the holiday

3.4K 299 67
                                    

Noel tatili nihayet geldiğinde yapabileceğim en doğru şeyi yapıp en yakın arkadaşım Shane'in yanına, Londra'ya bilet almıştım. Okula tekrar dönmeden önce herkesten ve her şeyden uzaklaşmak ihtiyacım olan tek şeydi. Annemi buna ikna etmek zor olmuş olsa da sonunda başarmıştım ve nihayet bugün gidiyordum.

Ben odamda valizimi toplamakla meşgulken kapı zilinin çaldığını duydum. Annem evde olduğundan kapıya kaptı. May gelmişti. Şu an ikisi çok sıkı dost olduğundan sık sık birbirlerine gidip geliyorlardı ve ben bu durumdan çok rahatsızdım. Her an Peter de gelebilir ya da annem beni oraya götürebilir diye ödüm kopuyordu.

İkisi içeride konuşurken ben valizimi de alıp odamdan çıktım ve May'e selam verdim. Valizime bakarak sordu. "Bir yere mi gidiyorsun tatlım?"

"Evet tatil için Londra'ya gideceğim." dedim gülümseyerek. May kaşlarını kaldırdı ve iyi yolculuklar dileyerek annemle ettiği koyu sohbetine geri döndü. Annemle son kez vedalaşıp kapıdan çıktım ve havalimanına gitmek üzere aşağı indim. Kapının önünde apartmana girmek üzere olan Peter Parker'ı görmeyi beklemiyordum. Onu karşımda görünce aniden duraksadım ve istemeden birkaç saniye onu inceledim. Harika görünüyordu.

"Selam." dedi çekingen bir şekilde. "May'e ev anahtarlarını vermeye gelmiştim de. Aslında seni görmeyi umuyordum. Ben-" Bakışlarımı elimdeki valizimi bulunca sustu ve soran gözlerle bana baktı. Bir açıklama yapmadan önce konuşmasını bekledim. "Bir yere mi gidiyorsun?"

"Evet Peter." dedim gözlerimi kaçırarak. "Londra'ya gidiyorum."

Şaşırdı. "Neden?"

"Birkaç günlüğüne burdan uzaklaşmak istiyorum ve Noel tatili iyi bir fırsat. Arkadaşım Shane Londra'da yaşıyor. Bir süre onun yanına kalacağım."

Anladığını belirtir gibi kafasını salladı ve "Seninle havalimanına kadar gelmemi ister misin?" diye sordu. Tabi ki isterdim. Okula gitmediğim bir haftalık sürede onunla zaman geçirmeyi deli gibi özlemiştim ve şu anda havalimanına giden uzun yolu birlikte gitmek için yanıp tutuşuyordum. Yine de günler önce verdiğim ondan uzak durma kararına sadık kalarak "Kendim gidebilirim, sağol." dedim.

O an içimdeki romantik kız beni tokatlayabilecek olsa bir an bile düşünmezdi herhalde.

"Peki." dedi Peter. Israr etmediği için ona minnettardım. "İyi yolculuklar o zaman."

"Teşekkürler." diye mırıldandım ve arkamı dönüp kaldırımda ilerlemeye başladım. Kısa bir an sonra Peter arkamdan "Alison!" diye seslenmiş ve büyük adımlarla yanıma ulaşmıştı. Bir şey söylememe fırsat kalmadan kollarını bana doladı ve sıkıca sarıldı. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Kollarımın iki yanda sallanmasına son vererek ben de ona sarıldım. Mantığım hayır! diye haykırıyordu ama kendime engel olamamıştım. O beni sımsıkı sararken hiçbir şey yapmadan durmak çok zordu. Yine de ilk geri çekilen ben oldum.

"Düzgün bir veda etmek istedim." diye açıklama yaptı Peter. Dalgınca başımı aşağı yukarı salladım ve hiçbir şey demeden oradan uzaklaştım. Yürürken dizlerimin bağı çözülüyor gibi hissediyordum ve Peter'in her seferinde bana bunu yapabilmesinden bir kere daha nefret ettim.

🕸 🕸 🕸

"Senden hoşlandığını söylediği kısmı tekrar anlat çabuk."

Shane yatakta baş aşağı durmuş bana bakarken onun heyecanına güldüm. Nihayet Londra'ya gelmiş ve arkadaşıma başıma gelen her şeyi detaylı bir şekilde anlatabilmiştim. Üzerimden büyük bir yük kalkmış gibi hissediyordum.

"İki kere anlattırdın zaten Shane." dedim ona bir yastık fırlatarak. "Hem o kadar romantik değildi."

Gözlerini devirdi ve yatakta oturur pozisyon aldı. "Senin büyük bir sorunun var kızım." dedi ciddileşerek. "Kiminle olmak istediğine karar vermelisin. Kalbini mi dinleyeceksin aklını mı?"

Dilim tutulmuş şekilde durdum. Ben de uzun zamandır bu sorunun cevabını arıyordum ve bulmama yardımcı olması için Shane'in yanına gelmiştim.

"Sence?" dedim vereceği cevaptan korkarak.

"Şimdi Benjamin denen çocuk anlayışlı, senden gerçekten hoşlanıyor ve zevkleriniz uyuşuyor değil mi?" Başımı onaylar gibi salladım. "Diğer yandan Peter de senden çok hoşlandığını söylemiş ve o da sana gayet iyi davranıyor. Tek sorun onunla olmanın sana çeşitli şekillerde zarar vermesi."

"Evet işte Shane!" dedim çaresizce ellerimi yüzüme kapatarak. "Ne yapacağım ben?"

Shane yerdeki paketten bir avuç cips alıp ağzına attı ve düşünür gibi yaptı. Nihayet çiğnemeyi bitirdiğinde ben sonunda nihai cevabı vereceğini düşünürken o "Benim de kafam karıştı." demekle yetindi. Sinirle inledim ve kendimi yere attım.

"Aslında Peter derdim ama popüler çocuklar grubuyla takılmaya başladığını bilmiyordum ve güvenini iki kere boşa çıkartmış bile. Tekrar aynı şeyleri yaparsa seni ben bile toparlayamam kızım. Ayrıca onunla olursan son olaya benzer şeyler yaşanmayacağının garantisi yok."

Söylediklerinin doğruluğu karşısında kalbim kırılsa da başımla onu onayladım.

"Diğer yandan ya Benjamin aşırı çirkinse ve seninle o yüzden tanışmak istemiyorsa?" dedi kaşlarını kaldırıp bilmiş bilmiş bana bakarak. "Umurumda değil." dedim tüm içtenliğimle.

Omuz silkti. "O zaman sen bilirsin. Daha 1 hafta buradasın düşünmek için bol bol zamanın var." Yataktan kalkıp ellerini pantolonuna sildi ve bana uzattı. "Ama önce seni biraz gezdireyim tatlım."

1 hafta sonra

Geri dönmeme bir gün kalmışken hala bir karar vermiş değildim. Yine de Shane ile çok eğlenmiştim ve bir süre Queens'te olanlar hakkında düşünmemek çok iyi gelmişti. Ben valizimi hazırlarken Shane de son kararımı vermem için bana yardımcı olmaya çalışıyordu.

"Belki de hiç kimseyle olmayıp yalnızlıktan ölmelisin."

Ona sinirli bir bakış attım. "Kimseyle olmamak beni öldürmez Shane. Şu ana kadar hayattım değil mi?"

"Tamam tamam." Geçiştirir gibi elini salladı. "En bağımsız, en güçlü kız sensin ama bir karar vermek zorundasın."

Valizimin ağzını kapatıp ona döndüm. "Biliyor musun aslında burda durduğum süre boyunca Peter'i fazla düşünmedim bile. O etrafımda olmayınca o kadar da etkilenmiyorumdur belki de."

"Belki."

"Döndüğümde onunla arama gereken mesafeyi koyacağım." dedim ancak sesim hiç kendinden emin çıkmıyordu.

"O zaman sıradaki görevin Benjamin'i bulmak tatlım. Bakalım gerçekten çirkin miymiş?"

Omzuna vurdum ve "Ona çirkin deme!" dedim gülerek. Shane beni havalimanına kadar bırakırken tek düşünebildiğim Peter'i gördüğümde nasıl davranacağımdı. Sanırım bu tatilde onu düşünmediğim konusunda yalan söylemiştim.

Movie Lovers • Peter ParkerWhere stories live. Discover now