her şey çok güzel olacak

3.4K 303 65
                                    

Alison, ertesi gün okula gitmedi. Ve ondan sonraki birkaç gün boyunca da. Noel tatiline kadar herhangi bir günde okula gidecek cesareti kendinde bulamamıştı. Cesaretli olup bunu ona yapanlarla yüzleşmesi gerektiğini biliyordu ancak gücü yoktu. Kendini tükenmiş ve hiçbir şey yapamayacak konumda hissediyordu.

Bu arada Peter Parker de okulda bunun sorumlularını aramakla meşguldü. Hiç kimse bir şey bilmiyormuş gibi yapsa da içinden bir ses Liz Allan'ın bu işte bir parmağı olduğunu söylüyordu. O sese güvenerek o grupla ilişkisini iyice kesti ve eski günlerdeki gibi sadece Ned ile takılmaya başladı. Hayatı şimdiden daha huzurlu olmuştu bile. Tek eksik Alison'ın onu hayatında istememesiydi ve şu anda onunla iletişim kurmanın tek bir yolu vardı. Benjamin olmak.

benjamin:

uzun zamandır konuşmuyoruz

neler yapıyorsun?

movielover:

hhiiiiççççç

bir barda tek başıma oturmuş çok çirkin bir şey içiyorum

benjamin:

sen ciddi misin?

movielover:

bir lama yavrusu kadar ciddiyim hem de

hahahahaha

lama yavruları çok komik değil mi sence de?

benjamin:

çok sarhoşsan senin için komiktirler evet

nerdesin sen?

movielover:

pek emin değilim

Queens'te bizim eve en yakın bardayım sanırım

canım pek yürümek istemiyordu ve pijamalarımlaydım

benjamin:

pekala, oraya gelirsem beni hatırlamayacağına söz verir misin?

movielover:

dünyanın en büyük sözü

benjamin:

geliyorum

Peter evden nasıl çıktığını bilmiyordu bile. Üzerine bir ceket geçirerek kapıdan çıktı ve Alison'ın evine doğru koşmaya başladı. Ordan sonra barı bulması neredeyse yarım saatini almıştı ve geçen her dakika içinde bir korku büyütüyordu. Alison tek başına, sarhoş bir halde ne yapacaktı?

Bardan içeri girdiğinde ilk işi bakışlarıyla etrafı taramak oldu ancak Alison görünürde bir yerde değildi anlaşılan. İçindeki panik gitgide büyürken arkalara doğru ilerlemeye başladı. Bar tezgahının yanına ulaştığında kızı orada bulacağını tahmin edebiliyordu. Kısa bir an oturanları inceledikten sonra aradığını bulmuştu bile. Dağınık saçları ve pijamalarıyla oraya ait olan olmadığı her halinden belli olan Alison barmene bir şeyler anlatmakla meşguldü. Peter hızla onun yanına ilerleyip nazikçe kızın koluna dokundu.

"Alison."

Alison irkilerek ona döndü ve bir süre tanıyamamıştı gibi yüzünü inceledi. "Peter?"

Peter başını aşağı yukarı salladı ve kızı sandalyeden kaldırmak için koluna girdi ancak Alison buna izin vermemişti. "Ben buraya Benjamin'i çağırdım. Burada olduğumu nerden biliyordun?"

Peter derin bir nefes aldı ve yarın kızın bunların hiç birini hatırlamayacağını umarak "Ben Benjamin'im." dedi. Alison ona inanmayan gözlerle bakarak güldü ancak bir şey demeden sandalyeden kalktı. Sendeliyordu. Peter hemen koluna girerek onu oradan uzaklaştırmaya çalıştı.

"Bir saniye!" dedi Alison huysuz bir sesle. Az önce sohbet ettiği barmene döndü ve "Ara beni de devamını anlatayım tamam mı?" dedi flört eder gibi.

Barmen gözlerini devirerek Peter'e baktı ve "Al şu kızı başımdan." diyerek başka müşterilerle ilgilenmek üzere uzaklaştı. Peter gülerek tekrar kızın koluna girdi ve çıkışa kadar zorla da olsa götürmeyi başardı. Sonunda açık havaya çıktıklarında rahat bir nefes almıştı. "Annen nerede Alison?"

Alison aniden heyecanlanarak ona döndü ve kocaman açtığı gözleriyle cevap verdi. "İnanmayacaksın! Bir adamla randevuya çıktı. Babam gittiğinden beri ilk defa hem de."

Peter buna nasıl tepki vereceğini bilemeyerek başını salladı ve Alison'ı evine götürmenin en iyisi olacağına karar verdi. Onların evine doğru yürürken kız da çocuğun koluna yapışmış bir şeyler sayıklıyordu. "Sen gerçekten Benjamin misin?" diye sordu bir süre sonra. "Evet o'yum." dedi Peter.

Alison aniden durdu ve ağlamaya başladı. "Seni Peter olarak görüyorum Ben." dedi ellerini yüzüne kapatarak. "O kadar kör olmuşum ki gerçek seni göremiyorum bile. Özür dilerim."

Peter ne yapacağını bilemeyerek kızın omzunu sıvazladı ve "Sorun değil Alison. Fazla sarhoşsun." dedi. Kızın kafasını karıştırdığı için kendini suçlu hissediyordu.

"Peter beni bu halde görseydi çok kötü olurdu." dedi Alison aniden ağlamayı keserek. "Pijamalarımlayım."

Peter kendi kendine gülümsedi. "Eminim bu halini çok tatlı bulurdu."

"Onu özledim." dedi Alison Benjamin zannettiği kişiye sarılarak. Peter başını kızın başının üzerine koydu ve duyamayacağı bir sesle "Ben de seni özledim." diye fısıldadı.

Bu arada Alison'ın evine gelmişlerdi bile. Peter kıza bir süre anahtarın ne olduğunu ve ne işe yaradığını açıkladıktan sonra nihayet Alison ev anahtarını cebinden çıkarmış ve kapıyı açması için Peter'e vermişti. İki genç içeri girip salondan geçti ve doğrudan kızın odasına ilerledi. Peter daha önce penceresine geldiğinden odanın nerde olduğunu biliyordu. Zaten uyuklayan kızı nazikçe yatağına yatırdı ve üstünü örttü. Tam gitmek üzereyken bileğine sarılan el ile duraksadı.

"Gitme."

Dönüp kıza baktı. Alison yaşlı gözlerle ona bakıyordu. Bir süre ne yapacağını düşündükten sonra ceketini çıkardı ve kızın yanına uzandı. Alison hemen çocuğun göğsüne kurulmuştu. İkisi biraz öylece uzandıktan sonra Peter kızın kesik kesik hıçkırıklarla ağlamaya başladığını fark etti. Elleri tişörtünü sıkıyor ve gözyaşları göğsüne damlıyordu.

"İyi ki burdasın Ben." dedi Alison hıçkırıklarının arasından. "Her şey o kadar kötü gidiyor ki."

Peter kızın saçlarına bir öpücük bıraktı. "Özür dilerim Al." dedi Benjamin olmayı bırakıp tüm bunların sorumlusu Peter Parker olarak. "Ama söz veriyorum her şey çok güzel olacak, tamam mı?"

Alison başını iki yana salladı. "Çok geç. Hayatım paramparça."

Peter tavana bakarak dişlerini sıktı. Onun bu kadar üzülmesine neden olan her şeyi yok etmek istiyordu. "Toparlanacak."

Alison ona baktı. Ağlaması biraz yavaşlamış gibiydi. "Söz mü?"

"Söz."

Movie Lovers • Peter ParkerWhere stories live. Discover now