the space between us / özel bölüm

1.3K 109 162
                                    

Bu bölümü normalde 2019'da yayınlamışım. Sonra içime sinmedi çok dramatik geldi sanırım ve kaldırdım. Ama tekrar okuyunca kitapta olması gerektiğini düşündüm o yüzden tekrar yayında 🌞

Dean Martin kulağımın içine bunun aşk olduğunu fısıldarken gözlerim başını omzuma yaslamış şekilde duran Peter'e kaydı. Saçlarından gelen şampuan kokusu kendi kokusuyla karışıyor ve kulaklığımdaki şarkıya hak vermeme sebep oluyordu.

Saçlarının arasına bir öpücük bıraktım ve camdan dışarıyı izlemeye devam ettim. Okula gelmiştik bile. Servis yavaşlayarak okul kapısında durduğunda Peter başını kaldırdı ve şapşal bir ifadeyle etrafına bakındı. Bu haline kahkahalarla gülmemek için dudaklarımı ısırmam gerekmişti.

"Günaydın." dedim gülümseyerek.

Beni gördüğünde sırıttı ve yanağıma kısa bir öpücük kondurmadan önce "Günaydın bebeğim." dedi.

Gözlerimle ayaklanan öğrencileri işaret ederek iğneleyici bir tonla sordum. "Servisten bugün inmeyi düşünür müsünüz Bay Parker?"

Gözlerini devirip çantasını sırtına taktıktan sonra nihayet aşağıya inmiştik. Asfalta ayak bastığım anda bir terslik olduğunu fark ettim. Az önce servisten inen herkes havadaki bir şeye kilitlenmişti. Telaşla başımı oraya çevirdiğimde gökyüzünde devasa bir cisim olduğunu gördüm. Ortası boş demir bir tekerleğe benziyordu ve ışıklar saçarak dönüyordu.

Düşünebildiğim ilk şey Peter olmuştu. Hızla ona döndüm, tabi ki o da aynı yere bakıyordu. Onu izlediğimi fark ettiğinde bana döndü ve başını umutsuzca iki yana salladı. Bunun ne anlama geldiğini biliyordum. Kostümünü giyecek ve bu korkunç şey her kime aitse onunla savaşmaya gidecekti.

Onu bileğinden yakalayıp hala park halinde olan servisin arka tarafına çektim ve korkuyla konuştum. "Peter, gidemezsin."

Şefkatle ellerimi tuttu. Benim buz tutmuş ellerim karşısında onunkiler yanıyordu. "Gitmem gerektiğini biliyorsun Al, lütfen böyle yapma."

"Gitmek zorunda değilsin!" diye bağırdım. Şimdi yüzünü avuçlarım arasına almıştım. "Sen bu kadar büyük bir şeyle başa çıkamazsın Peter, bırak Yenilmezler halletsin."

Kısa bir an için kabul edeceğini sandım. Elimi tutup benimle birlikte okula gireceğini ve dışarıdaki o devasa şeyi unutacağını. Tabi ki bunu yapmadı. Peter hiçbir zaman düşmandan kaçmazdı zaten.

"Yenilmezlerin bile bazen bana ihtiyacı olabilir Mia, Bay Stark'ın bana ihtiyacı olabilir." dedi. Gözlerinde buna gerçekten inandığını görebiliyordum.

Ağlamak üzere olduğumu fark etmemesi için ona sarıldım ve tişörtünü sıkı sıkıya kavradım. Bu devasa araç her neyse muhtemelen uzaydan gelmişti ve bende kötü bir his uyandırıyordu. Örümcek Adam gerçekten bununla baş edebilir miydi?

Geri çekildiğimde ıslanan gözlerimi hızla sildim ve "Seni seviyorum." dedim. Daha sonra aklıma gelen şeyi de telaşla ekledim. "Geri döneceğine söz ver."

Yüzüne zoraki bir gülümseme kondurarak dudaklarıma uzandı ve beni uzun uzun öptü. Elimi ensesine koyup onu kendime çektim. İçimden bir ses bana acımasızca bunun onu son öpüşüm olabileceğini söylüyordu.

"Seni çok seviyorum Al ve söz veriyorum geri döneceğim." dedi geri çekildiğimizde. "Hem Bay Stark da orada olacak. Merak etme o bana bir şey olmasına izin vermez."

Başımı aşağı yukarı salladım ve koşarak gözden kayboluşunu izlerken onu tekrar görebilmek için bildiğim tüm Tanrı'lara yalvardım.

🕸

Movie Lovers • Peter ParkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin