine diktim.

"Anlatmayacak mısın?"

Karmaşık ilişkisinin nasıl sonuçlanacağını merak ediyordum.

Derin bir iç çekip peluş oyuncağımı kollarının arasına aldı, "Meltem'in çok değişken bir yapısı var. Yeri geliyor aramızdaki duvarların yıkılışını büyük bir keyifle izliyorum ancak sonra her bir tuğlayı yeniden yerine yerleştiriyor."

Mevzunun derinleşeceğini anladığımda yanına uzanıp kafamı dizlerine koydum, küçük bir çocuk gibi saçlarımla oynamayı seviyordu.

"Ceyda'ya olan yaklaşımın onu rahatsız ediyor.." diye mırıldandım.

Bunun için insan sarrafı olmaya gerek yoktu, bazen tek bir bakış yetiyordu.

"Bu iyiye işaret."

Meltem'i benden iyi tanıdığı kesindi.

Dakikalar sonra, Sera'nın görüntülü aramasını onaylayıp telefonu masamın üzerine sabitledim.

Henüz uyumamış olması beni şaşırtmıştı.

"Bir sorun mu var?"

Endişenin her tonunu yüzünden okuyabiliyordum.

"Söyleyeceğim ancak işin aslını öğrenmeden yükselmeyeceksin. Anlaştık mı?"

Ciddi gözüküyordu, uzandığım yerden doğrulup telefonumu parmaklarımla çevreledim.

"Sadede gel, Sera."

Lafı ağzında dolandırıyor oluşu her geçen saniye daha da gerilmeme sebebiyet veriyordu.

"Begüm'ün tek yaşadığını biliyorsun.." diye mırıldandığında oturduğum yerde rahatsızca kıpırdandım.

Konunun Begüm'le ilgisi neydi?

Derin bir nefes aldıktan sonra, telefonu kapatmadan önceki son cümlesinin dudaklarından hızlı bir şekilde dökülmesine izin verdi.

"Kuzey'i Begüm'ün evinden çıkarken gördüm.."

*****

MUTSUZ SON?

ay ışığı | texting Where stories live. Discover now