final 2/4| yixing

1.7K 198 51
                                    

yixing gözünden bir çeşit eşitsizlik castine hoşgeldiniz efendim

---

Anne ahtapotların yavrularının yumurtadan çıkmalarını beklerken açlıktan öldüklerini biliyor muydunuz? Ben de bunu Doyeon'dan öğrenmiştim ve şimdi o kollarımın arasında dansa ayak uydurmuş bir haldeyken bunu düşünüyordum. Balonun ortalarındaydık, slow bir parça çalmaya başlamıştı ve çiftler sahneye çıkmıştı. Hemen karşımda Baek'in belinden kavramış bir Chanyeol vardı. Birbirimize bakıp göz kırptık, ben birazcık da kıkırdadım.

"Neye gülüyorsun yine?" Doyeon başını omzuma yaslamış bir şekilde konuştuğunda hâlâ aklım biraz da olsa anne ahtapotlardaydı. "Chanyeol'le göz göze geldik de." Sonra bir şeyler daha söyleyecektim ki gözüm bar taburelerinde oturan Jongdae ve Sehun'a kaydı. Jongdae kıravatını başına bağlamıştı ve sarı tutamları iyice dağılmıştı. Sehun başını onun omzuna yaslamıştı ve birlikte salak salak gülüyorlardı. Onlarla birlikte eğlenmek istediğimden sevgilimin kulağına doğru eğildim. "Bizimkilerin yanına gitsem biraz olur mu?" Başını omzumdan kaldırıp gülen gözleriyle bana baktı ve onaylarcasına göz kırptı. "Git hadi. Ben de benimkilere bakayım."

Onayı aldığım gibi hızlıca iki tatlımın yanına vardım ve bir tabureye de ben çöktüm. Geldiğime sevinmiş gibiydiler. Jongdae ellerini uzatıp yanaklarımı sıktı. "Kuzumuz gelmiş. Sehun bak, kocaman oldu da bizi ziyarete geliyor." Anlaşılan hafiften kafası kaymıştı ama Sehun biraz daha sağlamdı, sadece sırıtmakla yetindi. İkisinin bu gece sevgililerinden ayrı olmaları biraz tatsız bir durumdu ama birliktelerken de gayet güzel idare ediyorlardı. Taburemi iyice ikisine yakınlaştırıp menuniyetle gülümsedim.

"Ahtapot annelerin yavruları yumurtadan çıkana kadar öldüğünü biliyor muydunuz?" Hevesle aklımdan çıkmayan paragrafı onlarla paylaşmak için konuştuğumda ikisinin de yüzünde mimik oynamamıştı. Sonra arkadan bir ses duyuldu, beklediğim ses buydu. "Ben biliyorum!" Chanyeol ve Baekhyun da aramıza katılmıştı. Beni asla hayal kırıklığına uğratmayan kankama elimi uzattım ve bir beşlik çaktık. Chanyeol o kadar ruh eşimdi ki, bazen aynı kafayı paylaştığımızı düşünüyordum. Sadece benim daha büyük, yapılı, tatlı ve tatlı halim gibiydi. Gerçi dostlarımın hepsi çok tatlıydı...bebeklerim benim.

"Keşke biri üstüme içecek dökse de soyunmak zorunda kalsam. Çok iyi iç çamaşırı giydim." Jongdae alnındaki kıravata rağmen oldukça ciddi bir ses tonu takındığında güldüm. Baekhyun da kendininkini gevşetip boynuna geniş bir alan tanımıştı. Zaten kızlar rahat rahat elbiseler giyerken biz neden nefes almayı bile bu kadar zorlaştırıyorduk anlamış değildim. Keşke ben de elbise giyebilsem... "Soyunmak için bir nedene ihtiyacın yok, yap gitsin." Aldığı bu gazdan oldukça etkilenmiş olan kuşum elini ceketine atmıştı ki Sehun onu durdurdu. "Kim Junmyeon bunu çıplak bulursa ihale üstümüze kalır beyler." İçkisinden bir yudum aldı sonra, yanakları hafif pembeydi. "Yarın akşam bizde toplanalım, orda ne isterse yapsın." Herkes bunu mantıklı bulmuştu, Jongdae hafif sızlansa da pek sesi çıkmadı.

"Of, resmen üniversiteye geçiyoruz." Bir süre sessizce oturduktan sonra Yeol heyecanla konuştu. "Lisede en çok neyi özleyeceksiniz?" Odağımı ondan ayırıp biraz düşündüm. Aslında özleyeceğim çok şey vardı. Öncelikle Jongdae gidiyordu, hepberaber olmayı özleyecektim. Ama bunu söylersem ortam fazlasıyla durgunlaşacaktı, diğerleri de bu konuyu görmezden geliyordu ve böylece veda anını iteleyebildiğimiz kadar iteliyorduk. "Ben Kyungsoo'yu özleyeceğim." Böylece aklımdakinden bambaşka bir şeyi dile getirerek ilk ben konuştum. Yalan da değildi, müdür yardımcımızın hastasıydım.

Çocuklar dediğime sesli güldü. Lisenin ilk yılı onu ilk gördüğümüzde hepimizin dibi düşmüştü ama adamın parmağındaki evlilik yüzüğünü görmemiz çok sürmemişti.

bir çeşit eşitsizlik] sekai ✔Where stories live. Discover now