yirmi dört| chae'nin çilekleri

2.8K 312 79
                                    

---

"Bay Nini, neyiniz var?" Jongin tahtaya yeni bir soruyu geçirirken arka sıradaki kızlardan biri sordu. Bugün ilk dersi bizeydi, haliyle ben de daha önceden yanına gidip konuşamamıştım. Sınıfa girdiği ilk an gözleri beni bulmuş, hafif ve tatlı bir tebessüm vermişti fakat canının sıkkın olduğunu anlamak için dahi olmaya gerek yoktu, öğrencileri bile farketmişti.

Kahve çekirdeğim yüzündeki tebessümü bozmadan arkasını döndü. "Sadece biraz uykusuzum Amber," tekrar tahtaya dönerken konuşmaya devam etmişti. "ama merak ettiğin için teşekkür ederim." Sonrasında dersi anlatmaya devam etti. Ben de dikkatimi verip dinlemeye çalışıyordum ama hiç kolay değildi, üstelik Jongdae de yanımda pek sağlıklı durmuyordu.

"En sevdiğim eniştem ve öğretmenimi sen mi üzdün yoksa Sehun? Ona tokat atıp sonra öpmedin değil mi, bazı aptal insanlar gibi..." Her an ağlamaya meyilli gözlerini üzerimde gezdirip başını omzuma koyduğunda derin bir nefes verdim. Sevdiğim insanlar bu durumdayken akıl sağlığımı korumak inanın bana, epey zordu. "Aptal aptal yine ağlamaya başlama, papatyam seni yemin ederim ki boğarım şurada. Benden önce Baekhyun boğmazsa." Cevap olarak sadece derin bir iç çektiğinde ben de başka bir şey söylemedim.

Neyse ki kısa süre sonra, ben Jongdae'nin sarı saçlarını okşarken zil çaldı ve yerimden ok gibi fırlayıp hedefime yöneldim. "Bay Kim, sizinle bir şey konuşmam gerekiyor. Bekler misiniz?" Arkasından bağırdığımda durakladı ve yanına varmamı bekledi. Sonrasında birlikte yürümeye başladık, yüzüne bakabiliyor olmak bile güzel hissettiriyordu. Etrafta insanlar olduğu için sesimi kısık tutarak konuştum. "Jongin, bir şey olmadığına emin misin?"

Kumral saçları tüm kasvetine rağmen gözalıcı bir şekilde alnından aşağı doğru dökülüyordu, önüne gelen bir tutamı eliyle geriye itti. "Okuldayken benimle değil derslerinle ilgilenmelisin Sehun." dudaklarındaki minik tebessümden öpmek istiyordum. "Sen böyleyken aklımı başka bir yere veremem." Nasıl benden kendisi dışında bir şeylerle ilgilenmemi bekliyordu ki?

"Sadece uykusuzum, gerçekten. Bugün Chae'yi kreşten sen alır mısın?" Gayet inandırıcı duruyordu fakat söz konusu o olunca büyük oyunculuğunun arkasına sığınmış olma ihtimalinini yok sayamıyordum. Yine de şimdilik daha fazla üstelememeye karar verdim. Zaten öğretmenler odasına varmıştık. "Olur, ama gerçekten gülümsediğini görmeden sınıfa dönmeyeceğim."

Cümlem hoşuna gitmiş olacak ki genişçe gülümsedi ve kalbim dokuz nokta altı şiddetinde sarsıldı, biraz ani olmuştu. "Git haydi Sehun." Okulda olmamızın getirisiyle çok kavramak istediğim yüzüne son kez bakıp arkamı döndüm, nasıl olsa akşam bol bol öperdim.

" Okulda olmamızın getirisiyle çok kavramak istediğim yüzüne son kez bakıp arkamı döndüm, nasıl olsa akşam bol bol öperdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

--

"Yoruldun değil mi?" Ellerimden tutan küçük kıza doğru eğildim. Onu kreşten aldıktan hemen sonra parka götürmüştüm ve baya bir oynayıp terlemiştik. Jongin'in özel dersi de şu zamanlarda bitmiş olmalıydı ki zaten biz de bu küçük fıstıkla eve yürüyorduk. "Hmhm." Beni mırıldanarak onayladı. Hiç beklemeden eğilip onu kucağıma aldığımda ani hareketim kıkırdamasına neden olmuştu.

bir çeşit eşitsizlik] sekai ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin